Erdoğan'ın 'Faiz Sebep, Enflasyon Netice' Teorisi Doğru! Peki Yanlış Olan Ne?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'faiz sebep, enflasyon netice' söylemi Türkiye'nin ekonomiye giriş dersi olduğunu biliyoruz. 

Bu söylemden bu yana halk olarak her gün yeni bir ekonomik terim öğreniyoruz.

Erdoğan'ın dikkat çektiği faiz-enflasyon ilişkisi tümüyle yanlış mı? Ekonomistler hangi noktada bu ilişkiye karşı çıkıyor?

"Faiz sebep, enflasyon sonuç" problemli bir ifade mi?

King's Collage London Öğretim üyesi Prof. Dr. Gülçin Özkan, 'Faiz-enflasyon ilişkisi üzerine o kadar çok şey söylendi ve yazıldı ki 'Bu konuda başka ne denebilir?' diye sorabilirsiniz. Bu konuda yazmak istememin en önemli nedeni, 'faiz sebep, enflasyon sonuç' tabiri yaygın olarak problemli bir ifade olarak görülmeye başlandı' diyor. 

Peki öyle mi?

Sorun "yüksek faiz sebep, yüksek enflasyon sonuç" iddiası!

Özkan, yazısında faiz enflasyon ilişkisini şu şekilde açıklıyor: 

'Faiz sebep, enflasyon sonuç' doğru. Bu ifadeyi faizdeki değişiklikler enflasyonda değişikliğe neden olur veya zemin hazırlar şeklinde okursak 'faiz sebep, enflasyon sonuç' deyişi basit bir neden-sonuç ilişkisi ifade ediyor ve burada bir sorun yok. 

Sorun 'yüksek faiz sebep, yüksek enflasyon sonuç' iddiası ki bu tabii yanlış.

"Bana tek elli bir ekonomist getirin!"

Her ekonomi politikasının, hem faydaları hem zararları olabildiğinden bir ekonomi uzmanından aynı konuda birbirine zıt görüşler de işitebilirsiniz. 

Örneğin, 1945-53 arası ABD Başkanı olan Harry Truman'ın 'Bana tek elli bir ekonomist getirin' sözünün, ekonomistlerin genellikle bir görüşü savunduktan sonra karşı argümanı 'diğer taraftan… (on the other hand)' diyerek ifade etmelerinden kaynaklandığı biliniyor.

Gerçekten de üzerinde anlaşamadığımız çok şey olmasına rağmen, faiz-enflasyon ilişkisinin yönü konusunda hemfikir olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim.

Enflasyon nasıl belirleniyor?

Para politikaları ekonomide bir seri etkileşim sonucunda enflasyonu belirliyor, çeşitli kanallar üzerinden çalışan bu etkileşime aktarım mekanizması diyoruz.

MB bunu basitleştirilmiş versiyon olarak sunuyor.

Aşağıda görüldüğü gibi politika faizindeki bir değişikliğin ekonomi üzerindeki etkisi dört kanaldan gerçekleşiyor; (1) diğer faiz oranları, (2) varlık fiyatları, (3) beklentiler ve (4) döviz kuru.

Faiz düşünce enflasyon nasıl etkileniyor?

Şimdi bu etkileşim zincirini daha iyi anlayabilmek için politika değişikliğinin, politika faizlerini düşürme yönünde olduğunu varsayalım ve bunun enflasyonda nasıl bir değişikliğe neden olacağına bakalım:

  • İlk aşamada politika faizindeki azalma, kredi ve mevduat faizlerinde azalmaya neden olur. Bunun sonucu olarak da firmalar düşük faizle daha yüksek borç almaya yönelerek yatırım talebini artırırlar. Benzer şekilde, bireyler de hem daha düşük faizle borçlanabileceklerinden, hem de azalan mevduat faizlerine tepki olarak mevduatı azaltıp harcamaya yöneleceklerinden özel tüketim artar.

Varlıklar ve emlak fiyatları artıyor

  • Azalan faizlerle birlikle çoğalan likidite sonucu varlıklara artan talep hem hisse senedi ve tahvil gibi finansal varlıkların, hem de emlak gibi taşınmazların fiyatını artırır. Varlık fiyatlarındaki bu artışlar, bu varlıklara sahip şirketlerin bilançolarındaki iyileşme sonucu yatırım talebini ve bu varlıklara sahip bireylerin servet düzeyindeki artış nedeniyle de tüketim talebini ilaveten artırır.

Beklentiler enflasyonu yönlendiriyor

  • Yukarıda da belirttiğim gibi enflasyon hedeflemesinin –bu başka politika rejimleri içinde geçerli– başarılı olabilmesinde politika değişikliklerinin beklentiler üzerindeki etkisi büyük önem taşır. Örneğin -özellikle seçim öncesi dönemlerde- siyasi nedenlerle izlenen gevşek para politikası, beklentilerin bozulmasına ve enflasyonun normal dönemlere göre daha fazla artmasına neden olur.

Türkiye'de Kasım ayındaki faiz düşürme kararını takiben, kredi faizlerinde düşüş değil artış gerçekleşmesi de yine beklentilerle ilgili bir durum.

Döviz kuru üzerinde faiz etkisi nedir?

  • Türkiye gibi dışarıya açık – dış ticareti toplam gelirinin önemli bir bölümünü oluşturan- ülkelerde para politikasının ekonomi üzerindeki etkisini belirlemede döviz kuru kanalı önemli bir işlev görür. Düşen faizler sermaye çıkışı yoluyla milli paranın değerinin azalmasına yol açar. Döviz kurunun artması ithal tüketim mallarının ve -yine Türkiye gibi ülkeler için önemli olan- ithal hammaddelerin fiyatını artırır. Bunun sonucu olarak ta yurt içinde üretilen mallara olan toplam talep -grafikte kırmızı yatay kutu- artar.

Enflasyon nasıl yükselir?

Peki tüm bunların sonucunda enflasyona ne olur? Bu sorunun cevabını da şemanın en alt kısmından okuyabiliriz.

Yurt içi talepte oluşan artış – hem faizlerin azalmasıyla körüklenen tüketim ve yatırım talebi, hem de azalan ithalatın doğurduğu ek talep - yurt içi fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturur.

Bir de artan döviz kuru, ithal edilen malların pahalanması nedeniyle enflasyonu artırır. Türkiye ekonomisinde kur geçişkenliğinin -kurdaki artışın enflasyonu tetikleme etkisi- yüksek ve 2017'den itibaren artmakta olduğu göz önüne alınırsa bu kanalın enflasyon dinamiklerindeki önemi daha iyi anlaşılır.

Yurt içi fiyatların belirlenmesinde işçi piyasaları dinamikleri, enflasyon katılığı gibi faktörlerin rolünü de göz ardı etmemek gerekiyor tabii.

"Düşük faiz sebep, yüksek enflasyon sonuç"

Başa dönersek özetle, politika faizindeki azalma farklı kanallardan çalışarak enflasyonu artırıyor. Yani rahatlıkla 'düşük faiz sebep, yüksek enflasyon sonuç' diyebiliriz.

Burada belirtmekte fayda var, aktarım mekanizması finansal sektörün yapısına, sermaye hareketlerine, ekonominin dışa açıklık derecesine, ekonomideki borçluluk oranları ve dolarizasyon gibi faktörlere bağlı olarak ülkeden ülkeye değişiklik gösterebilir. Hatta aynı ülke için dönemden döneme farklı çalışabilir. Örneğin kredibilitesi güçlü bir ekonomi yönetimi enflasyonla mücadelede önceki dönemlere göre bekleyişlerdeki olumlu etkiler kanalıyla daha başarılı olabilir.

Fakat elimizde bu mekanizmanın tamamen farklılaşıp faiz-enflasyon ilişkisinin yönünü tersine çevirebileceği konusunda hiç bir veri yok.

Düşürülen faizin enflasyonu düşürebilmesini sağlayabilir miyiz?

Şimdi tekrar yukarıdaki şemaya dönüp bir de şu soruyu soralım: 

Düşürülen faizin enflasyonu düşürebilmesini sağlayacak bir kanal var mı? 

Bu konuda yetkililer tarafından son zamanlarda artan sıklıkla yapılan açıklamalar iki olasılığa işaret ediyor. Birincisi faiz ödemeleri düşen bir firmanın bunu kendi sattığı malın fiyatına yansıtma durumu. İkincisi ise düşük faizin kamçılayacağı üretim ve arz artışı ile enflasyon üzerinde yaratılabilecek potansiyel olumlu etki.

Bu iki kanalın da teorik alternatif olmanın ötesinde bir geçerliliği olmadığını kolaylıkla söyleyebiliriz: 

(1) fiyatların belirlenmesinde bir çok maliyet faktörü var, faiz bunların arasında sadece bir tanesi ve düşürülen politika faizi sonucu artan hammadde fiyatları ve ücretler gibi diğer maliyet unsurlarının yanında oldukça önemsiz; 

(2) faizlerin arz üzerindeki etkisi talep üzerindeki etkisinden çok daha zayıf.

Verilerle hiçbir şekilde desteklenmeyen ekonomi politikalarının başarı şansı yok!

2022 yılının Türkiye ekonomisi için olağanüstü bir yıl olacağı açık. Tabii olağandışı zamanlar, olağandışı tedbirler/programlar gerektirir. Bu nedenle daha önce denenmemiş ekonomi politikaları devreye sokulabilir.

Fakat verilerle hiçbir şekilde desteklenmeyen, sadece bizde değil dünyanın gerisinde de ampirik karşılığı olmayan 'düşük faiz – düşük enflasyon' kurgusu etrafında şekillenen ekonomi politikalarının başarı şansının olmayacağını şimdiden söyleyebiliriz.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir...

Ünlü Ekonomist 'Enflasyon Yüzde 50'yi Aşacak!' Dedi ve Sordu: Dolar Nereye Kadar Baskılanacak?
Ekonomist Atilla Yeşilada: 'Enflasyon Düşerse Diplomalarımı Yakacağım'
1994 Krizi'nde İstifa Eden Merkez Bankası Başkanı Anlattı: Bugünle Benzerlikler Var mı?
Laffer Eğrisi Ekonomideki Durgunluğu Açıklar mı? Uzmanlar Sosyal Medyada Laffer Eğrisi'ne Yöneldi
Harcamalarda Rekor: Enflasyon ve Dövizdeki Yükseliş Kredi Kartına Yüklendi!

Popüler İçerikler

RTÜK Başkanı'ndan Gündüz Kuşağı Programlarına Son İkaz: "Toptan Yok Ederiz!"
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"