Martin Bryant hiç arkadaşı olmadan büyüdü. Avustralya'nın Hobart şehrinden zorbalığa uğramış ve sosyal açıdan beceriksiz yalnız adamın tek sığınağı korku filmleri ve babasıyla dalış gezileriydi.
68 IQ'su ve öğrenme güçlüğü onu çocukken izole etmişti. Bununla birlikte, gençliğinde hayvanlara işkence ettiği, insanların hayvanlara tecavüz ettiği videoları izlediği ve Çocuk Oyunu 2 filmine takıntılı hale geldiği için, sorunlu işaretler başından beri oradaydı.
Eski kız arkadaşı Jenetta Hoani, Bryant'ın filmdeki Chucky rolüne saplantılı olduğunu belirtti.
Özel eğitim müfredatını tamamladıktan sonra, Bryant bir bahçıvan olarak çalıştı ve 1988'de 59 yaşındaki zengin bir mirasçı Helen Harvey ile tanıştı. 21 yaşındaki genç, kısa süre sonra onun yanına taşındı ve Bryant'ın geçirdiği bir trafik kazasında öldüğünde 470.000 doların üzerinde miras ona kaldı. 1993 yılında babası, boynunda bir dalış ağırlık kemeri ile ölü bulundu.
Bu iki cinayetin ardından Martin Bryant, 28 ve 29 Nisan 1996'da 35 kişiyi öldürdüğünde 29 yaşındaydı. Port Arthur Katliamı olarak bilinen bu olayda Avustralya tarihinde kafelerden ve hediyelik eşya dükkanlarından gişelere kadar tek bir kişinin yaptığı en büyük toplu katliamdı. Tüfek ile vurulan kurbanlarının yaşları 3 ile 72 arasında değişiyordu. Yakalandığında, Bryant 35 kişiyi öldürmüş ve 23 kişiyi yaralamıştı.