Ebû Hüreyre'nin naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: 'Kim abdest alır ve abdesti güzelce almaya özen gösterir sonra cumaya gelir ve (hutbeye) kulak verip sessizce dinlerse o Cuma ile gelecek Cuma arasındaki günahları ve üç günlük (günahı) daha affolunur. Kim de (hutbeyi dinlemeyip yerdeki) çakıl taşlarıyla meşgul olursa boş bir şey yapmıştır.'(M1988 Müslim, Cum'a, 27)
Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: 'Güneşin doğduğu en hayırlı gün, Cuma günüdür. Âdem o gün yaratıldı, o gün cennete konuldu ve o gün cennetten çıkarıldı. Kıyamet de ancak Cuma günü kopacaktır.' (M1977 Müslim, Cum'a, 18)
Ebû Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: 'Büyük günahlardan kaçınıldığı takdirde, beş vakit namaz ile Cuma, bir sonraki cumaya kadar ve Ramazan diğer Ramazan'a kadar, aralarında işlenen günahların bağışlanmasına vesiledir.'(M552 Müslim, Tahâret, 16)
Ebû Hüreyre'den nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: 'Her kim gusleder, sonra cumaya gelip belirlenen namazı kılar, sonra hutbesini bitirinceye kadar sessizce (imamı) dinler, sonra onunla beraber namazını kılarsa, o cuma ile sonraki cuma arasındaki günahları ayrıca üç günlük günahları daha bağışlanır.'(M1987 Müslim, Cum'a, 26)
Peygamberimizin (sav) eşi Hz. Hafsa'nın naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: 'Cuma namazına gitmek, bulûğa ermiş olan herkese farzdır.'(N1372 Nesâî, Cum'a, 2)
Ebû'l-Ca'd ed-Damrî —ki kendisi sahâbîdir— Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: 'Her kim önemsemediğinden dolayı Cuma namazını üç defa terk ederse kalbi mühürlenir.'(İM1125 İbn Mâce, İkâmet, 93)
Kesîr b. Abdullah b. Amr b. Avf el-Müzenî'nin, babası aracılığıyla dedesinden (Amr b. Avf'tan) naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: 'Cuma günü öyle bir an vardır ki kul o anda Allah'tan bir şey dilerse Allah mutlaka ona o isteğini verir.'(T490 Tirmizî, Cum'a, 2)