En Çok Onların Sevgililer Günü Kutlu Olsun! Ekranların En Düzgün, En Derin ve En Güzel Aşkı: #HiLeon!

Sevgililer günü geliyor... 

'Meh, sevgililer günü çok saçma' diyenlerden dahi olsanız içten içe iki kişilik bir mutluluk paylaşan insanlara gıpta ettiğinizi biliyoruz. Kim etmez ki?! Bu sevgililer gününde yine çiçekli böcekli mıçmıç paylaşımlarla sıradan çiftler can sıkacak. Oysa aşk dediğin, çift dediğin HiLeon gibi olmalı...

Bir çift kıskanılacaksa; bunu hak eden kesinlikle Vatanım Sensin'in güzel çifti Hilal ve Leon!

Dizilerimizin namı tüm dünyaya çoktan yayıldı bile... E sonuçta dramayı seven bir milletiz. Dramamızın en önemli unsuru da aşk!

Her dizimizin odağında aşk var! Polisiyelerimizde bile!

Evet, her dizimizin odağında aşk var ama doğru düzgün bir ilişki var mı? Yok!

Sadece Yeşilçam filmlerindeki gibi zengin kız-fakir erkek tadında dışsal etkenlerden dolayı değil; uyumsuzluk, odunluk, hödüklük gibi etkenlerden dolayı hem de... Dizilerdeki aşklar hiç mutlu değil!

Bazen fiziksel şiddete bile şahit olduğumuz bu dizi "aşk"larında, çiftler en iyi ihtimalle psikolojik şiddet ile birbirlerini tüketiyorlar.

İşte böyle böyle izledikçe de inceden inceden aşkın berbat bir şey olduğuna inandırılıyoruz. Yaa yaa...

İşte tam bu berbat ilişkilerin ortasında bir çift var ki; pırlanta gibi parlıyor! Hilal ve Leon!

Hani her açıdan dört dörtlük olur mu bir çift... Tek bir kusur dahi yok aralarında!

HiLeon çiftine baktığımızda aslında işin özünü görüyoruz: Muhabbet meselesi!

Hani eskiler derler ya 'Allah muhabbetinizi arttırsın' diye; işte o cümledeki muhabbetin anlamı tam olarak bu! Zihinlerin birbirine denk olması, anlayabilmek, anlaşabilmek...

Bir çiftin arasında sohbet muhabbet adeta bir oyun gibi olmalı...

Bunun için de 'Beni seviyor musun, o çocuk kim' gibi klişelerden öte, gerçekten insana bir şeyler katabilecek konular konuşabilecek zeka olmalı!

Bu çiftten sağlıklı ilişki adına öğrendiğimiz bir diğer detay da; karşındakini "potansiyel sevgili" olarak değil, insan olarak görmenin önemi!

İnsan insanı ancak böyle tanıyor. 

Örneğin Yıldız, Leon'u sadece 'hayırlı bir kısmet' olarak görmüş ve onun bir insan olarak karakterini, arzularını ve hatta duygularını görmezden gelmişti.

Oysa Hilal, Leon'u bir bütün olarak kimliğiyle gördü: Önce asker Leon'u gördü, nefret etti. Ardından şair Leon'u, arkadaş Leon'u, aşık Leon'u... Sonuç olarak da tanıdıkça sevdi! 'Bir insanı sevmek' tam olarak da böyle olmalıydı. Günümüz ilişkilerindeki gibi tipini beğendiğimiz insana potansiyel eş olarak yaklaşmak ve gerçek karakterlerini görmezden gelmek sadece yanılgıyla sonuçlanıyor. 'Bir insanı sevmek' ile değil!

Karşısındaki kadını toplum dayatmalarının ve cinsiyet kalıplarının ötesinde görebilen ve saygı duyan bir erkek zaten şart!

Leon, Hilal'in nasıl bir savaşçı olduğunu görüp, onun bu tarafına tek kelimeyle hayran kalmıştı. Leon, Hilal'i taa o zamanların savaş atmosferinde dahi bir birey olarak görmeyi başardı.

Günümüz erkekleri 'gadın dediğin evinde oturacak, sarma saracak, mantı açmayı bilmeyen kızla olmaz!!!' gibi laflar edip dururken, pek de güzel ilişkilerin yaşanmıyor oluşu çok da şaşırtıcı değil hani...

Bu çiftimizin en göze çarpan özelliği de, mıymıy trip atmak yerine her zaman dürüst olup, gerekirse ateşli tartışmalar yapmaları!

Çünkü anlamak ve anlaşılmak istiyorlar. Onların tartışmaları uyduruk ego savaşlarından kaynaklı değil; ortak bir çıkar yol bulmak için!

Lakin her türlü tartışmada ile asla ama asla saygı sınırını aşmıyorlar.

'Teğmen'

'Küçük Hanım'

Günümüzdeki çiftlerinki gibi küfür kıyamet sözler, bel altı vuruşlar, aşağılayıcı hareketler yok. Bakın yeri geldi, Hilal, Leon'u çekti vurdu ama yine de bir kere bile birbirlerine saygısızca hakaretler etmediler.

Affetmeyi bilmek...

Yani bence biri sizi çekip vurursa onu affetmeniz pek de akıllıca bir hareket olmaz. Hoş zaten polisler tutanak falan tutar, şikayetçi olmasanız bile kamu davası açılır ama mesele bu değil... Sonuçta Hilal ve Leon savaşın iki farklı ucuna ait ve karmaşık dönemlerde yaşayan gençler. Hilal, Leon'u çekip vurdu ve Leon onu affetti. Çünkü onu anlıyordu. Anlamak ve anlaşılmak; büyük nimet gerçekten!

Fedakarlık yapamıyorsanız, o sevgi değildir; takıntı yahut bağımlılıktır muhtemelen!

Çünkü bu çift, birbirlerinin güvenliği ve mutluluğu adına, kendilerini ateşe atmaktan dahi hiç çekinmediler. Hilal, Leon için kurşunların önüne mi geçmedi; Leon 'mutlu ol yeter' diyerek kahrola kahrola uzaklara mı gitmedi...

Günümüzde ise fedakarlık yapmak yerine, aşkı testlere tabi tutuyoruz. 'Giden gitmiştir, gittiğin gün bitmiştir' gibi laflarla en çok kendimize odaklanıyoruz. Oysa seven insan, önce karşısındakinin mutluluğunu ister.

Ortak acılar bağları güçlendirir. Bu çift az badire atlatmadı!

En ufak sorunda toz olmadılar, birbirlerine her daim destek oldular. İlişki gözlerimizin önünde giderek güçlendi. Kötü olaylarla yıpranacak sanıyorduk ama onlarınki adeta filizlendi.

Aşk garip şey gerçekten... Kötü olanı insanı tüketip mahvederken; iyi olanı ise besleyip büyütüyor. Lakin her halükarda değiştiriyor!

Hilal ve Leon'un aşkı da böyle besledi işte iki farklı insanı.

Yetenekleri gelişti, hayat görüşleri değişti, büyüdüler! Aşık olunca kendilerinden uzaklaşıp adeta tek bir organizma haline gelmek bir tarafa dursun; bu iki insan da bireysel olarak bu aşkla beraber devleşti. Hilal'in şair kimliği büyüdü, kalemi keskinleşti. Leon'un ise hedefleri ve amaçları... O üniformayı da söktü attı üstünden. Aşk, besler büyütür ve temizler a dostlar.

Böylesine güzel bir ilişkinin gerektirdiği en zor şey belki de; sabır!

İnanmak ve sabretmek önemli. Başka türlü olmuyor zira. Hayatın bizim kontrolümüz dışında bir ritmi ve akışı olduğunu kabullenmek ve bazen üzerimize düşen en zor şeyi yapmak: Beklemek.

HiLeon'un bile zorlandığı konu; güven...

Güven belki de insanlığın en zor imtihanı! Ama bu çift bunu da başardı bir şekilde. 'Bir bildiği vardır' diyebilmek, 'O asla öyle bir şey yapmamıştır' diye tüm dünyayı dahi karşına alabilmek, 'O bekliyordur' diye inanmak... Güvenmek işte! 

Elbette ki her saçma sapan ilişkide bu cümleleri kullanamazsınız. Gerçekten güveneceğiniz biri olması lazım. Dolayısıyla, ancak gerçek sevgilerde kullanılabiliyor bu cümleler.

Son olarak da tabi ki o çılgın kimya! Ten uyumu! Akıl sır erdiremediğimiz çekim!

Bu noktada yapabileceğiniz pek bir şey yok; zira bu adeta Allah vergisi! Bu olmadan, yukarıdaki tüm şartları yerine getirseniz dahi elinizde 'dostluk'tan başka şey kalmaz. Dolayısıyla bu ikilinin arasındaki ekranlardan fışkıran çekim de onları bambaşka kılıyor.

Çok güzelsiniz, HiLeon!

Sevgililer gününüz kutlu olsun!

Popüler İçerikler

"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
YORUMLAR
13.02.2018

Günümüz dizileri hep kadını döven, aşşalayan, bağıran çağıran, rezil eden ve en sonunda (nasıl oluyosa da kadın adama aşık oluyor) mutlu bir çift çıkıyor. Ama HiLeon farklı Leon öyle biri ki kadına değer veren, kadını el üstünde tutan ve onu kırmamak için elinden geleni yapan biri. Diğer dizilerle karşılaştırılması hata

14.02.2018

Aşağılayan*

13.02.2018

Boraaan diye geziyorum fanclub falan mı açsam bu yaştan sonra ahahhss çok tatlı çok

13.02.2018

En güzel en naif çift Keşke herkes güzelliğinin farkında olsa da harcanmasalar :(

TÜM YORUMLARI OKU (32)