Günlük hayatınızda yürürken, markete giderken, toplu taşıma araçlarında binlerce insan yüzü görüyorsunuz. O insanlar arasında iyiler yer aldığı gibi en kötüleri, katilleri, sapkınları da bulunuyor. Tarih boyunca öyle kötü insanlar yaşamış ve öyle kötü şeyler yaşatmış ki günümüzde insanlar, hâlâ bu olaylardan etkileniyor. Caligula da bu kötülerden biri! Zalimliğiyle gelmiş geçmiş en kötü olan insan olarak anılan Caligula'nın hikâyesini duymaya hazır mısınız?
Caligula, psikopat ebeveynler tarafından yetiştirildi ve oldukça zorlu bir ortamda büyüdü. Bunlar, onun hasta ruhlu bir insan olması için yeterliydi. Caligula, 4 yıl boyunca hasta ruhuyla Roma İmparatoru görevini üstlendi ve halka yapmadığını bırakmadı. Deliliğinin ilk işaretleri, kellik takıntısında görülebiliyordu. İnsanların ona tepeden bakmasını yasaklamıştı. Kimse ona yüksekten bakamıyor, kafasını göremiyordu. Bunun yanı sıra çevresindeki insanlara saçlarını kazıtmalarına dair emir veriyordu. Onun kellik takıntısı bile insanlara korku veriyordu. O dönemde Caligula'nın resmini veya heykelini yapan insanlar, onun korkusundan dolayı onu gür saçlı şekilde figüre ediyordu.
Caligula kendine âşıktı ve bir tanrı olduğunu düşünüyordu. Herkesin de böyle düşünmesini istiyordu. Ülkedeki bütün tanrı heykellerini toplatıp kafalarını kestirmişti. Ardından hepsine kendi yüzünü monte ettirmişti. Kutlamalar, etkinlikler, bazen de gündelik hayatında; Büyük İskender, Herkül, Venüs gibi tanrıların veya tanrıçaların kostümleriyle dolaşırdı. İnsanların ona kurban kesmelerini bile emretmişti. Yaptıklarının ve zalimliğinin tersine kendine Vatanın ve Orduların Babası, En Büyük Hükümdar, İnançlı Adam gibi takma adlar oluşturmuştu. Egoistliği, tanrı olduğu düşüncesini destekliyordu ve bu ona güç zehirlenmesini yaşatıyordu.
Sapkınlığı o kadar ileri boyuttaydı ki kendi öz kız kardeşiyle ilişkiye girip onu hamile bırakmıştı. İğrençliği burada da bitmedi. Kardeşi doğum yapmadan önce onun karnını vahşice açtırıp içindeki cenini aldırmıştı. Tanrı kompleksini sürdürerek o cenini yarı tanrı ilan etmişti. Çok sevdiği(!) kız kardeşi öldüğünde halka gülmeyi, duş almayı, ailece yemek yemeyi ve sokakta birbirleriyle konuşmayı yasaklamıştı.
Caligula, savurgan ve gereksiz şekilde devletin hazinesindeki paraları harcıyordu. Harcamaları o kadar yok yere ve saçmaydı ki çok sevdiği hatta bazen birlikte yattığı atına ayrı bir saray yaptırmıştı. Devlet kasasını doldurmak için bazı garip yöntemler uyguladı. İlk planı, zenginleri öldürüp onların parasını almak oldu. Bu planın çok getirisi olmayınca daha korkunç bir yöntem buldu. Senato üyelerinin ve güçlü insanların eşlerini ve kızlarını topladı ve bir genelev açtı. Roma halkına seslenerek 'Bakın tanrınız size ne hediyeler getirdi. Küçük bir bedel karşılığında onlarla istediğiniz gibi oynayın!' sözlerini söyledi.
Arenada oturup insanların savaşlarını, birbirlerini katletmelerini izlemek onun vazgeçilmez aktivitesiydi. Dinç ve güçlü insanları savaştırmaktan ziyade güçsüz, yaşlı, engelli insanların dövüşmesinden daha büyük bir zevk alıyordu. Bazen ülkedeki bütün cüceleri toplatıp onları savaştırırdı. Aslan ve fil gibi tehlikeli hayvanlar da Caligula için gösteriyi şenlendirirdi. Bu hayvanların karşısında savaşacak insanları seyircilerin arasından Caligula seçerdi.
Caligula'nın çok ilginç bir eğlence anlayışı vardı. Bu durum küçükken bile belliydi. O, idamları izlemeye bayılıyordu. İnsanların acı çekmesi onun hoşuna gidiyordu. Yemek yerken özel olarak tasarlanmış aletlerle insanlara işkence edilişini izlerdi. Yaptıkları şakalar da sadece onun için komikti. Senato üyelerinin yemeklerinin içine idrarını yapardı ve öldürdüğü insanların etlerini doğratıp yemeklerine koyardı. Bunları da yemek yendikten sonra söylerdi ve sonra arkasına yaslanıp onların kusmalarını, iğrenmelerini izlerdi. Buna kahkahalarla gülerdi. Garip eğlenceler ve etkinlikler düzenliyordu. Çevresindeki insanları topluyor ve onları, öldürdüğü insanların etlerini yemeye yani yamyamlığa zorluyordu.
Roma halkı, onlar için bir işkence olan Caligula'ya artık dayanamıyordu. Halkın isyanları zaman zaman ülkenin her tarafında baş gösteriyordu. En nihayetinde bir grup gardiyan, tünellerde yürürken yakaladıkları Caligula'ya saldırmaya başladı. Caligula, bedenine 30'dan fazla bıçak darbesi aldı. Bedeninin bazı parçaları köpeklere verildi, kalanlar ise sığ bir mezarın içine gömüldü. Caligula, Roma tarihinden silinmesi gereken bir insan olarak kaldı. Hastalıklı ruhu, sapkınlıkları ve gaddarlığıyla asla unutulamayacak bir insan olarak akıllarda kalmaya devam etti. İlerleyen dönemlerde tüm bu hareketlerinin nedeni uzmanlar ve tarihçiler tarafından araştırıldı. Caligula'nın epilepsi ve şizofreni hastalığı taşımasından olabileceği kanısına varıldı. Peki, size göre Caligula'nın bütün bu yaptıklarının makul bir sebebi olabilir mi?
ne açıklaması olacak be gerçek bir psikopatmış işte. psikopatın eline güç geçerse aynı bunları yapar. 4 yıl gene çok dayanmışlar
Ve Roma yıkılır hakketmisler monarşi ve krallıklar hep böyle hikayelerle dolu onun içindir ki yaşasın Cumhuriyet
Son cümleye hayran kaldım :) peki bizce makul bir sebebi olabilir mi ? Olabilir adam zor günler geçirmiş ona da yazık. Aynı durumda kim olsa milletin yemeğinin içine işer