Başbakan Erdoğan'ın son olaylarda aldığı tavırla kendisini büyük bir çıkmaza soktuğunu belirten Cemal,Başbakan Erdoğan'ın iktidarının ilk yıllarındaki gibi oyunun kurallarına göre oynamadığını kaydetti. Cemal, ' Erdoğan fazi lobisi gibi bir heyula yarattı ve ekonominin kurallarına göre oynamayarak ekonomiye siyaset karıştırıyor. Piyasayla inatlaşırsan piyasanın sopası gelir kafana vurur.' diye konuştu. Hasan Cemal, 'Ben Erdoğan'ın siyasi meşruiyetini kaybettiğini düşünüyorum. Siyasal meşruiyet konusunu tartışmaya açıyorum demek darbeci olmak demek değildir. Benim gibi darbe karşıtı mücadele veren kimse yoktur. Bir Adalet Bakanı kalkıp savcıyı arayıp böyle yapacaksın diyorsa bu iş bitmiştir.' dedi.
İŞTE HASAN CEMAL'İN AÇIKLAMALARININ SATIR BAŞLARI
HSYK ile ilgili düzenlem henüz yapılmış değil. Bu halde bile Başbakan ve Bakan bunları yapıyorsa bunun değiştirildiğini düşünsenize. HSYK'ı Adalet Bakanı'nın sekreteri haline getirmeye çalşıyorlar.
Yargı neden bağımsız diyoruz? Eğer siz yolsuzluk soruşturmasını başlatan polis ve savcıları görevden alırsanız, ya da polisler savcının talimatına uymazsa bu devlette hukuk kalmadığını göstergesidir demektir.
ERDOĞAN KENDİSİNİ ÇIKMAZA SOKUYOR
Tayyip Erdoğan kendisini büyük bir çıkmaza sokmaya devam ediyor.
Erdoğan oyunu kuralına göre oynamamaya başladı. Hukuk diyorsunuz, demokrasi diyorsunuz kurallarına uymuyorsunuz. Bu Türkiye'yi bir kriz ortamına sokuyor. Hukuk alanında siyaset alanında oyunun kurallarına uymadığınız zaman siyasi istikrarsızlığa neden oluyor. Bu zamanşla ekonomik istikrarsızlığa da neden oluyor. Gezi'den bu yana TL yüzde 30 değer kaybetti demek. İşsizlik demek, yatırımcının tüketicinin frene basması demek.
PİYASANIN SOPASI GELİR KAFANA VURUR
2000'li yılların ilk yıllarında Erdoğan oyunun kurallarına göre oynadı. Gerçekten sermaye çekti Türkiye. Şimdi böyle gitmiyor. Erdoğan fazi lobisi gibi bir heyula yarattı ve ekonominin kurallarına göre oynamayarak ekonomiye siyaset karıştırıyor. Piyasayla inatlaşırsan piyasanın sopası gelir kafana vurur.
Darbe diyor, paralel devlet diyerek hukukun üstünlüğüne ölümcül darbeler indiriyor. Gezi'deki gençlerin ne istediğini görebilseydi bu şekilde bir patlama olmazdı. Aynı şekilde 17 Aralık'ta hemen bakanları görevden alsaydı ve hukukun üstünlüğüne vurgu yapsaydı yine burada oyunun kuralına göre oynanmış olurdu.
TÜRKİYE TARİHİNİN EN BÜYÜK POLİS KIYIMI YAPILDI
28 Şubat'a bakıyorsun; Erdoğan ve dünyası bizi fişlediler bizleri inançlarımızdan ötürü kapı önüne koydular dediler. Burada haklı oldukları noktalar elbette vardı. Burada da 4 bin polis yer değiştirdi. T.C tarihinin en büyük polis kıyımı yapıldı. Yargıda da başladı.. Burada da aynı şey. Fişleme mi yapıldı? Tarikat var mı?
Madem paralel devlet diyor o zaman belgeleri yargıya verip yapıyı ortaya çıkartıyorum derse kimse bir şey diyemez. Darbe diye hukuk tepeleniyor. En son gördük, Adalet Bakanı'nın yürütme gücünü savcıya talimat vermesi meselesi var.
Zaman geçtikçe tavır alma konusunda zorlanan isimlerden birisi de Abdullah Gül.
ERDOĞAN YÜZDE 49 OY ALSA BİLE
Yüzde 40 ve altı gibi AK Parti oy oranları söyleniyor. Bu oran Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı'nı tehlikeye sokacak bir durum. Ankara ve İstanbul'daki yerel seçimlerle ilgili spekülasyonlar yapılıyor. Erdoğan yüzde 49 oyu tekrar alsa dahi bunan sonra Türkiye'de istediğ gibi ülkeyi şekillendirmesi çok zordur. Siyasal meşrutiyetinde çok şey yitirdi. Demokrasi ve hukuka bakışıyla inandırıcılığından çok şey yitirdi. Türkiye'deki güven ve istikrar dalgası onu buraya getirdi. Tam tersi içerde ve dışarda bu iki etken aleyhinde. Türkiye'ye bakarken oy ve sandık üzerinden bakmamak lazım. Demokrasi sadece sandık değildir.
İki büyükşehiri kaybedip yüzde 40 oy almak Erdoğan için tam bir felaket senaryosu. Tabanda nasıl bir gümbürtü yaratır bunu kestiremiyorum. Bu noktada parti tüzüğünü değiştirip 4. kez genel başkan olabilir Cumhurbaşkanı olmaktan vazgeçebilir.
Siyasetçiler memleket idare etsin gazeteciler de gazeteler yapsın dedim ve ondan sonra Milliyet'teki işimden oldum.
Başbakan Erdoğan, medyaya hakim olamanın sinirini yaşıyor.
Başbakan Erdoğan sürekli bir inatlama içerisinde. Oyunun kurallarını ben koyarım diyor. Sadece sandıktan çıkmak yetmiyor. Kuralları ben koyarım, yargı bağımsızlığı böyledir diyor ama öyle değil. Dış güçler komplo demekle olmuyor. Merkez Bankası'nın faiz konusundaki fazilerle ilgili kararlarını sen verirsen piyasayla bu kadar inatlaşırsan kafana sopa yemekten kurtulamazsın. Döviz o sopayı kullanır.
ERDOĞAN SİYASİ MEŞRUİYETİNİ YİTİRDİ
Ben Erdoğan'ın siyasi meşruiyetini kaybettiğini düşünüyorum. Siyasal meşruiyet konusunu tartışmaya açıyorum demek darbeci olmak demek değildir. Benim gibi darbe karşıtı mücadele veren kimse yoktur. Bir Adalet Bakanı kalkıp savcıyı arayıp böyle yapacaksın diyorsa bu iş bitmiştir.
Hasan Cemal'in hükümet karnesi
Ekonomi: 2
Adalet: 0
Yolsuzlukla mücadele: 0
Medya: 0
Dışpolitika: 0
Uzlaşma kültür: 2
Din ve Ahlak Bilgisi: 3