Enflasyonun Yarattığı Toplumsal Sorunlar: Ahlak Çöküşü!

Enflasyon yükselişi son dönemde dünyanın ve oransal olarak daha büyük bir şekilde Türkiye'nin sorunu olmaya devam ediyor. 

Enflasyon, çözümsüz bir sorun değil. Teknik olarak düşürmek ve istikrar sağlamak için yollar var. 

Ama insanın ekonomideki yerinden ve ahlak kavramından yola çıkarsak ekonomi yönetiminden bağımsız olarak zararlarını silmek zorlaşıyor.

İnsan, bencil doğar ve tercihlerini kendi faydasını gözeterek yapar!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuşmasında 'homoeconomicus' kavramından bahsedince Google'da en çok arananlar listesine giren kelime insanın ekonomik davranışlarını şu şekilde tanımlanıyor:

Bireyin kendi faydasını artıracak şekilde karar alması düşüncesini merkeze alan felsefi bir yaklaşım. Homoeconomicus, insanın ekonomik kararlarında, kendi faydasını maksimize etmeye çalışarak sürekli olarak akılcı, mantıklı kararlar ile finansal işlemler yapacağını iddia eden, kökenini Rene Descartes zamanındaki tartışmalardan alan, 17. yüzyıl zamanlarında popülerlik kazanmış olan hem siyaset hem de iktisat felsefinde sıkça kullanılan ve oldukça tartışmalı olan bir önermedir. İnsanı homoeconomicus olarak tanımlayan felsefi yaklaşıma göre, her insan bencil doğar ve tercihlerini kendi faydasını gözeterek yapar. Bir diğer deyişle homoeconomicus, sınırsız isteklerini sınırlı kaynaklara göre maksimize etmeye çalışan bir homo-sapiendir.

Enflasyon ahlak ilişkisi

Merkez Bankası'nın 2004 yılında yayınladığı 'Enflasyon' bilgilendirme kitapçığında enflasyon-ahlak ilişkisine şu şekilde değiniyor:

Yüksek enflasyonun neden olduğu belirsizlik, sosyal ve siyasi ilişkilerde kısa vadeli, çıkarcı ve ahlaki olmayan davranışları artırır. Aslında enflasyon, sadece bireylerin birbirine olan güvenini değil, yöneticilere duyulan güveni de sarsarak yönetime olan inancın azalmasına, hatta kaybolmasına yol açar.

Enflasyon, toplumun düşük gelirli kesimine daha fazla zarar verir ve yoksullaşmayı artırır. Enflasyonist ortamda tasarruf edebilme imkanı olan kesim yüksek reel faizlerden yararlanırken, toplumun gelir düzeyi düşük kesiminin bu imkanı olmadığından gelir dağılımı giderek bozulur. İnsanlar günlük hayata giderek daha az oranda katılır, yoksunluk artar.

Aldatılma duygusu, toplumsal uyumun bozulması, güven unsurunun zarar görmesi, gelecekle ilgili kaygıların artması, bireylerin kendini toplumdan soyutlaması, gelir dağılımındaki bozulmanın ve adaletsizliğin artması, özellikle genç kesimin geleceğe dair umutlarının tükenmesi enflasyonun toplum hayatında yarattığı olumsuzluklardan birkaçıdır.

Hükümetin ekonomik rolü

Nobel ödüllü ABD'li Ekonomist Milton Freidman, hükümetin 3 işlevinden söz eder. Bir hükümet ulusu askeri anlamda savunmalı, bireyler arasındaki hukuku gözetmeli ve vatandaşlarını kendilerine veya mallarına karşı işlenen suçlardan korumalıdır. Şöyle devam eder:

Hükümet iyi niyetli olarak ekonomiyi regüle ettiği, toplumsal ahlakı yasa ile düzenlediği ve belli kesimlerin çıkarlarını desteklediği zaman; bu müdahalelerin maliyeti genel anlamda verimsizlik, motivasyon eksikliği ve özgürlüklerin gerilemesi şeklinde olur. Hükümet sahada aktif bir oyuncu değil, hakem olmalıdır. 

Ahlak dışı kazancı teşvik etmek!

Enflasyonun ekonomide istikrarı bozduğu ve belirsizlik yarattığı bir gerçek. Buradaki dengeyi de Ekonomist Mahfi Eğilmez şöyle anlatıyor: 

İstikrarlı ekonomi bir denge meselesidir. Kuralları çok ağırlaştırırsanız sistem kazanç sağlayamayacağı için yeterince çalışamaz. Ama kuralları çok gevşetirseniz o zaman ahlâk dışı kazancı teşvik edersiniz.

'Yüksek Enflasyon Ahlaki Bir Sorundur'

Ekonomist, Yazar ve Akademisyen Prof. Dr. Emre Alkin enflasyonda yükselişin hızlandığı geçtiğimiz aylarda kendi Youtube hesabından yayınladığı bir videoda 'Yüksek Enflasyon Ahlaki Bir Sorundur' derken, enflasyon yükselişinin yol açtığı ahlaki çöküntü için, vergi rejimindeki rasyonelliğe dikkat çekiyor ve diyor ki:

Rasyonellik vicdandır, kişisel menfaatleri toplumun çıkarının üzerinde tutmamaktır. Herkes kendi menfaatini kolluyor insanlar kendi menfaatini kollayıp toplum menfaatini önemsemezse bu enflasyon olarak ortaya çıkıyor. Ekonomistler diyor ki bu kadar yüksek enflasyon varsa bu sadece teknik bir sorun değil aynı zaman ahlaki bir sorundur. Meselenin ahlaki boyutunun da altını çizmek isterim.

Enflasyon ülkenin bekâ sorunudur.

Ekonomist Gazeteci Şeref Oğuz da Dünya'daki yazısında enflasyondaki yükselişe yönelik ahlak kavramına şöyle değiniyor:

Para politikası tek başına enflasyon problemini çözemez, ama işlemeyen bir para politikası söz konusu ise diğer alanları çözseniz de enflasyonu çözemezsiniz. Para politikası etkin çalıştığı bir yerde arz-talep dengesini sağlayacak reformlar, yatırım, üretim, piyasa mekanizmaları para politikasının yükünü aşağı çeker.

Enflasyon, ahlaki çözülmeyi tetikleyen, toplumu çürüten olgudur. Hele ki yüksek enflasyon, bir ulusa, hezimetle biten meydan savaşından daha büyük zarar verir. Ülkenin beka sorunudur.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir...

A Haber'deki Enflasyon Hesaplaması Beyinleri Yaktı: Yüzde 36 Enflasyonla Avrupa'dan İyi Durumdaymışız!
Yüksek Kira İsteyen Mahkemeye Koştu! Davalar İki Katına Çıktı: Kiracılar Ne Yapmalı?
Dolar Belli Bir Seviyede Takıldı Kaldı: Fiyatlar Neden Düşmüyor?
Ekonomist Mahfi Eğilmez: 'Enflasyonun Yüksek Olması Ciddi Bir Kriz'
'Verilerle İstesek de Oynayamayız' Diyen TÜİK'in Sepetinde Pinpon Topu Yokmuş!

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!