-Jambon ister misin?
+Yo yo yo ben domuz yemiyorum.
-Yahudi misin?
+Hayır yahudi değilim, sadece domuza takılmıyorum hepsi bu.
-Nedenmiş o?
+Domuz boklu bi hayvandır, pis hayvanları sevmem.
-Sosisine doyum olmaz, jambonu damağa hitab eder.
+Hey, lağım faresinin tadı da bal kabağı tatlısı gibi olabilir ama bunu bilemicem, çünkü o pis orospu çocuğunu yemem.
Bende eksik olan merhamet, acıma duygusu ve bağışlayıcılık. Akıl değil.
Neler bildiğimi bilmesini istiyorum.
Bilmesini istediğimi bilmesini istiyorum
Bundan sonraki planın ne?
Karımı bulup özgürlüğünü satın alacağım.
Django. Evli olduğunu bilmiyordum. Çoğu köle evliliğe inanır mı ki?
Ben ve karım inanırız.
Peder: Git, ama kendine bir sürtük yüzünden ölmeye değer mi diye sor.
Marv: Ölmeye değer (1. kurşun)
Öldürmeye değer, (2. kurşun)
Uğruna cehenneme gitmeye değer (son kurşun) Amen!
” Eğer yapmamalarını söylediğim şeyi yapmamış olsalardı;hala hayatta olucaklardı. ”(Mr. Blonde)
Mr.Pink: Neden ben pembeyim?
Joe: Çünkü sen bir ibnesin!
Mr.Pink: Neden herkes kendi rengini seçmiyor?
Joe: Asla. Bunu bir kez denedik, yürümedi. Sonuçta Mr.Black kim olacak diye kavga eden dört adamdan başka birşey olmadı. Bu yüzden ben seçiyorum. Bay Pembe sensin.
Mr.Brown: İyi de Bay Kahverengi de Bay Boka çok yakın.
“Ve biliyor musun tetik çekmek,gitar çalmaktan daha kolay,yok etmek yaratmaktan daha kolay”
-Affedersiniz.
+Ne?
-Bizi nereye götürüyorsunuz?
+Meksika’ya.
-Meksika’da ne var?
+Meksikalılar.
Bunu Yahudileri öldürdüğün için mi aldın ?
+ Cesaretim için !
Lanet olası randevunun boktan bir bodrumda olduğunu söylemedin.
+ Bilmiyordum.
- Tavernada olduğunu söyledin.
+ Burası bir taverna.
- Evet, bir bodrumda. Bodrumda savaşmanın pek çok zorluğu vardır. Birincisi; bodrumda savaşıyorsun.
Hangi ütopik dünyada yaşadığınızı bilmem ama benim yaşadığım dünyada kadınların silaha ihtiyaçları var.
Silah taşıyan insanların, silah taşımayanlara göre daha fazla vuruldukları gerçeğini göz ardı edemezsin.
Sen de gece yarısı çamaşır yıkamaya gittiğim zaman tecavüze uğrayabileceğim gerçeğini göz ardı edemezsin.
Sen de çamaşırlarını gece yıkama.
O kızlar sanki koca bir canavar tarafından çiğnenmiş ve tükürülmüş gibiydiler.
+ İçlerinden kurtulan oldu mu?
- Lanet. Yaklaşık 300 kilometre hızla çarpan iki tonluk metal yığınından sonra et ve kemikleri Newton yasalarına uymuş ve hepsi ölmüşler.
Bu benim ceketim. Onu tam iki hafta aradım.
+Öyle mi?... beni ne kadar aradın ?
O ceket bana aitti, sen değil.
Max, yaşlanmak sence nasıl bir duygu?
+ Sen yaşlı değilsin. Harikasın
.- Ben senden bahsediyorum. Yaşlanmak sence nasıl bir duygu?
Benim için bakar mısın bebeğim?
+ Senin için olduğunu biliyorsun.
- Kalk yoksa ayağımı kıçına sokarım.
Söylesene nasıl oluyor da sıradan bir insana, masum birine bakıp sonra da onu öldürebiliyorsun?
+ Masum mu? Kim, sen mi?
- Cinayet konusunda öyleyim kesinlikle.__Sadece cinayet her canlı şöyle ya da böyle bunu yapıyor. Mesela ormanı ele al. Türler, diğer türleri öldürüyor. Buna orman da dahil, sadece adına cinayet değil endüstri deniyor. Ama ölmeyi hak eden pek çok kişi tanıyorum
'Babam, Sicilyalı bir dünya ağır siklet yalan şampiyonuydu.'
Planet Terror ve Desperado Tarantino filmi değil Robert Rodriguez filmi.
kesinlikle 1.. :)