Erdoğan ve Ruhani: 'Temel Prensiplerde Fark Yok'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'yi ağırladı. Görüşme sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında iki lider de 'temel prensiplerde fark olmadığı' ve bölgede yaşanan mezhepsel ve terör kaynaklı krizlere karşı işbirliği vurgusu yaptı. Cumhurbaşkanı Ruhani '“Ne mutlu bize ki temel prensiplerde fikir ayrılığımız yok. Çok cüzi konularda belki farklı düşünüyor olabiliriz, bu sorun değil.”derken, Erdoğan'da 'Bölgemizi sarsan terörizm ve mezhepçilik sorunları ile bunlara bağlı olarak ortaya çıkan insani krizlerin üstesinden gelinmesi için birlikte çalışmamız gerekiyor.' ifadelerini kullandı.

Erdoğan - Ruhani ortak basın toplantısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'yi ağırladı. Son yıllarda Suriye ve Irak sebebiyle gerilen siyasi ilişkiler ve İran’a yaptırımların kalkmasının ardından geliştirilmeye çalışılan ekonomik ilişkiler masaya yatırıldı.

İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinde Suudi Arabistan’ın bastırmasıyla ve Türkiye’nin de desteğiyle kabul edilen sonuç bildirgesinde İran’ın ‘terörist faaliyetlere destek vermesi’ eleştirilmiş, Suudi Arabistan’ın İran’daki diplomatik temsilciliklerinin saldırıya uğraması da kınanmıştı. Bildirgenin İran’ın itirazlarına ragmen kabul edilmesinden bir gün sonra gerçekleşen resmi ziyarette, Erdoğan ile Ruhani’nin sıcak tavırları dikkat çekti.

Ruhani'den İİT zirvesine gönderme

Al Jazeera Türk'ten Ece Göksedef'in haberine göre, Erdoğan ve Ruhani, bir saatten uzun bir süre baş başa görüştü. Ardından iki ülke heyetleri Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi (YDİK) toplantısının üçüncüsünü gerçekleştirdi. Toplantıların ardından ortak bsın açıklamasında İran Cumhurbaşkanı Ruhani, İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’ne katıldıklarını anımsattı. İslam ülkeleri arasındaki işbirliğinin önemine dikkat çeken Ruhani, ikinci önemli konunun Filistin halkının acılarına son vermek olduğunu söyledi.

Ruhani, bu amaçlar göz önünde bulundurulduğu sürece İran’ın teşkilâta desteği sürdüreceğini ifade etti.

Zirvede, hem Erdoğan dâhil liderlerin yaptığı konuşmalarda hem de sonuç bildirgesinde mezhepçilik uyarıları ön plana çıkmıştı. Erdoğan, İran ve Suudi Arabistan liderlerinin bulunduğu salonda yaptığı konuşmasında birlik mesajı vererek “Benim denim Sünnilik ya da Şiilik değil, İslam’dır. Mezhepçilik fitnedir” demişti.

Ruhani de, Beştepe’de yaptığı açıklamada mezhepçilik sorununa dikkat çekti ve benzer sözleri kullandı:

'Bizim kimliğimiz Sünni ve Şii olmak değil, Müslüman olmaktır'

“İİT’nin önem vermesi konulardan biri de mezhepleri birbirine yakınlaştırmaktır. Dünyaya şunu söylemeliyiz: Bizim kimliğimiz Sünni ve Şii olmak değil, Müslüman olmaktır. Sevgi, rahmet ve kardeşlik dinidir bizim dinimiz. Umarım Türkiye’nin dönem başkanlığı süresince, Türkiye ile işbirliği yaparak bu değerli amaca ulaşırız.'

Ocak ayında İran’a yönelik yaptırımların kalkmasının ardından Türkiye ile İran’ın ilişkilerinde düzelme olacağı bilgisini veren bir dışişleri yetkilisi, Al Jazeera’ye ‘İran kaynaklı mezhepçilik kartı ilişkilerdeki en büyük sorun’ diye konuşmuştu.

Suriye ve Irak’ta ilerleme yok

Erdoğan da Ruhani de konuşmalarında bölgesel sorunları ele aldıkların ve bazı fikir ayrılıkları olduğunu söyledi. Ancak temel prensiplerde fikir ayrılığı olmadığını belirtti. Erdoğan “Bölgemizi sarsan terörizm ve mezhepçilik sorunları ile bunlara bağlı krizlerin üstesinden gelinmesi için birlikte çalışmamız gerekiyor. Suriye ve Irak başta olmak üzere bölgede akan kanın durdurulması için ülkelerimizin öncülüğü şart. Bölgede akan kanın durması için hemfikiriz. Teröre karşı sıfır tolerans uygulanması konusunda görüş birliği içindeyiz' diye konuştu.

Ruhani, Irak ve Suriye ile birlikte Yemen konusunu da gündeme getirdi ve “Ne mutlu bize ki temel prensiplerde fikir ayrılığımız yok” dedi:

“Ülkelerin sınırları sabit kalmalı, parçalanmamalı. İkimiz de buna vurgu yapıyoruz. Ölümler bir an önce durmalı. Terörizme her ne adla olursa olsun, mücadele etmeliyiz. Ülkenin geleceğini o ülkenin halkı belirler. Başka ülke belirleyemez. Bunda da hemfikiriz. Çok cüzi konularda belki farklı düşünüyor olabiliriz, bu sorun değil.”

İki ülke Suriye ve Irak'ta yıllardır derin görüş ayrılığı içinde

İki ülke özellikle Irak ve Suriye konusunda yıllardır görüş ayrılığı içinde. Suriye’de İran Esad rejimini desteklerken Türkiye Esad’ın meşruiyeti kalmadığını söylüyor ve muhalifleri destekliyor. ‘Akan kanın durdurulması’ konusunda hemfikir olunsa da bunun nasıl olacağıyla ilgili fikir birliğine varılamadığı için bir ilerleme sağlanamadı.

İki ülke de Suriyelilerin kendi ülkelerinin geleceğine karar vermesi gerektiği görüşünde. Cenevre’de yürütülen müzakerelerde ise iki ülke farklı taraflara destek veriyor ve görüşmelerde etkili olmayı sürdürüyor.

Terörle mücadelede kararlılık vurgusu yapılmasına rağmen bu konuda da pürüzler var. İki ülkenin ‘terörist örgüt’ olarak tanıdığı örgütler arasında farklar var.

Suriye, Irak ve bölgedeki mezhepçilikle ilgili yapılan konuşmalar, Başbakan Davutoğlu’nun Mart ayı başında Tahran’a yaptığı ziyaretin ardından yaptığı açıklamalarla neredeyse aynı.

30 milyar dolar ticaret hacmi hedefi

Türkiye – İran ilişkilerinin son yıllarda gerilemede olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı, yaptırımlar neticesinde ticaret hacminin düştüğünü, bunun yeniden artırılması gerektiğini söyledi. Erdoğan, “Ekonomilerimizin birbirini tamamlayıcı yönünü göz ardı etmeden, iş dünyasını teşvik etmek suretiyle, üçüncü ülkelerde bile bazı yatırımların önemi üzerinde durduk' dedi. İki ülkenin ticaret hacminin 10 milyar dolar seviyesine düştüğünü, bunu 30 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.

'İş adamlarının gümrüklerde veya başka alanlarda engellerle karşılaşmaları dönemini sona erdirmek için işbirliği halindeyiz' diyen Erdoğan, 'Atacağımız adımlarla Türk – İran ilişkilerinin özünün, herhangi bir komşuluk ilişkisinin çok ötesinde olduğu kanaatini somut adımlara dönüştürmeye kararlıyız' diye konuştu.

Ruhani de “Ne mutlu ki bu oturum ambargoların kalktığı dönemde gerçekleşti. İki ülke arasındaki işbirliği için farklı alanlarda zemin hazırlandı' dedi:

 'Tahran ve İstanbul borsaları arasında bağları güçlendirmeliyiz'

'Bir diğer konu ise iki ülkenin bankacılık sektörünün işbirliği yapması' diyen Ruhani, 'Bankalar kendi aralarında irtibat kanalları belirlemiş. Biz bu ilişkileri daha da geliştirme kararı aldık. Türk Bankaları İran’da şubeler açabilirler. Aynı zamanda Tahran ve İstanbul borsaları arasında bağları güçlendirmeliyiz. Bu sermaye piyasasında güzel bir gelişme olur' diye devam etti.

İran Cumhurbaşkanı, gümrükte uzun kuyruklar oluşturan araçların artık görülmemesi için gereken çalışmaların yapılacağını ifade eder, 'İki Cumhurbaşkanının da tam yetkili vekilleri olarak Sayın Yılmaz ve Varizi’ye yetkiler verildi. Gerekeni yapacaklar. Gümrüklerde artık tır kuyrukları görmeyeceğiz diye umuyoruz' dedi.

'Türkiye'ye enerji güvenliğini garanti edebiliriz'

'İki ülkenin özel sektörlerini teşvik edip ortak yatırımların önünü açacağız' diyen Ruhani, 'Özellikle enerji konusunda biz İran’ın Türkiye’nin enerji güvenliğini garantiye alabileceği sözünü verdik. Elektrik, petrol ve petrokimya konularında ilişkileirmizi geliştirebiliriz' diye konuştu.

Sekiz mutabakat zaptı imzalandı

Ruhani, konuşmasında turizme de dikkat çekti. 'Daha fazla seyahat için, üçüncü ülkelerin turizmini cezbetmek için kültürel anlamda da önemli. İki ülkenin kültürleri de birbirini tamamlayıcı. Üniversiteler arası ilişkiler, akademisyen ziyaretleri konularında da işbirliği yapabiliriz' dedi.

Ruhani, 'Türkiye ve İran’ın öncü olduğu alanlar var. Bu alanlarda ortak bir şekilde gelişmeleri hızlandırabiliriz' diye devam etti.

Ticari ilişkilerin gelişmesi konusunda yapılan değerlendirmelere rağmen YDİK kapsamında imzalanan sekiz mutabakat metni içerisinde turizm, enerji ya da ulaşım kapsamında bir anlaşma yer almadı. Sosyal güvenlik, bitki koruma, kültür varlıklarının yasa dışı transferi, hukuk eğitimi, yüksek öğretim, teknoloji ve sanayi araştırmaları alanında mutabakat metinleri imzalanırken, adalet bakanları da ortak bir açıklama imzaladı.

İlişkilerde son durum

Son YDİK toplantısı Nisan 2015'te Tahran'da, yine Erdoğan ve Ruhani liderliğinde yapılmıştı Ruhani, İran'a yaptırımlar kalktıktan sonra ilk kez Ankara'ya geldi. Başbakan Davutoğlu, Mart'ta Tahran ziyaretinde, 'İlişkimizde zihin değişimine ihtiyaç var' demişti.

İran-Türkiye ticaret hacmi 2012'de 21.89 milyar dolardan 2015'te 9.77 milyar dolara düştü.

Popüler İçerikler

Ödüllere Doyamayan Hande Erçel'in Harper’s Bazaar Gecesinde 'Yılın Dijital Yıldızı' Ödülü Alması Topa Tutuldu!
Rasim Ozan Kütahyalı’dan Atatürk Sözleri: “Şeytan Taşlamakla Anıtkabir'de Yapılanlar Benzer Eylemler”
İzmir'de 5 Küçük Kardeşi Öldüren Yangında Acı Detay: Kapıyı Kilitleyerek Giden Annenin İfadesi Ortaya Çıktı!