İstanbul'da katıldığı iftarda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef ülkemizde bazı kesimlerde bir şükürsüzlük, bir tatminsizlik, bir karamsarlık hali aldı gidiyor” dedi.
İstanbul'da katıldığı iftarda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef ülkemizde bazı kesimlerde bir şükürsüzlük, bir tatminsizlik, bir karamsarlık hali aldı gidiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Tersane Komutanlığı işçileriyle iftarda bir araya geldi.
İftardaki konuşmasında 'Maalesef ülkemizde bazı kesimlerde bir şükürsüzlük, bir tatminsizlik, bir karamsarlık hali aldı gidiyor' diyen Erdoğan, 'Halbuki önce elimizdekilere şükredeceğiz sonra daha iyisi, daha güzeli için çalışacağız, mücadele edeceğiz' ifadelerini kullandı.
1 Mayıs'ı Emek ve Dayanışma Günü olarak 2009 yılında biz resmi tatil ilan ettik. Geçmişte üzüntü verici hadiselerin de yaşandığı bu tarihi gerçek manada çalışanların bayramı haline getirmek için her türlü gayreti gösterdik. Hamdolsun kimi provokatif eylemler dışında uzunca bir süredir 1 Mayıs'ı adına yakışır bir şekilde, emek ve dayanışma günü olarak idrak ediyoruz. Hayata işçi unvanıyla başlamış bir kardeşiniz olarak 1 Mayıs'ı kendi bayramım olarak da kabul ediyorum.
Maalesef ülkemizde bazı kesimlerde bir şükürsüzlük, bir tatminsizlik, bir karamsarlık hali aldı gidiyor. Halbuki önce elimizdekilere şükredeceğiz sonra daha iyisi, daha güzeli için çalışacağız, mücadele edeceğiz. Bunun ne demek olduğunu en iyi alın teriyle hayatını kazanan siz işçi kardeşlerim bilir.
Dünyamız salgın dönemiyle başlayıp, Karadeniz'in kuzeyindeki savaşla derinleşen bir krizin içinde çırpınırken, biz tüm dikkatimizi ve enerjimizi yatırıma, istihdama, üretime, ihracata yönelttik. Önceliğimizi insanlarımızın işine, aşına vermezsek asıl felaketi o zaman yaşayacağımızı biliyorduk. Hayat pahalılığı sebebiyle alım gücümüz bir parça düşmüş olabilir ama 30 milyon vatandaşımıza çalışacak iş, her ay evine girecek düzenli gelir sağladıktan sonra inşallah bu kayıpların hepsini kısa sürece telafi ederiz.
İnsanlığın sahip olduğu her şeyin gerisinde pek çok kişinin alın teri, emeği, fedakarlığı vardır. Uzaktan bakıldığında pırıl pırıl ışıldayan şehirlerin, semalarda süzülen uçakların, her biri farklı ürünler çıkaran fabrikaların gerisinde hep insan emeği bulunuyor. Eskiler emeksiz yemek olmaz derler. Emek yoksa o koskoca binalar inşa edilemez. Emek yoksa fabrika çarkları dönmez. Emek yoksa toprak işlenmez. İşte bu anlayışla hükümetlerimiz döneminde hep çalışanların emeklerini alabilmelerini sağlayacak adımlar attık.
Haklısın biz şükür etmezsek siz sarayın altın musluğunu nasıl yaptiracaksınız.
Reis, 400 milyon dolar değerindeki uçağından inip 1150 odalı sarayında dinlendikten sonra sefalet ücretine çalışan ve enflasyon altında ezilen halka şu tekinde bulunur, "Şükredin!"
şükür dediğin şey yapacak hiç bir şey yoksa şükredersin. sen potansiyeli varken ülkeyi bu hale getirdin. kusura bakma şükür'ün tanımın bu değil.