Erdoğan katıldığı törende yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
'Avrupa'da özellikle Almanya'da, Fransa'da camilerimize, derneklerimize, vatandaşlarımıza her yıl yüzlerce saldırıda bulunarak sınıyorlar. Ülkemizde sokaklarımızı karıştırarak, darbe girişimlerinde bulunarak, karanlık ittifaklar kurarak sınıyorlar. Ekonomimize saldırarak, milletimizin işine, ekmeğine, lokmasına göz dikerek sınıyorlar. Hatta yeri geliyor ülkemizden 16 bin 500 kilometre uzaklıkta, Yeni Zelanda'da verdikleri mesajlarla bizi sınıyorlar.
Çanakkale'den 104 yıl sonra bir kez daha sesleniyor ve diyoruz ki Mesajınızı aldık. Hislerinizi de niyetinizi de anladık. Kininizin, nefretinizin canlı olduğunu anladık. Bir teröristin 50 Müslümanı öldürmesinin de ne olduğunu anladık. Yaşadığımız toprakları da aldığımız nefesi de bize çok gördüğünüzü de anladık. 'Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçemeyeceksiniz' tehdidini manifestosunda ifade edenin ne tür bir terörist olduğunu da anladık. Bu bireysel bir olay değildir, örgütlüdür.'
Her seçimde savaşa giriyoruz anasını satayım. Her seçimde tüm dünya bize savaş açıyor, seçim bitimi hepsiyle kankayız. Bir insan aynı senaryoyu 10 kere yutar mı ya.
Atatürk'ün anzak askerlerinin annelerine atıfta bulunduğu mektup! "bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar! burada dost bir vatanın toprağındasınız. huzur ve sükun içinde uyuyunuz. sizler mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! gözyaşlarınızı dindiriniz. evlatlarınız bizim bağrımızdadır, huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır."
düsünsenize viyanada politikacilar su sekilde aciklama yapiyor; dedeleriniz geldiler ve burada ne oldugunu görüp tabutlar ile geri döndüler. veya romanya'da türklerin dedeleri kazikli voyvodayi cok iyi bilir. ne kadar cirkin bir aciklama olur degil mi?