Erdoğan Gerçekten Kazandı mı?

Türkiye 14 Mayıs'ta Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri için sandık başına gitti. 

Çıkan sonuç iktidar kanadında sevinçle karşılanırken muhalefette hüzne ve hayal kırıklığına yol açtı.

Peki, gerçek tam olarak öyle mi? 

Bu içeriğimizde sizler için 14 Mayıs gecesinin bazı sonuçlarını analiz ettik. 

Bakalım bu seçimler kimler için zafer kimler için hezimet olmuş...

Adalet ve Kalkınma Partisi, kuruluşundan itibaren, 7 Haziran 2015 seçimleri dışında girdiği tüm genel seçimlerde tek başına iktidar olmayı başarmıştı.

7 Haziran sonrası gidilen erken genel seçimde de yeniden tek başına iktidara gelen Ak Parti, 2018'de ise oylarında düşüş yaşayarak yeniden 7 Haziran 2015 seviyesine yaklaştı. 

14 Mayıs 2023'te ise Ak Parti, 2002 yılındaki %34 seviyesine oldukça yaklaştı. 

Yani tarihinde aldığı en düşük oylardan birini alarak seçmenin %35'ini ikna etmeyi başardı.

Deprem felaketinin gölgesinde ve ekonomik sıkıntılar altında gidilen 14 Mayıs seçimlerinde muhalefetin beklentisi büyüktü.

Bundan dolayı, kesin olmayan sonuçlara göre, Tayyip Erdoğan'ın %49 buçukluk bir netice alması muhalefette büyük bir hayal kırıklığı oluşturdu. Üstüne üstlük seçimlerde çok ciddi usulsüzlükler ve şaibeler olduğu da ifade ediliyor. Ancak ilan edilen 'kesin olmayan sonuçları' esas kabul ettiğimizde bile iktidarın önemli kayıplar yaşadığını görüyoruz. Peki, bu kayıplar neler oldu?

Tayyip Erdoğan'ın muhalefetin konsolide olduğu Akdeniz ve Batı Anadolu'da çoğunluğunu ciddi ölçüde yitirdiğini görüyoruz.

31 Mart 2019 Yerel Seçimleri'nde muhalefetin kazandığı Hatay, Adana, Antalya, Mersin gibi çok önemli merkezlerin yanı sıra, 31 Mart'ta Cumhur İttifakı'nın kazandığı Denizli ve Balıkesir gibi büyükşehirlerde de Kemal Kılıçdaroğlu yarışı önde bitirdi. Muhalefet 31 Mart 2019'da birleşmeyi başardığı kentlerde, seçmenleri Kemal Kılıçdaroğlu'na yöneltmeyi başardı. Erdoğan, Türkiye'nin turizm kentlerinin neredeyse tamamında muhalefetin karşısında çoğunluğunu yitirdi. Balıkesir'i de Kılıçdaroğlu'nun kazanmasıyla Erdoğan'ın Ege denizine kıyısı kalmadı.

31 Mart 2019'da muhalefetin kazandığı başkent Ankara ile megapol İstanbul; bu tercihlerini teyit edercesine Kemal Kılıçdaroğlu'na oy verdiler.

İstanbul'da İmamoğlu, Ankara'da Yavaş seçmeninin neredeyse firesiz bir şekilde Kemal Kılıçdaroğlu'na yöneldiğini görüyoruz. Türkiye'nin kalbinin attığı bu iki şehirde de muhalefet birlikte hareket ettiğinde çoğunluğunu koruyabildiğini gösterdi.

Erdoğan'a en önemli darbeleri ise Parlamento seçiminde iki müttefiki vurdu.

Muhalefete oy vermek istemeyen Ak Parti seçmeni, partilerine olan kızgınlıklarını Cumhur İttifakı'nın diğer iki partisine yönelerek ifade etmeyi tercih ettiler. %35'lere kadar inen Ak Parti oy oranı, MHP ve YRP'de kendini gösterdi. Bu sayede Cumhur İttifakı Meclis çoğunluğunu korumayı başardı. Ancak ittifakın diğer iki partisi de artık daha güçlü konumda olacaklar.

Bazı otoriteler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimin ikinci turunda daha nitelikli bir çoğunluğa ulaşarak Meclis'te kaybettiği ivmesini telafi etmeye çalışacağı görüşünü taşıyor.

Erdoğan'ın kendisine yarım puan daha eklettirmek için koşulları zorlamak yerine ikinci turu kolaylıkla kabul etmesinin altında da bu mantık olduğu ifade ediliyor. Bundan dolayı muhalefetin, kendi oyunu ve gücünü koruyarak ikinci tura hazırlanması büyük önem taşıyor.

İlk turdan istediğini alamayan Kemal Kılıçdaroğlu için, ikinci tura kalan 11 günlük sürede heyecan dalgasını yeniden yukarıya çıkarması çok önemli.

Kılıçdaroğlu, kendisine oy veren seçmeni yeniden kenetleyip Sinan Oğan'ın oylarını da büyük ölçüde kendi hanesine yazdırırsa ikinci tur seçimleri Erdoğan için kolay geçmeyecektir. Zira Erdoğan'ın önünde büyük bir risk bulunuyor. Peki, bu risk ne?

Hem Cumhurbaşkanlığı hem de Parlamento seçimlerden aldığımız en önemli veri, Erdoğan'ın kendi %50'lik dairesi içinde sıkıştığı.

Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ı geçmeyi başaramadı ama Erdoğan karşısında konuşlanmış kitleleri büyük ölçüde kendi etrafında kenetlendirmeyi başardı. Buna göre, Türkiye'nin yarısını oluşturan büyük havuz Erdoğan'dan vazgeçmemekte direniyor, ancak Erdoğan artık bu daireyi genişletmekte de başarılı olamıyor. Hatta bu daire Cumhur İttifakı'nın diğer paydaşlarına doğru daralıyor.

Tüm bu etmenleri bir araya getirdiğimizde, 14 Mayıs Seçimlerini Erdoğan açısından kesin ve mutlak bir zafer olarak okumak doğru olmayacaktır.

Ak Parti'nin 2002 seviyesine gerilediği, Erdoğan'ın ise %50'nin altında kaldığı 14 Mayıs Seçimleri, muhalefet açısından bir zafer değil ama bir umut ışığı olarak göze çarpıyor. Yeni partilerin ve yeni siyasi aktörlerin devreye girdiği, Erdoğan'ın artık oyları Ak Parti'de konsolide edemediği bir düzlem var karşımızda. İkinci tur seçimleri ise, muhalefetin göstereceği performansa göre Erdoğan'ı daha büyük sıkıntılar içine sokabilir. Burada önemli olan ise muhalefetin kenetlenmekten vazgeçmeyip kendi büyük havuzunu korumayı sürdürebilmesi. 28 Mayıs'ta muhalefet, ilk turun yorgunluğu ve beklediğini alamamış olmanın küskünlüğü ile sandığa gitmekten imtina ederse, işte asıl o zaman Erdoğan gerçek bir zafer elde etmiş olur.

İlgini çekebilir

14 Mayıs Seçimleri'ne Damga Vuran Iğdırlı Bir Türk Milliyetçisinin Hikayesi
14 Mayıs Seçim Gecesinin Reyting Şampiyonu Belli Oldu: FOX TV Açık Ara Fark Attı!

Popüler İçerikler

İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
17.05.2023

buraya yazıyorum, 28 mayısta cumhurbaşkanı değişsin, bir soruşturma kurulu kurulsun, başta ysk olmak üzere soruşturulsun, seçimlerde ne dolaplar çevirdiler, şeytanın aklına gelmez...eminim ama kanıtlayamıyorum...

17.05.2023

partiye olan kızgınlığı ittifakta yer alan diğer partilere verenlerin kafasından istiyorum.

17.05.2023

Ahahahahhahha onlar bambaşka bir dünya zaten.

17.05.2023

Ya da seçmen kağıdında Muharrem İnce ve Sinan Oğan olmasaydı Erdoğan bu kadar oy alabilir miydi? Bunun cevabını hep beraber 29 mayıs günü göreceğiz. Tabi işin içine hile-hurda girmezse.

17.05.2023

Mecliste kaybettiği koltuk sayısını da göz ardı etmemek gerek.

TÜM YORUMLARI OKU (26)