Kişinin kendi içsel ve manevi dünyasını keşfe götüren bir yola çıkması çok kolay bir tercih değildir. Evrensel değerlerin, bizi biz yapan kendi değerlerimizle (birey olarak ait olduğumuz sosyal yapımız, ailevî bağlarımız, inançlarımız, geleceğe dair düşlerimiz, bazen yüreğimizi acıtan bazen de düşündüren türkülerimiz, Yunus Emre, Mevlâna, Hacı Bektaş ve Hacı Bayram gibi manevî önderlerimiz, eski zamanları anlatan tonton yaşlı ninelerimiz ve dedelerimiz, düğünlerimiz ve can yakan ağıtlarımız, şehitlerimiz ve erenlerimiz, baharda çaput bağladığımız söğüt ağaçlarımız vb.) harmanlandığı bu kitap ile kendimize nasıl baktığımızı görecek, duyguların gücünü hissedecek ve en iyi terapistin kendimiz olabileceğini özümseyeceksiniz.
Günlük yaşantıdan kaynaklanan engelleri aşmak, içteki boşluğu doldurmak, sorunları çözmek, zorluklarla başa çıkmak, sağlıklı ve mutlu olmak için bu kitapla, kendinizdeki sevgiyle, güçle, inançla ve istekle kendinizi nasıl yeniden yaratacağınızı göreceksiniz, kaderinizi yeniden yazacaksınız. Bu süreçte “ben” ve “öteki” arasındaki ilişkiyi anlamak açısından psikoterapi süreci ve uygulamaları çok iyi bir örnek oluşturur. Bu nedenle mesleğimden yola çıkarak hayatlarına bir şekilde girdiğim ve acılarına ortak olduğum ve okurun bilincin işleyişini daha yakından kavramasına imkân tanıyan danışanlarımın terapi deşifrelerinden alıntılara kitapta bolca yer vermeye çalıştım. Çünkü ister tanı koyma, ister terapiye başlama amacıyla olsun danışan-terapist ilişkisi ötekini anlamak açısından bize çok önemli ipuçları verir.