Kıymetli Vatandaşlarım,
Suriye merkezli olarak bölgemizde yaşanan hadiseler, bölücü terör de dâhil olmak üzere, pek çok sorunun kaynağıdır. Türkiye, 5. yılına giren Suriye meselesinde, en başından beri, insani, ahlaki, mağdurun ve mazlumun yanında bir duruş sergilemektedir. Bu ilkeli duruşumuz, Irak, Mısır, Libya gibi diğer ülkeler için de geçerlidir. Ülkemizin hiçbir devletin toprağında, egemenliğinde gözü yoktur. Biz sadece, tarihi ve kültürel olarak kardeşlerimiz olan bölge insanlarının huzur ve güven içinde yaşamalarını istiyoruz. Türkiye, Irak’taki, Mısır’daki, Libya’daki, Filistin’deki olayların müsebbibi olmadığı gibi, Suriye’deki olayların da sorumlusu değildir. Bizim, bölgede yaşayan kardeşlerimizin güvenliğinden ve huzurundan başka bir gayemiz yoktur, olmayacaktır. İşte bu anlayışla, bugün ülkemiz toprakları içinde 2,2 milyonu Suriye’den, 300 bini Irak’tan olmak üzere, toplam 2,5 milyon insanı misafir ediyoruz. Özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu büyük kitle içinde her inançtan, her kökenden, her meşrepten, her mezhepten insan vardır. Çünkü bizim için kapımıza gelenin insan olması yeterlidir. Bu yaklaşım bizim için, hem ecdadımızın mirasıdır, hem de inancımızın bir gereğidir. Suriye’de, 400 bin masum insanı katleden, 12 milyon insanı evinden, yurdundan eden zalim Esed rejiminin ve destekçilerinin, son hedeflerinden biri de Bayır-Bucak Türkmenleri olmuştur. Bu öz kardeşlerimize sahip çıkmak, Türkiye olarak, millet olarak bizim boynumuzun borcudur.