Maalesef vücudu bu topraklarda yaşayan ama ruhu bu millete düşman sayıca az fakat sesi çok çıkan bir kesim var. Bunlar buldukları her fırsatta içlerindeki kini ortaya çıkarıyorlar. İşte son örneğini Pazartesi günü hep birlikte yaşadık. Kendilerine akademisyen diyen bir güruh alanen terör örgütü yanında saf tutarak devletine ve milletine kin kustu.
Bu bildiriyi ülkemizdeki 151 bin akademisyenden 1128'i imzalamış da olsa ortaya çıkan durum çok düşündürücüdür. Benim itirazım bu akademisyenlerin farklı düşünmelerine değildir. Türkiye'nin demokraside geldiği yer itibariyle hoşumuza gitmese de farklı düşüncelere elbette saygı duyuyoruz. Buradaki mesele kendilerine akademisyen diyen kitlenin tamamı yalandan, propagandadan oluşan terör örgütünün dilini kamuoyunda dayatmasıdır. Terör örgütü adına kurşun sıkmanızla onun propangasını yapmanız arasında hiçbir farkı yoktur. Bunun düşünce özgürlüğüyle ilgisi bulunmuyor.
'Bu ülkede ikinci bir bayrak dalgalandırılamaz'
Biz ülkemizdeki bir şeyin müdafaasını yapıyoruz. Biz tek millet olmanın gayreti içindeyiz. Yani tüm etnik unsurlarla tek millet. Biz tek bayrak onun peşindeyiz. Bu ülkede ikinci bir bayrak dalgalandırılamaz. Tabi ki yeri geliyor canımız yanıyor, kolay değil, şehitlerimiz toprağa düşüyor. Ama bilmeliyiz ki toprak şehitlerimizle vatan oluyor.
Bütün bu olanlar, bildiri imzaları, hadi bunları sineye çektik. Peki kendi ülkesine yabancıları davet etmek neyin nesidir? Bu mandacı zihniyeti biz çok iyi tanıyoruz.
'Hiçbir ülke kendi vatandaşlarının hayatlarının hendek siyasetiyle tehdit edilmesine rıza göstermez'
Hiçbir ülke kendi vatandaşlarının hayatlarının hendek siyasetiyle, hendekle, bombalı barikatlarla, silahla tehdit edilmesine rıza göstermez. Dün gece Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde teröristler polis lojmanlarına ve emniyet kuvvetlerimizin binalarına saldırdılar. Bombalı araç roket ve silahlarla gerçekleştirilen saldırıda bir polisimiz ve 5 vatandaşımız hayatını kaybederken 6'sı polis kalanı sivil 39 vatandaşımız da yaralandı.
Çınar saldırısı dahi terörün karşısında haysiyetli bir duruş sergilemeyenlerin alçak duruşunu göstermeye yeter. Biz bugüne kadar hep dik durduk. Biz sadece Allah'ın huzurunda eğiliriz.
'Bu sözde aydınlar aydın değil, karanlıktır'
Bu sözde aydınlar aydın değil, karanlıktır, karanlık. Zira bunların vatan diye bir meselesi yoktur, millet diye bir meselesi yoktur. Bunlar sadece güzel ülkemizi nasıl karıştırırız bunun gayreti içindeler. Bu mesele kesinlikle demokrasi meselesi, düşünce hürriyeti meselesi değildir. Türkiye'nin bu konularda hiçbir eksiği yoktur. Bu mesele devletin ve milletin bekası meselesidir.
Devletin olmadığı yerde demokrasi, hak, hukuk olmaz. Kan, gözyaşı, kaos olur. Bölgemizde yaşanan durum ortada. Güneydoğu'da çeşitli illerimizde teröristlerin yol açtığı sıkıntılar karşısında devlet olarak vatandaşlarımızın hakkını korumak mecburiyetindeyiz.
susturamıyoruz efendim konuşuyor hazret! saltanat pardon başkanlık elde edene kadar da susacağa benzemiyor. bak dili uzun adam car car boş boş konuşacağına sal mahir okçu bilal'i teröristlerin üzerine bu iş bitsin tez elden! ha pardon askerliğini yapmamıştı dimi ya hak okçusu! ok savurmaya gelince en önde buyur askere gel deyince aauvvvv!
ilgili kurum mu ? zaten bütün kurumlar sana çalışıyor büyük badem sen merak etme, senın g.t yalayıcılarının dediği gibi kanları akar yakında sayende
Sana inat neredeyse pkk ya kol kanat gerecekler bu hainler. Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır. Kahret VATAN düşmanını.