Ötanazi.
Acı çekmeksizin, ağrısız bir ölüm. Ya da hayatından ümit kesilen veya tedavisi imkânsız hastanın, ağrı ve acı duymaksızın öldürülmesi.
Bu tanım, sözlüklerde geçen hali. Fakat Almanya Nazisi için ‘ötenazi’ kavramı, çok başka anlamlara gelen bir ölüm şekli.
Küçücük engelli çocukların, gaz odalarında zehirlenerek öldürülmesi sonra da yakılması anlamına gelen hatta…
T4 programı da, bu sonsuz öldürme eyleminin adı…
utanmadan bi de Türkler ermnilerden özür dilemeli diyorlar
ben yağmur yağdığında salyangozlar ezilmesin diye onları ordan oraya taşıyan bir insanım, sivrisinekleri kaplara kapayarak camdan salan biriyim. en küçük canlının hayatının son bulmaması için çaba harcayan biriyim. bir insanın bir diğer insanın canına kıymasını anlamamı beklemeyin bunu kabul edemiyorum! hakikaten deliricem, resmen kanım donuyo be! Allah kahretsin kendinde bu hakkı gören herkesi!
Şu son zamanlarda hep aklımı kurcalayan aynı soru: Bu neden yanlış? Niye yanlış olsun? Yanlışlığını kim söylüyo? Vicdanımıza ters diye mi? Onların vicdanlarında da bu yapılması gereken bi uygulamaydı. Bu işin içinden nasıl çıkabiliriz? İleride bunu bi gelenek haline getiren toplumlar olursa onları hangi argümanlarla durdurabiliriz? Bunun neden yanlış olduğunu nasıl anlatıcaz? Yanlışlığına nasıl ikna edicez? Onlar için bu durum ayağı kırılmış bi atı uyutmaktan farksız. Ne söyleyebiliriz ki? Açıkçası "bu yanlış çünkü" den sonra benim aklıma ikna edici bi cümle gelmiyo.