Işığı direk görmemesine rağmen ışığa karşı fazla duyarlıdır. Hatta bu bezin kapasitesini artırmak için, güneşin doğuşu ve batışı esnasında, 15 dakika süreyle güneşe bakılması tavsiye edilir.
Epifiz bezi gece karanlıkta aktif olur ve bazı yararlı hormonları karanlıkta, özellikle uyku esnasında salgılar. En yoğun salgılama zamanı doğum anı, ölüm anı ve gece saat 03.00 sıralarıdır. Eğer Epifiz bezi uyandırılabilirse, öğrenme ve hafıza yeteneklerimizi güçlendirir. Sezgimizi, ilmimizi ve yaratıcılığımızı geliştirebilir. İnsanların şifa verme yeteneklerini tetikleyebilir, mutluluğu artırır ve spiritüel yeteneklerini güçlendirir. Bunlar bir takım tıbbi deneylerle de tespit edilmiştir. Epifiz bezini körelten kimyasalları şehirlerimizin su şebekelerinde, yediğimiz tüm paketlenmiş gıda maddelerindeki bazı kimyasal maddeler ve florlu diş macunları ile rutin ihtiyaçlarımız içerisinde tüketmekteyiz. Bu tüketim çarkından kendimizi kurtaramadığımız için, Epifiz bezimizi körleştiriyoruz.
Epifiz bezinin salgıladığı başlıca hormonlar;
-Melatonin
-Serotonin
-DMT (Dimetiltriptamin) dir.
Belki Melatonin ve Serotonin hormonlarını çok duyuyor ve biliyorsunuz.
DMT den kısaca bahsedersek: Doğum ve ölüm esnasında salgılanan miktarı, normal zamanlarda salgılanan miktardan daha fazladır. Doğumda DMT’nin daha çok salgılanması ile anne ve bebekte bir trans ve mutluluk hali gerçekleşir. Bu durumda anne doğum sancısına daha rahat katlanır, bebek de uyku halinde olduğu için yeni bir hayata sıkıntısız bir geçiş yapar. Epifiz bezinin küçülmesiyle ‘Ruh Molekülü’ diğer bir deyimle de ‘gerçeklik molekülü’ olan DMT’nin salgılanması ergenlik dönemine girildiğinde azalır. Ve tabi ki ruhsal boyutla ilişki de azalır.