Ercan Altuğ Yılmaz Yazio: Oyunların İyileştirici Gücü: Superman Gerçekten Süper miydi?

Superman ilk yaratıldığında Krypton’un yer çekimi Dünya’dan daha güçlü olduğu için Dünyada bir kurbağa gibi çok yükseğe zıplayabildiği ve daha sonrasında zıplama animasyonunu yapmak çok zor olduğu için Superman’in uçma yetisi kazandığını biliyor muydunuz ?

Johan Huizinga Homo-Ludens isimli kitabında oyunun; bağımsız karakteri ile gerçek hayattan kaçarak kendine yeni bir yaşam alanı yarattığını ve tam da bu noktada çocukların özgürlüklerinin açığa çıktığını ifade eder. Çocuklar kendilerini

daha iyi hissetmek için ayrıca korku ve üzüntülerinden kurtulmak amacıyla da en iyi yol olarak oyunu kullanır. Yalnızca çocuklar mı? Oyun neredeyse yarım yüzyıldır yetişkinlerde de psikolojik rahatsızlıkları gidermek için bir tedavi olarak uygulanıyor.

Peki oyunun bu iyileştirici gücü nereden geliyor?

Çocukluk çağlarından itibaren bireylerin baş etmekte zorlandıkları durumlar güçlü bir duygu birikimine sebep olur. Oyunlar bu birikimi boşaltmanın, sorunlara farklı bakış açıları ile bakma yolları geliştirmenin en iyi yollarından biridir. Özellikle çocuklar oyun oynama sayesinde, sorunlarının çok büyük olmadığını ve oyuna farklı sonlar getirerek gelecek sefer aynı olay başlarına gelirse sonucun hep aynı kalmayacağını görmüş olur. Biz yetişkinler de yorucu geçen bir iş gününün ardından birkaç yakın arkadaşımızla birlikte bir şeyler içip hikayeler anlatarak bu duygu boşaltımını yapmıyor muyuz?

Çocukken bir sopayı at yapıp kovboyculuk oynayan bizler aslında gerçek yaşamda hiç sınanmadığımız koşulların içine sokardık kendimizi. İşte bu noktada sorunlara farklı yaklaşma yolunda bir kapı açtık kendimize. Superman'in veya Wonderwoman’ın maceraları ile kıyaslandığında kendi sorunlarımız abartılacak kadar büyük gözükmemeye başlar gözümüze. Süperman bile bazen yenilir düşmana. Kripton madeninin öldürücü etkisiyle bütün gücünü kaybeder ancak pes etmez. Yeniden ayağa kalkar ve eski gücüne kavuşur. Bu yeniden ayağa kalkma çocukta kırılan hayallerin onarılabileceğini görmelerine yardımcı olur.

Peki yetişkinler neden oyun oynama ihtiyacı duyar?

California Üniversitesi’nde Psikiyatri Profesörü olan Lenore Terr “Oyun Yetişkinler İçin Neden İhtiyaçtır?” kitabında oyunun, yetişkinlerin yaşamlarında önemli bir anahtar rolü olduğunu belirtiyor. Çocukluğumuzda keşfettiğimiz oyun coşkusunun sıkıcı yetişkinlik hayatımızda bizleri terk ettiği için yaşamlarımızın renksiz hale geldiğini savunan Terr bizleri gazoz kapaklarını mücevher gibi biriktirdiğimiz, rengarenk meşeleri birbiri ile çarpıştırdığımız mutlu günlere davet ediyor.

Çalışmak her zaman ağır ve sıkıcı bir şey olmak zorunda mıdır?

Mesela Mozart “Müzik Şakası” adlı eserini muzip bir anlayışla adeta notalarla oyun oynar gibi yazmıştır.  Psikolog C.G.Jung “Sınırsız bir hayalle, oyun oynamayan bir yerde yaratıcı bir çalışma asla ortaya çıkamaz” der. Yetişkinler olarak oyun oynamak için daha ne bekliyoruz? Oyunun içinde yitip gitmek, kurallardan ve endişelerden oyun sayesinde arınmak ve keyfine varmak için yaşınız kaç olursa olsun vakit geç değil! Gözlerinizi kapatıp çocukluğunuza gidin. Bugün, oynarken zamanı unuttuğunuz o oyunu yeniden oynama ve yüzünüzde o günlerin gülümsemesini görmenin vaktidir.

Bu yazı Gamfed Türkiye Gönüllülerinden Arzu Kupsar’ın katkılarıyla yazılmıştır.

Twitter

Instagram

LinkedIn

Popüler İçerikler

Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
Sevgilisine Atacağı Fantezi Mesajını Yanlışlıkla Karısına Atan Ünlü Patron İcralık Oldu