Erdoğan, 'Benim şimdi, Kartal Anadolu İmam Hatip'ten mezun olan evladım, Boğaziçi üniversitesine gidebilecekken, katsayı yüzünden gidemedi. Kızlarım bu akıbete uğradı. Ama biliyorsunuz kötü komşu ev sahibi yaptırır meselesi var ya, biz de yurtdışına gönderdik. Benim büyük oğlum, yani oğlum Harvard'da mastırını yaptı. Buradan mezun olan büyük kızım, o aynı şekilde Indiana'yı bitirdikten sonra, Berkeley üniversitesinde master ve doktorasını yaptı. Buradan mezun oldu. Küçük kızım o da aynı şekilde Indiana'yı bitirdi. Mastırını bitirdi o da şimdi ülkesine döndü' dedi.
Okulun yenilenmesiyle ilgili inşaat aşamasında bazı iddiaların gündeme getirildiğini söyleyen Erdoğan, 'Ülkemizdeki her güzel hizmet gibi bu okulu da dillerine dolayanlar, kendilerine rant devşirmeye çalışanlar oldu. Bugün aynı zamanda okulun arazisiyle ilgili pek çok ahlaksız iddiaları dile getirenlerin, hatta meclis gündemine kadar taşıyanların utanç günüdür. Ama biliyoruz ki onların karakterinde utanma duygusu maalesef yok. Hamdolsun onlar bizim muhatabımız değil. Bizim muhatabımız işte buradaki pırıl pırıl gençlerimizdir. Önümüzdeki yıllarda da bu okulda eğitim görecek evlatlarımızdır, milletlerimizdir. Biz hizmetimizi milletimiz için yapıyoruz' diye konuştu.
'Türkiye 8 yıllık eğitim garabetini yaşadı' diyen ve geçmişte uygulanan eğitim politikalarını eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
'Şah damarımızı kestiler'
O ne büyük garabetti. Adeta şah damarımızı kestiler. Şah damarı kesilen bir insan yaşayabilir mi? Yaşayamaz. Nesli o hale düşürdüler. O zaman 600 bin imam hatip öğrencisi vardı, bir anda 60 bine düştü. Sabır, sabır, sabır. Ve bunun neticesinde bu geldi. E ne oldu? Sabrın neticesinde şu anda imam hatiplerde öğrenci sayısı 1 milyon 200 binin üzerine çıktı. Bunlar dayatmayla olmadı, zorlukla olmadı. Ama nasıl oldu? Bir tarafta getirdiler katsayı engelini koydular. Bir tarafta imam hatipten çıkanlar istedikleri okula gidemesinler diye ön kestiler. Bariyer oluşturdular.
'Ölü yıkayıcısı mı olacaksınız' derlerdi, ağlardık'
“Türkiye'nin bu kadar ihtiyacı yok' dediler, “müezzine ihtiyacı yok' dediler. Bu okulların hedefi sadece imam ve müezzin yetiştirmek değil ki. Şimdi ben İstanbul'da tek imam hatip vardı Fatih'te oradan mezun oldum. Orada okurken bazı hocalarımız şunu söylerlerdi: “Oğlum buraya niye geldiniz?' “Okumaya geldik' “Oğlum, ölü yıkayıcısı mı olacaksınız?' Biz ağlardık. Çünkü biz ölü yıkayıcısı olmak için oraya gitmedik ama bu ülkede ölü yıkayıcılarına da ihtiyaç var aslında. Bunların ölüleri de kimin önüne geliyor, imamın önüne geliyor, bu işi bilenin önüne geliyor. Halbuki bir Müslüman, imam müezzin aramaması lazım. Kendi ölüsünü kendisi yıkayabilecek bilgiye kabiliyete erişmesi lazım, işin aslı bu. Yoksa ölüleriniz ortada kalır. Vaka bu. Ama onlar hep bu işi ticari anlamda düşündüklerinden dolayı böyle baktılar. İşte bunlar hep tek parti döneminin, 28 Şubat döneminde yeniden hortlatıldı. Bilhassa mesleki eğitim bu süreçte çok büyük darbe yedi. Biz 4+4+4 sistemini getirerek bu yanlışa son verdik.
'Herkes inandığı gibi yaşama hakkına kavuştu, her yerde'
Düşünebiliyor musunuz, imam hatip liselerinde dahi kızların başörtüsüyle uğraştılar. Bunları yaşarken tabi ki çok çok üzgündük. Ama dedik ki sabır. Sabrın sonu selamettir dedik. Herkes inandığı gibi yaşama hakkına kavuştu, her yerde. Okullarımızda da devlet dairelerimizde de. Buralara kolay gelinmedi. İnsanımız başını açma hürriyetine sahipse, başını örtmek isteyen de örtme hürriyetine sahiptir. Benim başı açık kardeşim de, başı örtülü kardeşim de bir vatandaşım olarak kendilerine hizmet vermede ayrımcılık yapmamam gereken bir sorumluluğumdur. Bugüne kadar bunu yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Talebe bağlı olarak serbest kıyafet uygulamasını başlattık.
'Gerekli dersi milletimiz vakti geldiğinde verecek'
Teröre sarılanlar bunların kadrini kıymetini bilmiyor. Varsın bilmesinler. Onlar okulları bombalayanlar, onlar camilerimizi bombalayanlar, hastanelerimizi bombalayanlar, onlar halkımıza hizmet veren otobüslerimizi yakıp yıkanlar... İşte bunlar. Ama inanıyorum ki bunların da kadri kıymeti anlaşılacak. Onlara da gerekli dersi milletimiz vakti geldiğinde verecek.
'Sanal alemi aşarak, doğal dünyanızda mücadele veren bir nesil olmalısınız'
Sosyal medya, sanal alem. Ama siz bu sanal alemi aşarak, doğal dünyanızda yaşamanın mücadelesini veren bir nesil olmalısınız. Çünkü bizim için asıl olan odur. Bunu başarmanız lazım. Eski Türkiye manzaralarını bilenler için şu anlattıklarım 15-20 yıl önce hayalleri dahi aşan hizmetlerdi. Siz de inanıyorum ki bunları gerçekleştireceksiniz.