Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, '45 günün sonunda da tekrar Meclis Başkanımla bir görüşme daha yapacağım ve bu görüşmeyi yaptıktan sonra da hayırlısıyla ülkemizi bir erken seçime götüreceğiz' dedi.
Cumhurbaşkanı, 'Şu anda açıklanan tarih 1 Kasım. 1 Kasım'da da inşallah Türkiye, ben tabii tekrar seçim diyorum, tekrar seçimi yaşayacaktır' ifadesini kullandı.
Beştepe'yi tanımayanı niye çağırayım ki?
Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'na görev verip vermeyeceği sorusuna ise ''Beştepe'yi tanımayanı niye çağırayım ki? Zaman kaybetmeye gerek yok'' diye yanıt verdi.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları şöyle:
''Demokratik açılım olarak sürecü başlattık ondan sonra aldığımız mesafeyle milli birlik kardeşlik projesine dönüştürdük istişareler neticesinde bunu çözüm süreciyle taçlandıralım istedik. Derdimiz ülkede birliğin beraberliğin Türk Kürt Laz Çerkez 78 milyonun kardeş olduğu yapıyı tesis edelim istedik. 7 Haziran seçimleri aslında bir umuttu öyle oldu ki seçimlerden sonra maalesef arzu edilmeyen çok çok çirkin olaylar oldu. Bunun öncesi sonrasında 6-7-8 Ekim olayları bu sürecin en talihsiz gelişmeleriydi. 50 vatandaşımızı o zaman öldü. Burada bir şey dikkati acımasızca çekiyordu öldürülenler de ölenler de Kürttü bunları sokağa çeken de bölücü terör örgütünü arkasına alana bir siyasi partinin eş başkanıydı. Medyada alladılar pulladır zaman geldi eline saz verdiler.
Sabır sabır sabır...
Bugüne kadar sabır sabır sabır çözüm süreci artık buzdolabına konmuştur demek zorunda kaldım. Halkımız kendi içindeki bu bölücü terör örgütü mensuplarını da ayıklamak durumdadır güvenlik güçlerine haber vermek durumundadır. Kimin kim olduğunu gayet iyi biliyoruz. Daha dün bir şantiyede araç gereçler yakılıyor. Bunların tek derdi var biz bu ülkeyi nasıl karıştırırız nasıl böleriz. Biz bölücü değiliz bunların hepsi yalan bu ülkenin evlatlarını birbirine düşürmenin gayreti içerisindeler. Yeri geliyor şehitlerimiz oluyor. Allah'tan rahmet diliyorum ama bu mücadele esnasında bunların olabileceğini inanıyorum ki TSK'daki tüm evlatlarımız emniyetteki kardeşlerim biliyor bu işte Allah'ın izniyle zaferle çıkacağız tüm bu şehitlerimiz hayırla yad edilecek kanları yerde kalmayacaktır.
Yetki alanlarımı biliyorum
Şu anda seçim sürecinin içerisine giriyoruz. Cumhurbaşkanı olarak yetki alanlarımı biliyorum sonuna kadar kullanmak durumundayız. Zaman kaybetmenin peşinde olmayacağım. En fazla milletvekiline sahip olan partinin genel başkanına görevi verdim. Netice alamadılar. Şimdi ana muhalefet partisine yetki verilmeli... Partinin başındaki zat Beştepe'yi tanımayanı niye çağırayım ki? Zaman kaybetmeye gerek yok. Cumhurbaşkanı ülkeyi seçime götürebilir mi?
Şu anda cumhurbaşkanı olarak 45 günün sonunda tekrar Meclis Başkanı ile görüşme yaptıktan sonra hayırlısıyla ülkemizi bir erken seçime götüreceğiz. Kimi görevlendirirsem o kişi de burada seçim hükümetini parlamento içinden gerekirse dışından almak suretiyle kabineyi oluşturur ve seçime gideriz. Şu anda açıklanan tarih 1 Kasım inşallah Türkiye 1 Kasım'da tekrar seçimi yaşayacaktır.''
Murat Sancak'a saldırı
Dün ben kendilerini aradım, hepsiyle görüştüm. Bu ülkede fikir hürriyetinden bahsedenlerin aslında özgürlüklere tahammül edemeyeceklerinin göstergesidir. Murat beye yapılan saldırı bir şeyi gösteriyor. Kim ne kadar özgürlüklerden yana. Örneğin işte bu malum bölücü terörden gücünü alan partinin başındakiler de özgürlük diyorlar ama biz onlarda özgürlük görmedik. Sandıklarda bir kere bu özgürlüğe saygıları olurdu, hep tehditler yapıldı. Bakın muhtarlar toplantıma 90 kadar muhtargelemediler, tehdit edildiler, 300 kadar muhtarla toplantımızı yaptık. İşin ne noktada olduğu ortada. Murat beye çok çok geçmiş olsun diyorum. Arabadaki korumalara da geçmiş olsun diyorum, Allah korusu, oradan böyle kurtulmak manidardır çok geçmiş olsun. Zaten tehdit alıyorlardı. Star grubu o olaydan sonra da biz sizin peşinizi bırakmayacağız diyorlardı.
Şuna inanıyorlar, inandığımız yolda ilerleyeceğiz diyorlar. Şehit kardeşlerimizin canı bizimkinden değersiz değildir dediler. Kimler bu olaylarla ilgili ne gibi başlıklar atmış manidar. Paralel yapının organlarına bakın. Burada da basın özgürlüğü noktasında hallerini tavırlarını görüyorsunuz. Sonunda hak mücadelesinde hak galip gelecektir.