Uzman Çavuş Mevlüt Kahveci'nin acılı annesi Ayşe Güler, yaşadıklarını Sözcü'ye anlattı...
Uzman Çavuş Mevlüt Kahveci'nin acılı annesi Ayşe Güler, yaşadıklarını Sözcü'ye anlattı...
Beş yıl çok zor geçti, hiç gülmedim, hep ağladım. Bekledim gelecek diye. Ben onu devlete verdim, devletime güvendim. Oğlum sürekli şehit olacağını söylüyordu. Ben umudumu hiç kaybetmedim. Ama yılbaşından sonra şehit olacağını bildim. Başından sonuna kadar umudumu kaybetmedim.
Şehit olacağını hissettim. Yılbaşından sonra bir cumartesi günü namaz kılarken yanıma geldi. “Ne o Mevlüt?” dedim. “Ana sana geldim” dedi. O günü umutlarım bitti ve oğlumun şehit olacağını hissettim. Soluğu kulağıma geldi. Rüya değildi. Saat 14.00 civarı namaz kılıyordum. Sağ tarafıma geldi ve soluk alıp veriyordu. “Özledin mi? Üşüdün mü? Mevlüt'üm” dedim. “Yok üşümedim, sana geldim” dedi. Benim oğlum çok saygılıydı, vatanına düşkün birisiydi. Ama sürekli şehit olacağını söylüyordu. Yalnız dört sene çok bekledim. Bir şeye yaslanıyorsun. Yaslandığın çöküyor yani…
Oğlumla temas kurmak için çok uğraştım. Cumhurbaşkanıyla uğraştım. Ama Cumhurbaşkanı çok uğraştı, Süleyman Soylu çok uğraştı. Her zaman benimle konuştular, her zaman benimle ilgilendiler. Beni perişan etmediler, perişan olmadım. Ama evladım yoktu o başka. Benim Cumhurbaşkanı’yla, Süleyman Soylu’yla herhangi biriyle sıkıntım yok. Allah'tan geldi bir şey diyemedim. Allah verdi, Allah aldı.
Dün Cumhurbaşkanı’yla telefon görüşmesi yaptım. Kendisi aradı. Bana başsağlığı diledi. Ben de kendisine “Oğlumun kanını yerde koyma, senden tek dileğim bir tane bile terörist kalsa kökünü kazı. Ne olursun, bir evladım yok oldu” dedim. Benim kongreden aradığından haberim yoktu. Ben kongre olduğunu bilmiyordum, haberim yoktu. Beni mezarlıkta aradı, gelişi güzel aradı ve konuştum. Yalan söyleyemem.
Anne, örgütün söylediği sürekli bizi AKP hükümetinden bugüne kadar kimsenin istemediği, ancak AKP ve Cumhurbaşkanı bizleri talep eder ve örgütün bu isteğe kayıtsız kalmayacağı ve bizi bırakacağını söylemektedir. Ancak bugüne kadar neden kurtarılmadık? Neden bizim için bir girişimde bulunulmadı? Ben hangi ülkenin askeriyim, kime hizmet ediyordum? Başka ülke vatandaşları için araya girip diğer örgütlerle görüşen devletler, neden kendi asker ve polisi için bunu yapmıyor. Buradakilerin suçu ne? Bizim suçumuz ne? Suçumuz Türkiye Cumhuriyeti karayollarını kullanmak mı?
Ya da Hakkari’de yolda halktan herhangi bir kişiye zarar gelmesin diye kendimizi feda etmemiz mi? Bu mu karşılığı? Bu mu ödülümüz? Biz nasıl kimseye bir şey olmasın diye askerin asli görevlerinden biri olanı yaptıysak, devletimiz neden asli görevlerinden biri olan asker, polis veya vatandaşına sahip çıkmak görevini yapmıyor. Ben inanıyorum ki eğer istenilseydi biz buradan bir formül, bir yöntem bulunarak alınırdık. Ama istenilmedi. Ölmedik, şehit olmadık diye mi suçluyuz?
Burada bizimle beraber 13 kişi de görev yaparken değil de, herkes bir yerden bir yere giderken sivil olarak alıkonulduk… Diğer 13 aile ile birleşip öyle hareket edin. Gerek İnsan Hakları Derneği gerek Ankara’ya Cumhurbaşkanlığı’na, Meclis’e ve diğer partilere gidilip bizim aile, sizlerin de evlat özlemlerine son verilmesi istenirse bunun kolay bir şekilde olacağına inanıyorum.
Kaynak: Sözcü
Kaynak: Sözcü
Sehit anasini bile...kongrede yalakalardan oy toplamak icin ariyorlar!!!
bir tane oğlum var 1 TANE !!!! Kimse de kusura bakmasın. vatanı savunmaksa olay ben giderim oğlumdan önce . kurtuluş savaşı zamanı gibi bir durum olursa oglumdan önce kendimi atarım öne . ama bakıyorum öyle bir durum yok pisi pisine bir hiç uğruna nice güzel evlatlar hayatını kaybediyor . annelere de ne güzeldir şehit annesi olmak deniyor!!! o anne ne zorluklarla büyüttü asker eyledi evladını. gece ateşlendi sabahlara kadar uyumadı dersi vardı aklında kalan bilgisiyle yardımcı olmaya çalıştı sünnet oldu düğün yaptı belki darısı muruvetini görmeye dendi belki muruvetini gördü torunu oldu bunlari ben iki saniye de yazdım ama o kadın 20 küsur seneden fazla uğraştı cabaladi emek verdi bunlar için 9 ay karnında taşıdığı evladını ne hayaller kurdu evladı için . ulan pis siyasetinize heba olsun diye mi yetiştiriyoruz biz gül gibi evlatları !!! başlarım sizin siyasetinize !!! Allah bin türlü belanızı versin inşallah daha bir ton şey yazarım da buraya neyse
Vurdumduymazlığın, aymazlığın, çıkar peşinde koşmanın nirvasını da gördük... Yazık.