Türkiye, NPT antlaşması dışında nükleer silahların test edilmesini yasaklayan birçok farklı sözleşmeye de taraf olduğu gibi, kimyasal ve biyolojik silahların üretilmesi ve yayılmasını önleme amaçlı uluslararası sözleşmeler ve girişimlere de aktif şekilde katıldı.
Bu silahların kullanılmasının insanlığa karşı bir suç oluşturacağı, dünyayı geri döndürülemez bir tahribata sürükleyeceği pozisyonunu benimseyen Türkiye, bu nedenle bu silahları edinme konusunda kesin bir tavır geliştirdi.
İran'ın nükleer programı ile ilgili uzun dönemli gerginlik sırasında da Türkiye, 'hiçbir ülkenin bu silahlara sahip olmaması gerektiğini' belirterek, İran yönetimine UAEK ile tam ve eksiksiz işbirliği yapması tavsiyesinde bulunuyordu.
NATO ülkesi olan ve uluslararası sistemin önemli bir parçası durumundaki Türkiye'nin NPT'den imzasını çekmesi ve nükleer silah geliştirmeye başlaması, hem uluslararası statüsü, hem de bölgesel güvenliği açısından önemli sonuçları doğurabilir.
Böyle bir durumda uluslararası sistemin dışına itilme durumuyla karşı karşıya kalabilecek olan Türkiye'nin yaptırımlar dahil şiddetli bir uluslararası tepkiyle karşılaşması öngörülebilir.
Bunun ötesinde bölge ülkeleri arasındaki güvenlik dengesini sarsacak bu hamle, yeni bir silahlanma yarışıyla birlikte bölgesel istikrarsızlığı derinleştirebilir.
Reis bizim kitle imha silahımız sensin. Meselâ at bunu Finlandiya'ya, Hadron Çarpıştırıcısını tartışan ülke üç gün sonra sidiğin kabir azabı yapıp yapmadığını tartışır.
Gündem değiştirmeye çalıştığına göre, yeni zamlar yolda 🤣😂🤣😂
nükleer silah halkın parası ile yapılıyor,sen ancak o paralar ile saray yaptırır,çocuklarına gemi filosu alırsın,yeme bizi bazı canlıların başkanı