Sevdiklerimiz tamam, hayatımızı öğreniyor harika ama ya bizi sevmeyenler?
Onlar da her şey hakkında bilgi sahibi artık. Tehlikelere daha açık durumdayız. Bir düşünsek, evimizin kapısını kilitlemeden yatmıyoruz ama sanal evrenin kapısı ardına kadar açık. Orda da bir hayatımız var ve açık kapılarda tüm tehlikelere davetkar. Tehlikenin boyutunu insanların ne kadar kötü olabileceklerini düşününce daha net anlayabiliyorsunuz.
Yine dengelendik sanırım.
Sadece bu kadar da değil elbette. Metaverse ile daha da fazla sanal evrene gireceğiz gibi görünüyor. Tamamen sanal ortamda yaşamaktan bahsediyorum. Avatarını seçerek kendine yeni bir kimlik oluşturarak, dijital ikizimizle tamamen yeni bir hayat oluşturabileceğiz.
Harika değil mi?
Düşünsenize bu dünyada yakışıklı ya da güzel değilsiniz, burnunuzu beğenmiyorsunuz gözlerinizin mavi olmasını, belki dişlerinizi ve belki de daha fit görünmek istiyorsunuz.
Sanal evrende her şey istediğin gibi, mükemmel.
Kulağa çok hoş geliyor değil mi?
Şimdi diğer açıdan bakalım.
Herkesin mükemmel olduğu bir evrende mükemmel ne demek? Ne anlamı var? Hala mükemmel o bildiğimiz “mükemmel” olacak mı? Orada yaşayacağımız bu kavram kargaşasından sonra kendi alemimize geçtiğimizde de kendimizi eksik hissetmeyecek miyiz? Kendine yabancılaşma ve psikolojik sorunlar kapıda. Aman dikkat!
Bazen artıları, bazen eksileri artıyor. Dengeler değişiyor. Önemli olan, iyi ya da kötü demeden anlamaya çalışıp, uyum sağlamak ve uyum sağlarken fiziksel dünyanın değerini unutmamak. İkisi arasında denge kurabilmek asıl meselemiz. Hayatta her şey dengede olduğunda güzel neticede.
Önemli olan duracağın yere karar verebilmek..
Bu yazı Gamfed Türkiye Gönüllülerinden Mualla Yılmaz ‘ın katkılarıyla yazılmıştır.
Twitter
Instagram
Linkedln