Enflasyondaki yükseliş alım gücünü zorlarken, hız kesmeden sürüyor. Yapılan hesaplamalar, enerji fiyatlarındaki artışın tek başına bile enflasyona etkisinin yüksek olduğunu gösterirken, aylık bazda enflasyon çift haneyi zorlayarak yıllık bazda yüzde 70 sınırına dayanması bekleniyor.
Dünya Gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, pazartesi günü açıklanacak olan mart ayı enflasyon oranını hesaplayarak, 'Motorine yüzde 37 ile 2003'ten bu yana en yüksek aylık zam geldi. Bu oran enflasyonu rekora taşıyabilirdi; ancak kur artışı görece yavaş olunca denge sağlandı. Motorin yukarı çekti, kur tuttu; böylece mart ayı TÜFE artışı yüzde 9-10 aralığına sıkıştı. Yüzde 9'un çok altı da, yüzde 10'un çok üstü de şaşırtıcı olur.' diye belirtti.
Aktaş enflasyon oranındaki hesaplamasında, 'Tüketici fiyatlarının mart ayında artı-eksi en fazla 1 puanlık sapmayla yüzde 9.5 dolayında artmasını bekliyorum. Yani artış yüzde 8.5’e kadar da inebilir, 10.5’e kadar da çıkabilir' derken, çift haneyi zorlayan artışın yıllık bazda oranı için şunları yazdı:
Alt ve üst sınırı biraz yaklaştırmak için sapmayı 0.5 puana indirebiliriz; bu durumda aylık artış yüzde 9-10 aralığında gelecektir. Mart ayı artışının yüzde 8.5 olması halinde yıllık TÜFE artışı yüzde 66’ya yaklaşacak. Aylık artışın yüzde 10.5’e ulaşması durumunda ise yıllık artış yüzde 69’u bulacak. Yani mart sonunda yıllık TÜFE artışını yüzde 66-69 arasında göreceğiz.
Aktaş, akaryakıt fiyatlarındaki artışın TÜFE verileri etkisi için, tek başına etkisinin bile yüksek olduğunu vurgulayarak, 'Benzindeki zam yüzde 26’yı, motorindeki yüzde 37’yi, otogazdaki yüzde 20’yi buldu. Bu zam oranları söz konusu ürünlerin ağırlıklarına uygulandığında benzin mart enflasyonuna 0.38 puan, motorin 0.75 puan, otogaz ise 0.27 puan etki yapıyor. Yani akaryakıt tek başına TÜFE’yi 1.40 puan etkiliyor. Bir başka ifadeyle TÜFE’deki akaryakıt dışında hiçbir mal ve hizmetin fiyatı değişmese bile mart enflasyonu yüzde 1.40 olacak' değerlendirmesini yaptı.
Sefaleti öven bir inançla dizginleyip ekmek ve sudan fazlasını lüks olarak gördüğünüz halk, sıfırın altına indi. Zihnen ölmüş bir ideolojinin "yaşam tarzı" diye savunmaya çalıştığı kaderci bakış açısı ise bu sefaleti daha da katlayacak çünkü çocuk rızkıyla gelir ve kör kuşun yuvasını Allah yapar tarzındaki dayanaksız iddialar üzerine kurulan yuvalar bu dönemi kolay kolay atlatamaz. Kongrelerde maval okuyup geçiş garantili köprülerle ekonominin düzelmeyeceğini ilk başta oyunuzu alan meczuplar öğrenecek. Yurtdışından ahkam kesen kurulu düzenler hariç tabii.