Epik tiyatro, 20. yüzyılın başlarında geleneksel tiyatro türlerine meydan okumak için ve seyircilere eleştirel bakış açısı kazandırmak için ortaya çıkmıştır. Bertol Brecht tarafından geliştirilmiş olup düşündürücü ve eleştirici bir deneyim sağlamaya başlamıştır. Hadi hep birlikte epik tiyatronun büyüleyici dünyasına girelim.
Sosyal ve politik bilinç yaratmak için uğraşan bir tiyatro biçimi olarak tanımlanabilir. Seyirciyi oyunun içine çekip o kurguya inanmasını isteyen tiyatro türlerinin aksine düşünme ve eleştirme gerektiren aktif bilinci uyandırmayı amaç ediniyor.
Dışavurumculuk, yapılandırmacılık ve Dadaizm gibi tiyatro hareketlerinden etkilenmiştir. Bu hareketlerden örnek alınıp daha önce yapılmayan didaktik yani öğretici özelliklere baskı yapan tiyatro biçimi oluşturmak için tüm ögeleri birleştirmişler.
Yabancılaştırma etkisi: İzleyici karaktere ve kurguya kendini kaptırmak ona bağlanmak yerine epik tiyatroda bir oyun olduğunu bilerek yabancı kalır. Bu özellik ile seyirciler eleştirel bakış açısıyla düşünmeyi ve oyunun içerisinde vermek istenen mesajı algılamalarına olanak tanır.
Gestus: Brecht, gestus kavramını karakterlerin fiziksel özelliklerini, ifadelerini ve davranışlarını gestus kavramının ifade ettiğini belirtti. Karakterlerin sunduğu rolleri ve toplumsal çelişkileri ifade eder. Karakterlerin mimiklerine ve fizikselliğine odaklanır. Davranışların arkasında ki sosyal ve politik sorunları ortaya çıkarır.
Montaj: Birbirinden farklı ya da düşündürücü etki yaratmak için öğelerin veya sahnelerin yan yana getirilmesini içerir. Dümdüz anlatıyı kırarak seyirciye görüntü ile alakasız olaylar ve fikirler arasında bağlantı kurmasına teşvik eder.
Epik tiyatronun etkisi sanat dünyasına yayılmıştır. Tekniklerini incelemeye ve bu tekniklerini oyunlarında kullanmaya çalışan birçok tiyatro yazarı vardır. Eleştirel yoruma ve aktif düşünmeye vurgu yapan bu tür, epik tiyatronun mirası olarak kalmaya devam ediyor.
Faydalarına rağmen yine de eleştiriler toplamıştır. Bazıları, yabancılaşma özelliğinin karakterlerle bağ kurulmasını engelleyeceğinin ve olayın içine izleyiciyi adapte edemediği için empati duygusunun kaybedileceğini düşünüyor. Epik tiyatronun daha çok didaktik izlenimler yarattığını ve estetikle sanatın geri plana atıldığını düşünenlerde var. Bu eleştiriler epik tiyatronun şekillenmesine olanak sağlıyor.
'Üç Kuruşluk Opera'
Karanlık ve müzikal bir anlatıma sahip olan bu oyun, kapitalist toplumun eleştirisini sergiliyor. Ahlak kavramlarına ve gelenekselleştirilmesine ise bu oyun karşı çıkıyor. Oyunda unutulmaz şarkılar kullanılması ve müzikalitesinin kusursuz sergilenmesi bu oyunu eşsiz bir hale getiriyor.
'Kafkas Tebeşir Dairesi'
Sosyal sorumluluk ve adalet kavramları üzerinde duran bu oyun savaş zamanında terk edilen bir bebeğe bakmak ve bakmamak arasında kalan hizmetçiyi anlatıyor. Benzetme ve anlatım teknikleriyle izleyici sosyal ve politik sorular düşünmeye başlıyor.