Yazar ve şairlerin hayatları boyunca dünyaya yaptıkları katkılar tartışılmaz... Fakat bazı edebiyatçılar var ki, öldükten sonra dahi arkalarında tuhaf bir hikaye bırakmayı başarabilmişler.
İşte o tuhaf ölümler ve ardından yaşanan tuhaf olaylar:
Yazar ve şairlerin hayatları boyunca dünyaya yaptıkları katkılar tartışılmaz... Fakat bazı edebiyatçılar var ki, öldükten sonra dahi arkalarında tuhaf bir hikaye bırakmayı başarabilmişler.
İşte o tuhaf ölümler ve ardından yaşanan tuhaf olaylar:
Elbette böyle bir ölüm sebebi bulunmuyor. Fakat Poe'nun yaşadığı çağda belirsiz ölümlere belirsiz gerekçeler koymak o kadar da zor değildi. 40 yaşındayken hastaneye kaldırılan ve orada hayatını kaybeden yazarın gerçek ölüm sebebi tam olarak bilinmiyor. Son anlarını büyük bir sıkıntı ve üzüntü içerisinde geçirdiği kaydedilen yazarın; eserleri gibi sıkıntılı, hastalıklı ve gizemli bir ölümle göçmüş olması ise ironik.
Belediyenin kazdığı bir çukura düşüp kafasını çarpınca beyin damarı çatlayan, devam eden günlerde rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığında sıkıntısı bir türlü anlaşılamayan Orhan Veli'nin bu dünyadan göçüşü de, şiir üslubu gibi 'garip' olmuş.
ABD'li oyun yazarı, göz problemi için kullandığı göz damlasının kapağı ağzına kaçınca boğularak ölmüş.
Bu talihsiz ölümü bir talihsiz olay daha takip etmiş: Ölünce denize atılmayı vasiyet eden yazarın bu isteği yerine göz ardı edilmiş ve sıradan bir mezarlığa defnedilmiş.
'Ne zamandan beri kanser tuhaf bir ölüm şekli oldu?' diye sormanız doğal. ABD'nin önde gelen kadın yazarlarından Jacqueline Susann'ın ölümü değil, sonrasındaki akıbeti son derece ilgi çekici.
Külleri kocası tarafından kitap şeklinde bir özel bir kaba konmuş ve kütüphanede yazdığı kitapların arasında muhafaza edilmiş. Yani yazar, tam anlamıyla eserleriyle yaşamış!
Antik Yunan döneminin önde gelen oyun yazarlarından olan Eshilos'un ölümü, muhtemelen duyacağınız en tuhaf şekilde gerçekleşmiş: Kafasına kaplumbağa isabet ederek.
Şöyle: Kartalların yakaladıkları kaplumbağaları sert kayalara fırlatarak kabuklarını parçaladıkları bilinen bir yöntem. Eshilos'un talihsizliği ise, hayatının ilerleyen demlerinde kelleşen kafasının bir kartal tarafından taş zannedilmesiydi.
Evet, denizde boğulmak da ilginç değil. İngiliz romantik akımından Percy Bysshe Shelley'nin hikayesinin ilginçliği de ölümünden sonra vuku buluyor zaten. Bedeni yakıldıktan sonra tuhaf biçimde kalbi alevlerin etkisinden kurtuluyor ve kül olmuyor. Yanmayan kalp, şairin karısına teslim ediliyor.
İlahi Komedya'nın yazarı, İtalyan edebiyatının öncü ismi Dante 1321'de öldüğünde, gömüldüğü yerden çıkarılıp bir kilisenin duvarının içine koyulmuş. Sebebi de memleketi olan Floransa'nın (o dönem İtalya'da feodal bir yapı hakimdi) cesedi çalacağı korkusuymuş.
Dante ile ilgili bu gizemin, yüzyıllar sonra gerçekleştirilen bir restorasyon çalışması esnasında tesadüfen ortaya çıktığını da belirtelim.
Jan Potocki bir vampir olduğuna inanıyormuş. Bu yüzden gümüş bir kurşun yerleştirdiği tabancasıyla kafasına nişan alarak ateş etmiş.
Hayatı boyunca pek çok estetik operasyon geçiren ABD'li feminist yazar, bir gerdan sıkılaştırma ameliyatı sırasında kalp krizi geçirip hayatını kaybetmiş.
Macar yazar, Paris'te kopan bir fırtına esnasında bir ağaçtan kopan dalın kafasına çarpması sonucu hayatını kaybetmiş.
Ölümünden önce ağır bir depresyondan mustarip olan Sylvia Plath, kafası evindeki fırının içine sokulu halde ölü bulunmuş. Durum literatüre bir intihar vakası olarak geçse de, çoğu insan Sylvia Plath'ın bir kaza eseri kendini öldürdüğüne inanır.
İstanbul'da Boğaziçi'nde, Bir fakir Orhan Veliyim; Veli'nin oğluyum, Tarifsiz kederler içinde.
ziya gokalp geldi aklıma kafasına sıktıgı kursunla yıllarca yasamıstır olumu de bu kursun yuzunden miydi valla hatırlamıyorum
Allah ölümlerinde en acısızını ve normalini versin . Nasıl ölümler var yarabbim