Müzeler, binlerce yıl önce yaşamış insanların kullandığı eşyaları, hayranlık uyandıran sanatçıların eserlerini ya da dünyadaki bazı ilkleri sergilediği için heyecan vericidir. Ancak müzeler, birçoğumuz tarafından eğlence ve katılımcı deneyimler ile anılmaz.
En azından Türkiye’deki müzeler için bunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Birçok müzede karşılaşacağımız manzara, yetişkinler için vitrin içinde ya da duvarda asılı duran eserlere bakıp geçtiği, çocuklar için ise keşfetme heyecanının “sessiz ol!” uyarıları ile yok edildiği bir zaman dilimidir.
Bu zaman diliminde katılımcı deneyim ve eğlence eksiktir. Genellikle eğlence içermeyen bu müze deneyimleri de pandemi ile birlikte yok olma noktasına gelmiştir. Bu noktada müzeler sunduğu dijital içerikler ve oyunlar ile ziyaretçilerine ulaşmaya çalışmalıdır. Özellikle iyi kurgulanmış dijital oyunlar ile hem çocuklar hem de yetişkinler eğlenceli vakit geçirerek müzeyi ve objeleri keşfedebilir. Oyunun bu gücünün farkına varan yurtdışındaki bazı müzeler, müzeye kilometrelerce uzaktaki kişilere oyunlar aracılığı ile eğlence ve deneyim sunmayı başardı. Bu konuda çok az müzenin oyun ürettiğini söylemek yanlış olmaz. Bunlardan bazılarını inceleyerek derledim.