23. Dünya Enerji Kongresi Başladı

İstanbul’da başlayan 23. Dünya Enerji Kongresi’ne, Erdoğan ve Putin görüşmesi dışında, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) yetkililerinin görüşmelerinin damga vurması bekleniyor.

İstanbul’da 9-13 Ekim arası yoğun güvenlik önlemleri altında düzenlenen 23'ncü Dünya Enerji Kongresi'ne Putin dışında, OPEC Genel Sekreteri Muhammed Barkindo ve birçok ülkeden devlet ve hükümet yetkilisi ve ayrıca Gazprom, BP, Saudi Aramco gibi enerji devlerinin yetkilileri de katılıyor. 

DW Türkçe'den Seda Sezer Bilen'in haberine göre zirve süresince Türkiye ve Rusya arasında Rus gazını Avrupa’ya taşıyacak Türk Akımı doğalgaz boru hattı projesi  konusunda tarafların yapacağı açıklamalar da dikkatle izlenecek.

Türk Akımı Projesi'nde İmzalar Atıldı

Diğer taraftan 28 Eylül'de petrol üretiminin kısılması yönünde anlaşan OPEC ülkelerinden temsilciler de kongreye katılacak. Alınan bu kararın nasıl uygulanacağının OPEC ve OPEC dışı petrol üreticileri tarafından kongrede resmi olmayan görüşmelerde tartışılması bekleniyor. Üretimin Kasım ayından itibaren azaltılması planlanıyor. OPEC ülkeleri Kasım sonunda Viyana’da tekrar bir araya gelecek.

85 ülkeden 265 konuşmacı

Pazar akşamı kongrenin açılışını gerçekleştiren Enerji Bakanı Berat Albayrak, 85 ülkeden 265 konuşmacının katıldığı kongre ile enerji paydaşlarını bir araya getirerek adil bir küresel geleceğin inşa edilmesi açısından önemli bir görevi yerine getirdiklerini söyledi. 

Dört gün sürecek kongre boyunca katılımcılar enerji endüstrisinin karşı karşıya bulunduğu kritik meseleleri kongrenin ana teması “Yeni Ufukları Kucaklamak” başlığı altında mercek altına alacaklar.

İlgili twit silinmiş ya da sahibi tarafından gizlenmiş.

Ana başlıklar

Global enerji sistemlerinin geleceği, güvenilir enerji sistemlerinin inovasyonu, enerji sorununa politik çözümler ve Afrika için sürdürülebilir bir enerji geleceği kongrenin ana başlıklarını oluşturuyor.

İlki 1924’te olmak üzere üç yılda bir düzenlenen Dünya Enerji Kongresi, lider ve uzmanların enerji konusunu tüm yönleriyle ele aldıkları, dünyanın bir numaralı enerji platformu konumunda. Bununla birlikte kongre yöneticilere de teknolojilerini tanıtma ve yeni iş imkânları keşfetme olanağı sağlıyor.

Dünya Enerji Konseyi’nin enerji ile ilgili projeksiyonlarını açıkladığı kongrede konsey  2030 yılından önce kişi başına düşen enerji talebinin zirve yapacağını aktardı. Konsey, teknolojik ilerleme, hükümet politikaları ve düşük büyüme oranlarının sektörü gelecek yıllarda önemli oranda etkileyeceğini belirtti.

'Enerji sektöründeki büyümede dünyada 2. ülke konumundayız'

Başbakan Binali Yıldırım, Dünya Enerji Kongresi Açılış Oturumu'nda yaptığı konuşmada 'Son yıllarda küresel enerji görünümünde büyük çaplı değişmelere de şahitlik ediyoruz. Bu bağlamda dünya enerji haritası değişmekte ve enerji alanında yeni oyuncular ortaya çıkmakta, talebin hızla arttığı görülmektedir. Ayrıca oyun değiştirici büyük gelişmeler de meydana gelmektedir. Tüm bu dönüşüm sürecinin dünya enerji camiasının önde gelen temsilcileri tarafından etraflıca ele alınabilmesine imkan vermesi bakımından 23. Enerji Kongresi'nin zamanlamasının da son derece yerinde olduğunu ifade etmek isterim.' dedi.

Başbakan Yıldırım şöyle devam etti:

'OECD ülkeleri içinde geçtiğimiz 10 yıllık dönemde enerji talep artışının en hızlı gerçekleştiği ülke Türkiye'dir. Enerji sektöründeki büyümede dünyada Çin'den sonra 2. ülke konumundayız. Dünya ortalamasının neredeyse 3 katı hızla artan enerji talebimizin 2023 yılındaki ihtiyacı şu anki kapasitemizin 2 katı olacaktır. Bu nedenle Türkiye, küresel enerji güvenliğinin geliştirilerek sürdürülebilir, kapsayıcı ekonomik büyümenin temeline yönelik çalışmalara kararlılıkla katkı sunmaya devam edecektir.

Türkiye'nin bir enerji ticareti merkezine dönüştürülmesi hedefi; gerek söz konusu konumuyla gerekse gaz giriş ve çıkışına imkan veren arz güvenliğine katkı sağlayan projelerle desteklenmektedir. Bu bağlamda ulusal piyasa düzenlemelerine gerek depolama, ilave sıvılaştırılmış doğalgaz tesisleri gibi alt yapı projelerine yönelik çalışmalar da süratle devam etmektedir.

Elektrikte son 10 yılda kurulu gücümüzü tam iki katına çıkardık. Elektrik üretiminde özellikle yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızı değerlendirerek yeni santralleri devreye alıyoruz. Ülkemiz, yenilenebilir enerjinin dünyadaki gelişen ve yükselen eğilimini yakından izlemekte ve yenilenebilir enerjinin önem ve önceliğini anlamaya her gün daha fazla özen göstermektedir.'

23. Dünya Enerji Kongresi açılış oturumuna katılan Putin, burada Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in arasına oturdu. 

'Türk Akımı'nı gerçekleştirmek istiyoruz'

Putin, kongrede yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:

“En yoksulların enerjiye erişimini sağlamalıyız. İnsanlık yeşil enerjiye gidiyor. Petrol ve doğalgaz tüketimi de artıyor. Tahminlere göre, sıvı doğalgaz ticaretinin hacmi, boru ile yapılan sevkiyatı aşacaktır. 

2020 yılına kadar petrol tüketimi yüzde 26 olacak. Aşırı petrol üretimi nedeniyle fiyatlar düştü. Petrol çıkarmanın sabitleştirilmesi ve kısıtlanmasının en doğru yöntem olduğunu düşünüyoruz. 

Türk Akımı'nı da gerçekleştirmek istiyoruz. Türkiye darbe girişimini atlattı. Türk halkını ve Türkiye’yi tebrik ediyorum.”

'Türkiye'de ciddi yatırım potansiyeli var'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23. Dünya Enerji Kongresi'nin açılışında yaptığı konuşmada, kongre ile enerjinin barış ve adaletin aracı haline getirilmesinin sağlanmasının amaçlandığını söyledi.

Türkiye'nin enerjide büyük ölçüde dışa bağımlı bir ülkedir olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

'Bunun yanında Türkiye, özellikle son 14 yıldır dünya ortalamasının üzerinde bir büyüme performansına sahiptir. Bu durum, enerji talebimizin yılda yüzde 6 ile yüzde 8 arasında artış göstermesine yol açmıştır. Biz bu talebi karşılamanın yanında enerji arz güvenliğimizi sağlamak ve enerji sepetini çeşitlendirmek için de çalışıyoruz.'

'1,1 milyar insan elektrikten mahrum'

Enerji sorunu çözülmeden, kalkınma, yatırım, büyüme, sağlık, beslenme ve ısınmadan bahsedilmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Erdoğan, 'Dünya genelinde elektrikten mahrum olan 1,1 milyar insanın 650 milyonu Sahra Altı Afrika'da yaşıyor. Dünyanın kuzeyi zenginlik ve refah içinde yaşarken, güneyi en temel ihtiyaçlarını karşılamakta sıkıntı çekiyor. Bölgedeki durumun aciliyeti nedeniyle çalışmalarımızı burası üzerinde yoğunlaştırdık.' dedi.Türkiye'de enerjinin her alanında ciddi bir yatırım potansiyeli bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, 'Bunun için tüm enerji şirketlerini ülkemizde yatırım yapmaya davet ediyoruz. Türkiye'ye güvenen, ülkemize yatırım yapan asla pişman olmamıştır, bundan sonra da pişman olmayacaktır.' diye konuştu.

Nükleer enerji çalışmaları

Türkiye'nin önem verdiği alanlar arasında nükleer enerjinin de bulunduğunu bildiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

'2010 yılında Rusya Federasyonu ile Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi'nin gerçekleştirilmesine yönelik bir hükümetlerarası anlaşmayı imzaladık. Japonya'yla da Karadeniz kıyısında tesisine karar verilen Sinop Nükleer Güç Santrali Projesi için bir anlaşma yaptık. Şimdi de üçüncü nükleer santral projesini hayata geçirmenin arayışı içindeyiz. Zira ileri teknoloji noktasında, bizim ciddi noktada bir enerji potansiyeline ihtiyacımız var. Hedefimiz, önümüzdeki yıllarda elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 10'unun nükleer enerjiden karşılanmasıdır.'

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
YORUMLAR
10.10.2016

Türkiye enerji konusunda aktif bir rol oynayabilir. Ayrıca nükleer enerji konusunu destekliyorum. Bizim nükleer enerjiyi öğrenmemiz gerekiyor. Acaba bir füzyon santrali de kurar mıyız?

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ