2013 yılında, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani ve şarkıcı İbrahim Tatlıse'le birlikte Erdoğan'ın davetlisi olarak Diyarbakır'a gelen Şivan Perwer Cumhuriyet'ten Ceren Çıplak'a konuştu.
Perwer, 7 Haziran'dan sonra yaşanan çatışma ortamı için, Erdoğan'ın Türkçü kafalardan korkutuğu yorumunda bulundu.
Perwer'in röportajından bazı bölümler şöyle:
38 yıl Türkiye’ye gelmediniz, sonra gelip Barzani ve İbrahim Tatlıses ile bir arada görüntü verdiniz. Bu denkleme nasıl dahil oldunuz?
Türkiye özgür bir ülke olana dek gelmek istemiyordum. Barzani de daha önceki dönemler için “Gitme, politika kötü, harcanmanı istemiyoruz” derdi.
Sonra Sayın Erdoğan ile Sayın Öcalan çözüm sürecini başlattı. Erdoğan, hem ekonomik hem politik açıdan Türk ve Kürt toplumunu birbirine yaklaştırmaya başladı. Kürtler, Kürt olarak kabul edilmeye başlandı. Devlet nezdinde “hain, bölücü” sayılan Şivan Perwer de artık Türkiye’nin demokrasiye kavuşması için gerekli bir adım olarak görüldü.
Erdoğan Türkçü kafalardan korktu. MHP’den, CHP’den gelen milliyetçi tepkilerden korktu. Kürtler de sahip çıkmadı.
Erdoğan’ın çözüm sürecinde size uzattığı eli tuttunuz. Pişman mısınız? Kandırıldığınızı düşünüyor musunuz?
Kandırılma değil de yeni şeyler öğrendim. Politik kisvelerin arkasındaki ihanetleri gördüm. Ortadoğu’da liderlik, siyasetçilerin çıkarına göre yürüyor. Toplumlar, liderlere kurban ediliyor.
Ben de 40 yıllık özgürlük mücadelemi çözüm sürecine kurban ettim. Bunun bile az da olsa değerini bilemediler. Çözüm sürecine güvenim kalmadı. Çözüm sürecini ortaya koyan Erdoğan ve Öcalan’dı; en büyük darbeyi de maalesef Erdoğan ve Öcalan’ın PKK’si, Kandil vurdu. AKP’nin ortaya çıkış nedeni olan demokratikleşme, insan haklarına saygı, Kürt meselesini samimi bir şekilde çözme gibi anlayışlar terk edildi.
Erdoğan, Kürt meselesini çözen ve Türkiye’de barışı sağlayan bir lider olabilirdi, hatta bu nedenle Nobel Barış Ödülü’nü alarak dünya tarihine adını yazdırabilirdi. Ancak Kobane’deki gelişmelerle başlamak üzere giderek otoriterleşen militarist dil ve söylemler kullanmaya başladı.
Erdoğan’ın “Kürt sorunu yoktur” sözlerini nasıl karşıladınız?
Ne demek Kürt sorunu yok! Türkiye’nin en büyük sorunu Kürt sorunu... Türkiye’nin ekonomik ve sosyal gelişiminin önündeki en büyük engel Kürt sorunu... Önce, “Kürt meselesi benim meselemdir” deyip sonra “Kürt meselesi diye bir şey yoktur” noktasına gelmenin sonuçlarını, AKP son seçimde gördü. Bu ona çok pahalıya mal oldu.
Erdoğan ne yapmalı sizce?
Reforma sahip çıkan bir Erdoğan istiyorum. İktidarda dine saplanmış, kadınların başını bağlayan, bir sözü diğerini tutmayan bir Erdoğan istemiyorum. Savaş kararı veren bir Erdoğan hiç istemiyorum. Bunu yaptığında kendini ucuzlaştırıyor. Tutarlı konuşması gerek, bir sözü diğerini tutmuyor.