Başbakan Erdoğan mezhep ayrımcılığı yaptığı yönündeki suçlamaları reddetti ve kendi geçmişinden örnek verdi: Büyüdüğüm apartmanda Alevi komşularımız vardı, anacığım onların elbiselerini dikerdi.
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin 'oy deposu' olarak nitelenen ve ayrıca Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de memleketi olan Kayseri'de düzenlenen mitingde konuştu.
Cumhurbaşkanlığı seçimine iki gün kala halka seslenen Erdoğan özellikle muhalefet partileri CHP ve MHP'yi hedef aldı.
Bu haftaki bir mitinginde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve cumhurbaşkanlığı seçimindeki rakibi Selahattin Demirtaş'la ilgili sözleri nedeniyle ayrımcılık yaptığı iddia edilen Erdoğan, bu eleştirilere yanıt verdi.
'Ülkemizde kutuplaşmaya prim vermeyeceğiz' diyen Kılıçdaroğlu'na seslenerek şu ifadeleri kullandı:
Geçen gün dedim 'ben Sünniyim, sen Alevi bunu rahatça söyleyebilirsin' dedim. 'Rahat ol bu bir ayrımcılık değil' dedim. Hemen kalemşörleri devreye girdi 'ayrımcılık yapıyor' diye. Tasavvufta bir kaide var birlikten çokluk doğar, 'kesretten vahdet doğar'... Ben ayrımcılık yapmıyorum. Tam tersi ben bütünleştiriyorum. Benim büyüdüğüm apartmanda Alevi komşularım vardı, gayet iyi geçinirdik Anacığım onların elbiselerini dikerdi. Biz böyle gördük, böyle bildik. Kılıçdaroğlu, o yüzden ağzından çıkanı kulağın duysun.
Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı olduğu 7 yıl boyunca kendisiyle son derece uyumlu çalıştıklarını söyleyen Erdoğan şunları söyledi.
'Hamdolsun 7 yıl boyunca Sayın Abdullah Gül ile son derece uyumlu, başarılı çalışma dönemi yaşadık. Tabii bu süreci hazmedemeyenler devamlı nifak tohumlarını ektiler. Ülkemiz için, milletimiz için, bayrağımız için, devletimiz için yaptıklarımızdan dolayı hep fitne sokmaya çalıştılar. Bunlardan bir tanesi de kimdir biliyor musunuz? Bu Bahçeli. Sayın Cumhurbaşkanımızı çok seviyor, biliyor musunuz? Çok sevdiği için acaba bu araya nasıl fitne atabilirim, bana da nasihatte bulunuyor, 'başbakanlığa gelmişim. Orada dur işte' diyor. Ey Bahçeli, biz bu makamlara milletle geldik. Sende zerre kadar yüz olsa bir defa 15 yıldır, 16 yıldır orada duruyorsun, o koltukta oturuyorsun. Çeker gidersin, dersin ki, 'Ben bu işi başaramadım.' Buraya başkası gelsin ama bunu yapacak irade sen de yok. Kaç kere bu meydanlardan söyledim. Eğer birinci parti olmazsak ben çekilip gideceği, dedim. Baykal sen gidecek misin hayır, Kılıçdaroğlu sen gidecek misin hayır, Bahçeli sen gidecek misin hayır. Niye? Onlar bu yola başarılı olmak için çıkmıyorlar, iktidara talip olmak için çıkmıyorlar. Onlar partilerin koltuğunda oturmak için çıkıyorlar. Çünkü onlarda hizmet siyaseti yok, onlarda başarıya kilitlenmek yok.'
Kaynak: Al Jazeera