Ercan Altuğ Yılmaz Yazio: Martı

Hepimizin hayatında mutlaka oyun oynayan birileri vardır. Mobil oyunlar, bilgisayar oyunları, fiziksel oyunlar derken aslında çok sık oyunlara denk geliriz. Çocukken oynadığımız seksek, ebelemece gibi oyunlar büyüyünce kendini toplu taşımada sıkılınca telefonumuza indirdiğimiz bir mobil oyuna ya da evde boş vakitlerimizi değerlendirdiğimiz bir bilgisayar oyununa bırakır. 

Oyun bu kadar yaygınken ve hayatımızın her alanında dikkat çekerken, aslında yine bu kadar yaygın olan fakat o kadar da dikkat çekmeyen gizli bir kahramanımızdan bahsetmek istiyorum bugün sizlere: Oyunlaştırma.

İnsan motivasyonunun yarış ve ödül gibi kavramlarla arttığını gören tasarımcıların hedefi olan oyunlaştırma taktikleri fark etmesek bile hayatımızda düşündüğümüzden fazla yerde rol oynamakta.

Bir süredir kullandığımız, İstanbul trafiğinden kaçmak ve temiz hava almak için tercih ettiğimiz ulaşım aracı olan Martı da oyunlaştırma yöntemlerini mobil aplikasyonlarda kullanıyor.

Bir scooter kiraladınız ve arkadaşlarınızla mahalledeki en sevdiğiniz parkta buluşacaksınız. Yolculuğu sorunsuz bir şekilde tamamlayacakken, uygulamanın size ‘Haritada yeşil alana park ederseniz, bir sonraki Martı kiralamanızda indirim kazanacaksınız.’ uyarısı tam olarak gideceğiniz parka değil de, 200 metre uzağa da olsa o yeşil alana park etmenizi sağlıyor. Otobüs, minibüs gibi kendi güzergahı olmayan, istediğiniz yere sürebileceğiniz bu ulaşım aracını, sırf uygulama sizden istiyor diye gideceğiniz yerden uzağa park etmek ilk başta mantıklı gelmiyor olabilir. Fakat tekrar uygulamayı kullanacağımızın farkında olduğumuzdan (ki aynı zamanda uygulama da bunu tekrarlayacağımızı varsayarak, bize aktif olan yolculuğumuz için değil de bir sonraki yolculuğumuz için indirim hakkı tanıyacağını belirtiyor.) ve bir meydan okumayı geri çevirmek istemediğimizden o yeşil alana park ediyoruz. Bir süre sonra farkında olmadan sırf yeşil alanların neresi olduğunu görmek istediğimiz için bile gideceğimiz bir yere Martı ile gitmeye başladığımızı fark etmemiz olasılık dahilinde. 😊

Örnek verecek olursak; Martı kullanırken bir süre sonra yolculuğa başlamadan önce, indirimli Martı’lar da bulabileceğimi ve bunun üzerine kullanıcı deneyimimin tamamen değiştiğini keşfettim. Hem yürüyerek Martı’ya gitmeye başlamıştım, hem de gideceğim yerden daha farklı bir yere park ederek yine yürüyüş yapıyor oluyordum. Artık motivasyonumu sağlayan, hem duble indirim kazanıyor olmak hem de spor yaptığımı hissetmek olmuştu. 

‘Evet gideceğim yer yürüyerek gitmek istemediğim kadar uzak fakat evden çıktığım gibi bir ulaşım aracına binmiyorum’ düşüncesi kendimi daha dinç hissetmeme neden olduğundan bir süre sonra farklı ulaşım araçlarını tercih etmemeye başladım. Uygulama içerisinde geçirdiğim zaman, kullanım sıklığı ve alışkanlıklarım değişmeye başladı. 

Hızlı tüketim topluluğu içerisinde yaşayan insanlar için, oyunlaştırmanın aslında sıkılmak ve hedef uygulamayı kullanmaya olan motivasyonunun düşmesinin önüne geçtiğini biliyoruz. Dizilerin hızını 1.5 arttırarak izleyen, aynı yerde uzun süre oturmaktan bile sıkılabilen bir tüketici toplum içerisinde bireyin bir uygulamayı uzun süre kullanmasını sağlamak işte tam olarak bununla gerçekleşebilir: Oyunların yolunu izleyerek, kullanıcının ihtiyaçlarını ve isteklerini odağına alan başarılı bir oyunlaştırma uygulamasını hayata geçirmek.. Umarım kullanıcı odaklı tasarlanmış oyunlaştırma örneklerinin geliştiğini ve yaygınlaştığını gelecek tasarımlarda görmeye devam ederiz.

Bu yazı Gamfed Türkiye Gönüllülerinden Bahar Elmas’ın katkılarıyla hazırlanmıştır.

Twitter

Instagram

Linkedln

Popüler İçerikler

Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Bakanlığın Gıda İfşaları Devam Ederken En Fazla At ve Eşek Etinin Satıldığı Şehirler Belli Oldu
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?