'Faik Akgün arkadaşımızın işten ayrılması bizim dahilimizde olmamıştır, asılsız bilgilerle kamuoyunun manipüle edilip farklı yollara çekiliyor' diyen Koca, şunları kaydetti:
'Bu arkadaşımızın üç aydır hem kendi mesai arkadaşlarıyla ilgili hem gazetemizdeki çalışmasıyla ilgili sıkıntılar vardı ama biz buna rağmen işsizlik ya da ekmeğinden etmek gibi asla bir yola girmedik. En son kendisini ikaz ettik; ikaz ettiğimizde de ‘kardeşim sen bu işi beceremiyorsun yazı işleri müdürlüğünü bırakıyorsun ilgili arkadaşımıza devrediyorsun' dedik. Sonra bir baktık ki zaten günler öncesinden arkadaşlarımız kendi aralarında toplantılar yapmışlar. Bu toplantılar kendi mesai arkadaşları bana bildirmeden benim haberim olmadan kendisini defalarca ikaz etmişler. Dün işe gelmediğini fark ettiğimizde mecburen dün itibariyle bu arkadaşımızın iş akdini feshetmek zorunda kaldık. Sonra bir baktık ki masasını toplarken bu arkadaşımız günler öncesinden tarihsiz bir istifa dilekçesi yazmış ve çekmecesine bırakmış. Böyle bir zihniyette olan daha önceden işten ayrılmayı kafasına koyan bir arkadaşımızın gazetecilik adı altında kalkıp ülke kamuoyunu bu şekilde yönlendirmesini siz gazetecilerin vicdanlarına bırakıyorum.”
Koca, haber sonrasında Faik Akgün'ün cemaatçiler tarafından tehdit edildiği iddiasına ilişkin olarak şunları söyledi:
“Dün Asayiş Şube Müdürlüğüne sayın savcımızın talebi üzerine gittik ifademizi verdik. Bir haberden dolayı tehdit söz konusuysa ya da başka bir şey söz konusuysa bunun muhatabı yazı işleri müdürü ilk etap da değildir. Bu ya haber müdürüdür ya da gazetenin sahibidir. Yazı İşlerinin sorumluluğu sadece resmi yollarladır. Gazetede çıkan bir haber, yazı karikatür gibi konulardan yazı işleri sorumludur. Ama bir haber çıkmıştır; cemaat ya da başka biriyle haber çıkmıştır ilk etap o gazetenin yazı işleri müdürünü değil gazetenin sahibi ya da haber müdürü aranır. Sayın savcılarımız şunu dikkate almalıdır. Ulusal medyada gündem konusu olan ve ülkenin üç gündür çalkalandığı bir olay karşısında Elazığ Valisi Ömer Toraman sessizliğini bozmalıdır, menfur intihar olayından sonra intiharın detaylı incelenmesi ve otopsi raporunun kamuoyuna paylaşılması gerekmektedir. Bu haberden dolayı tehdit edildiğini iddia eden bir gazetecinin çalıştığı gazetenin sabit numaraları ve ilgili kişinin cep telefonları geriye dönük olarak incelenme altına alınmalı, ülke bu çalkantıdan kurtulmalıdır. Yoksa bir cemaate vurayım diye benim gazetemin ve şahsımın adının kullanmaya kimsenin hakkı yoktur haddi de değildir.'
İktidar değişince yok olacaksınız :) son zamanlarınızı yaşıyorsunuz. O Ankara'daki dostumuza yine birlikte olacaksınız ama dışarıda olmayacaksınız bu sefer :))
Ankara'dan bir dostun aramıştır tabi... "hocam farklı bir süreç var, yoksa asla arayıp da haber kaldırtmayız, ama ülkenin bekası söz konusu, ezanları susturmaya çalışıyorlar, dolarla vuruyorlar, abdulhmit hana yaptıklarını yapıyorlar yine, başörtülü bacımıza saldıracaklar, camileri ahır yapmak istiyorlar, cehape dini istismar etmek istiyor...burası çokomelli...dini bizden başka kimse istismar etmemeli yoksa bu işi kaybederiz..." dedi.
Her bunaldim diyen intihar etse dunyada insan kalmaz