Erdoğan, canlı bomba eylemleri konusunda 'oldukça hevesli olduğu bilinen terör örgütlerinin mensupları' her yakalandığında, medyada bir furyanın başladığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Neymiş efendim… Masum öğrenciler, masum gençler, masum insanlar devlet tarafından taciz ediliyormuş, tehdit ediliyormuş, takip ediliyormuş. Avukat, gazeteci, siyasetçi, öğrenci, öğretim elemanı gibi kimlikler altında faaliyet gösteren terör yandaşlarını korumak için başlatılan bu kampanyalar, ciddi bir uluslararası destekle yürütülüyor. Sonra, aynı isimler, ya bir karakol baskınının, ya bir canlı bomba eyleminin, ya da bir başka saldırının arkasından karşımıza eli kanlı teröristler olarak çıkıyor. Ankara’daki bombalı eylemi gerçekleştiren terörist için o avukatların, o öğretim üyelerinin, o medya mensuplarının yürüttükleri kampanyayı unuttuk sanıyorlarsa, yanılıyorlar.
Benzer bir şekilde, bölücü terör örgütünün Kuzey Irak’taki, Suriye’deki kamplarını imrenilecek birer yaşam alanı olarak göstermek, teröristleri cici çocuklar olarak pazarlamak için yerli ve yabancı medyanın nasıl seferber olduğunu çok iyi biliyoruz. Genel Yayın Yönetmeninin casusluk suçuyla yargılandığı bir gazetenin, Kandil’deki teröristleri birer ekolojik kahraman olarak göstermek için adeta kendini paraladığı haberleri, röportajları gayet iyi hatırlıyoruz. Yabancı basın organlarında kadın teröristleri birer manken, birer moda ikonu edasıyla pazarlamak için yapılan haberler, yayınlanan resimler arşivlerde duruyor.'
Erdoğan, 'bölücü örgüt mensuplarının bölge halkına uyguladığı zulümden tek kelimeyle bahsetmeden, tam tersine onların yakıp yıktığı sokakların, evlerin suçunu da devlete yıkmaya çalışan, sıfatı büyük kendisi küçük medya kuruluşlarının hâlâ aynı çizgide yollarına devam ettiğini' ifade ederek, 'Bütün bu gerçekleri biz de görüyoruz, bunun acısını içimizde hissediyoruz. Ama bizler sorumlulukları, duygularının önünde olması gereken insanlarız. Bunun için yüreğimiz kan ağlasa da, devletimizin ve milletimizin bekası yolunda yapmamız gerekenleri birer birer hayata geçireceğiz' diye konuştu.
AA
benim ağabeyim koyu akp'lidir. Bir gün bi haber kanalını izliyoruz. hani mega amir feyzioğluna posta koymuştu ya o haber işte. Oha dedim içimden adama bak baro başkanını tanımıyor. Ülke ne hale geldi. Yasama yürütme vs diye endişeli bir şekilde izliyorum. Ağabeyim aynen şöyle dedi. "Helal be. Valla büyük adam. Bak adam baro başkanını bile takmıyor. valla helal" O anda jeton düştü arkadaşlar. Bizim endişe duyduğumuz olaylarla gurur duyuyor bu adamın seçmenleri. "Bak konsoloslara nasıl giydirdi" diye düşüyorlardır şimdi. Yani başımız zannettiğinizden çok daha büyük bir dertte
o içini boşalttığın askeriye eskisi gibi olsa böyle atıp tutar mıydın?
Bi konsolosluklarin paralel ilan edilmedigi kalmisti