Türk milletinin her kökenden, inançtan, mezhepten, ve meşrepten insanıyla gerçekleştirdiği zaferin manasını eski coğrafyamızda yaşanan hadiseler çok daha iyi gösteriyor.
Saçtıkları fitne tohumlarıyla bu kötü manzaranın ortaya çıkmasına sebep olanlar kurtarıcı edasıyla çok daha büyük yıkımlara sebep olmaktan geri durmuyor. 30 yıl önce Balkanlarda, Kafkaslarda yaşanan katliamlar hala gözlerimizin önündedir. Suriye'de 10. yılını geride bırakan krizin yol açtığı sonuçları her gün tekrar tekrar yaşıyoruz.
2. Dünya savaşından sonra Filistin topraklarında başlayan sürgünleri haydutluklar son haftalarda yeniden zire yapmıştır. yüzlerce masum insan teknolojinin son ürünü ağır silahlarla öldürülüyor. dünyaya hukuk, özgürlük vaazı veren kurumlar ve devletler ise bu zulmü sessizce seyrediyor. Öbür taraftan bize ''Erdoğan bu şekilde konuşmamalı'' diyorlar. Ne yapmalı? Alkış mı tutmalı? Biz zulmü gördüğümüz yerde en yüksek eda ile haykıracağız. Biz kanayan bir yara gördük mü ciğerimiz yanar.
İşte Filistin'de gördüğünüz gibi 8 yaşında, 10 yaşındaki çocuk babası şehit ediliyor, annesi şehit ediliyor, kardeşleri şehit ediliyor, o çırpınarak onların arkasından gidiyor. Ve şu ifadeye bakın: 'Baba yolun açık olsun'... Ve biz de babası için şahadete kavuştuğu bu yolculukta yolun açık olsun diyecek kadar şuurumuz var. Biz de o yavruyla birlikte şahadet yoluna çıkanlara 'yolunuz ve yolumuz açık olsun' diyoruz. Birileri şöyle demiş böyle demiş, onlar bizi ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren hak, adalet, demokrasi diyorsak gereğini yapacağız. Güçlüyüm, öyleyse haklıyım. Hayır hayır. Güçlü her zaman haklı diye bir şey yok. Haklının güçlü olduğu bir dünyayı kurmak için Türkiye var.
Buradan bakınca hak, adalet ve demokrasi de sizi ilgilendirmiyor sanki!
hak, adalet, demokrasi mi :) bu sözler ağzınızda çok eğreti duruyor
Hak adalet demokrasi hımm tamam