Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Milli Eğitim Şurası'nda konuştu. Seçim barajı ve Haşim Kılıç'ın açıklamalarına değinen Erdoğan, 'Egemenlik Anayasa Mahkemesi'nin değil milletindir. Hiçbir kurum kendisini milletin üzerinde milletin meclisinin üzerinde görmesin' ifadelerini kullandı. Erdoğan 'Einstein kimdir deseniz? Her gencin diyecek bir sözü vardır. İbni Sina kimdir deseniz? Çoğu bundan habersiz. Yabancı popçuları ezbere sayan, Neşet Ertaş’ı hiç dinlemeyen utanan öğrencilerimiz var' dedi. Erdoğan konuşmasının sonunda Peyami Safa'dan alıntı yaptı: 'Bizim kitap yüklü merkeplere değil kitabı sindiren insanlara ihtiyacımız var'
İşte Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları;
Küresel ekonomiye yön veren nabız Türkiye’de atacak. 2015’deki G20 zirvesinde ülkeler burada bir araya gelecekler. Antalya, Türkiye dünya gündeminde geniş yer alacak. Bu büyük zirveye ev sahipliği yapacak Antalya’yı şimdiden tebrik ediyorum. İnşallah şu andan itibaren Milli Eğitimin nabzı da bu şurada atacak. Türkiye’de her aileyi yakından ilgilendiren konu başlıkları var. Hazırlıklar yapıldı. Oldukça önemli, isabetli kararlar alınacak. Şura için seçilen 4 ana gündem maddesini açıkladı bakanımız. Öğretim programlar ve ders çizelgeleri bunlardan biri. Güçlü nesilleri nasıl yetiştiririz diye çok konuştuk, çok tartıştık. Bu muhtevalar böyle kalmayacaktır, ileride güncellemeler yapılacaktır. Biri de öğretmen niteliklerinin artırılması konu başlığı var. İstediğiniz kadar müfredatı kaliteli yapın. Nitelikli öğretmeniniz yoksa hiçbir işe yaramaz.
Eğitim kalitesinin artırılması için çalışacağız. Bizleri de öğretmenler yetiştirdi. Özellikle okul güvenliği konusu var. Uyuşturucudan öğrencilerimizi uzak tutmak konusunda bu şurada rahatlatıcı kararlar alınacak. Türkiye’de şu an da 31 milyon öğrenci eğitim görüyor. Eğitim, öğretim diyorum ben buna. Bütün bu öğrencilerin rahat olacağı bir eğitim sistemini inşa edeceğiz. Buna bir değişim süreci diyebiliriz.
Cumhuriyetimizin ilk yıllarda çok ciddi seferberlik yaşandı. 2002 yılında bizim hükümetimizi devir almamıza kadar çok ciddi bir duraklama dönemi yaşandı. Tek bir örnek vereceğim; Toplam derslik sayısı 346 bindi. Biz 12 yılda 79 yılda yapılandan daha fazla derslik inşa ettik yine ihtiyaç karşılanmıyor. 76 öğrenciyle ders yaptığımızı biliyorum. Kendimize hedef belirledik. Azami 30 olacak. Geneli itibariyle 30 ve altındayız. Eğer duraklama dönemi dediğimiz dönemler derslik seferberliği başlatılmış olsaydı şu an kalabalık ders diye bir sıkıntımız olmayacaktı.
Okullarımıza 12 yılda 1 milyon civarında bilgisayar gönderdik. 12 yıl önce hükümet görevini aldığımızda eğitim alanında ciddi ihmalle karşı karşıyaydık. Dershane konusuna neşter attık diye nasıl saldırıya uğradığımızı biliyorsunuz. Dershaneleri ben öğretmenlerimize saygısızlık olarak gördüm. Öğretmenim bana dersi anlatıyor. Ben diyorum ki akşamları da başkasından ders alacağım senin dersin bana yetmiyor demekti bu.
'Anne kolundaki bileziği satıyor...'
Biz o çarka girince oyun bozuldu. Eğitimin önündeki bütün engelleri kaldırma mücadelesiniz veriyoruz. Anne kolundaki bileziğini satıyor, çocuğunu dershaneye göndermek için.
Siz bu zulmü ortadan kaldırmak istediğinizde ihanet şebekeleri ortaya çıktı. Oralardan ihanet şebekelerine adam devşiriyorlardı, para devşiriyorlardı.
Bir grup dershaneler uğruna ülkeyi savaş yerine yangın yerine çevirmekten kaçınmayacaklarını gösterdiler. İftiralar, ithamlara, darbe girişimlerine maruz kaldık. Biz buna boyun eğmedik. Bundan böyle MEB hafta sonlarında isteyen öğrencilere okullarda ücretsiz takviye kursları verecek dedik. Bu reformları yaparken çok ciddi dirençlerle karşılaştık.
Einstein kimdir deseniz? Her gencin diyecek bir sözü vardır. İbni Sina kimdir deseniz? Çoğu bundan habersiz. Yabancı popçuları ezbere sayan, Neşet Ertaş’ı hiç dinlemeyen utanan öğrencilerimiz var. Atalarının kelimelerinde mahcubiyet duyan gençlerimiz var. Başka kültürleri ait giyim kuşamı, yaşantıya özenen gençlerimiz var. Bu gençleri de sorgulayamayız. Beethoven'ı dinlesinler ama Itri'yi, Dede Efendi’yide bilmeliler.
Eğitimi insan formatlama aracı olarak kullanılmasına bizim tahammülümüz olamaz, aynı şekilde öğrencileri adeta at yarışındaymış gibi birbiriyle yarıştıran sisteme bizim tahammülümüz olamaz.
Milli İrade seçim sandığında belirlenir, TBMM'de de tecelli eder. 2014 yılındayız 21'inci yüzyıldayız ama ne acıdır ki ben şu kuralı tekrar tekrar hatırlatmak zorunda kalıyorum. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Egemenlik bürokrasinin değildir egemenlik yargı bürokrasisinin askeri bürokrasinin değildir. Egemenlik Anayasa mahkemesinin de değildir. Egemenlik milletindir. Hiç kimse hiçbir kurumu kendisini milletin üzerinde milletin meclisinin üzerinde özellikle de siyaset kurumunun üzerinde görmemelidir.
Kendisini 2014 de değil de 27 Mayıs 1960'ta görenler varsa eğitimde sorunlar vardır. Peyami Safa'nın dediği gibi, Bizim kitap yüklü merkeplere değil kitabı sindiren insanlara ihtiyacımız var.
CNN Türkçe