Anayasa Hukukçuları Derneği, Anayasa'ya göre, bir adayın cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra milletvekili, başbakan ve parti üyesi sıfatlarını kaybedeceğini açıkladı
Anayasa Hukukçuları Derneği, Cumhurbaşkanlığına seçilen Recep Tayyip Erdoğan'ın, seçildiği andan göreve başlatığı zamana kadar hiçbir hukuki işlem gerçekleştiremeyeceğini açıkladı.
Anayasa Hukukçuları Derneği'nin konuyla ilgili açıklaması şöyle:
Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı statüsüne ilişkin bir tartışma sürdüğünü izlemekteyiz. Bu tartışmaların merkezinde bir takım anayasal sorular yer almaktadır. Türkiye’de seçim hukukuna ilişkin yasal ve anayasal düzlemde tutarlı ve uyumlu düzenleme gereğini gözardı etmeksizin; Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği olarak kamuoyunu aydınlatma ve bilgilendirme sorumluluğuyla bu sorulara yanıt vermeyi amaçlıyoruz.
Soru 1: Cumhurbaşkanı seçilmiş olmanın Milletvekilliği ve Başbakanlık sıfatına bir etkisi var mıdır?
Anayasa’ya göre “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.” (AY md.101/son; 6271 sayılı Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu, md.4/5). Buna göre bir adayın milletvekilliği ve buna bağlı olan başbakanlığı ile parti üyeliği, “cumhurbaşkanı seçildiği an” düşer.
Soru: 2 “Cumhurbaşkanı seçildiği an” ne zamana denk gelmektedir?
Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanlığı seçiminde “geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur.” (md.102/2). Yani “cumhurbaşkanı seçildiği an” ifadesi adayın Cumhurbaşkanlığı seçimindeki “geçerli oyların salt çoğunluğunu aldığı anı” ifade etmektedir. Bu anı saptayan makam Yüksek Seçim Kurulu’dur (YSK).
Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu’nun “Cumhurbaşkanlığı Seçiminin Sonuçlandırılması” başlıklı 20’nci maddesine göre “Cumhurbaşkanı seçiminin kesin sonuçları, Yüksek Seçim Kurulu tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Makamına bildirilir, kamuoyuna ilan edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır” . Bu hüküm çerçevesinde seçimlerin yapılmasından sonraki süreç, dört aşamada ilerlemektedir.
Birinci aşama YSK Başkanı'nın 10 Ağustos Pazar akşamı Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarıyla ilgili açıklaması, seçilen kişinin kamuoyu bilgisine sunulmasıdır.
İkinci aşama 11 Ağustos Pazartesi günü, seçim sonuçlarının YSK web sitesinde duyurulması, bilginin kamuoyuna yazılı olarak sunulmasıdır.
Üçüncü aşama Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlarının Resmi Gazete’de yayımlanmasıdır.
Dördüncü aşama 12’nci Cumhurbaşkanına tutanağın verilmesi ve and içme töreni yapılmasıdır.
Bilgi edinme hakkıyla ilgili olan ilk iki aşamada kamuoyu ve aday, cumhurbaşkanı seçildiğini öğrenmiş olur. Resmi nitelik taşımayan bu aşama, kendisine “tarafsızlık” atfedilen (AY, md.101) Cumhurbaşkanlığı makamına seçilen kişinin, etik açıdan siyasal taraflılık içeren eylemlerde bulunmamasını gerektirir.
Seçim sonuçlarının Resmi Gazete’de yayımlanması şeklindeki üçüncü aşamada aday, resmen Cumhurbaşkanı seçilmiş olur ve artık partisiyle ilişiğinin kesilmesi ve parlamento üyeliğinin sona ermesi hukuki bir zorunluluk olur. Kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından sonra 12’nci Cumhurbaşkanlığına seçilen kişinin başbakanlık, milletvekilliği ve parti üyeliği yapması artık anayasal ve yasal olmayacaktır.
Dördüncü aşama ise, yeni Cumhurbaşkanının göreve başlama anını ifade etmektedir. Anayasa’ya göre andiçme, göreve başlarken yapılan bir eylemdir (AY, md. 103/1). Anayasa’nın “ Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevi devam eder” (md. 102/4) hükmü gereğince 11’nci Cumhurbaşkanı, 12’nci Cumhurbaşkanı yemin ettiği ana kadar görevde kalmaya devam eder.
Yan,i 6271 sayılı Cumhurbaşkanlığı Seçim Yasası “seçimin kesinleşmesi” ile “göreve başlama” konularını ayrı ayrı düzenlemekte ve bunları iki ayrı zaman dilimine yaymaktadır. “Makamın başka bir sebeple boşalması halinde” bu sürenin üç gün olarak belirlenmiş olması da, bu ayrımın Yasa’daki kesinliğini göstermektedir. Yani Anayasa’nın âmir hükmü, adayın statüsündeki hukuki değişimini, “seçilme” işlemine bağlamıştır. Andiçme töreni, göreve başlama koşuludur. Anayasa, böylece, seçilme ile göreve başlama arasında bir “geçiş dönemi” öngörmüş durumdadır.
Bu bilgiler çerçevesinde denilebilir ki;
Bir aday, “Cumhurbaşkanı seçildikten” sonra milletvekili, başbakan ve parti üyesi sıfatını kaybeder.
Bir aday, Cumhurbaşkanı “seçildiği andan” göreve başladığı “andiçme” anına kadar bu sıfatlarla herhangi bir hukuki işlem gerçekleştiremez. Gerçekleştirilen işlemler “yok” hükmünde olacaktır.
“Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetmekle” yükümlü (md.104) müstakbel Cumhurbaşkanı’nın, “seçilmesi” ile “göreve başlaması” arasındaki zaman diliminde Anayasa’nın emredici hükümlerinin gereklerine aykırı davranması, Anayasa’nın ihlâli anlamına gelir.'
T24