En Büyük Doğal Afetlerden İkisi; Deprem ve Tsunami Nasıl Meydana Gelir?

Ülkemizin %92'si deprem bölgesi olarak adlandırılmakta ve nüfusumuzun %95'inin deprem riski altında yaşadığı bilinmektedir. Tarih boyunca canımızı çok yakan deprem ve tsunaminin nasıl meydana geldiğine detaylı bakalım...

Kaynak; 1,2

Yer kabuğunda yaşanan kuvvetli kırılmalardan ortaya çıkan titreşimlerin, dalgalar halinde yayılarak yeryüzünü sarsması olayına ''deprem'' denmektedir.

Depreme ait dalgaların şiddetini, nerede ve nasıl meydana geldiğini, ölçüm aletlerini ve depremle ilgili tüm kayıtları tutarak değerlendirmesini yapan bilim dalına da ''sismoloji'' deniyor.

Kıtaların ve okyanusların üzerinde durduğu, yer kürenin dış kısmında 70-100 km kalınlığında bir tabaka bulunur. Bu tabakaya ''taş küre'' ya da ''litosfer'' denilir. Litosfer ile çekirdek arasında ise, kalınlığı 2.900 km olan manto adındaki katman bulunur.

Manto katmanı yukarıya doğru devamlı bir kuvvet oluşturur. Bu oluşan kuvvet, konveksiyon akımlarıyla (katı yüzey ile akışkan arasında gerçekleşen ısı transferi) taş kürede bulunan kabukları parçalayarak ''levhalar'' oluşturur. Bu levhalar üstünde taşıdığı kıtalarla birlikte, bizlerin hissedemeyeceği bir hızda hareket ederler.

Hareket eden levhalar dünyanın belirli bölgelerinde(buralara deprem bölgesi deniyor) birbirleriyle çarpışır, sürtünür ve ittirir. Birbiriyle sıkışan levhaların kurtulmalarına engel olan bir sürtünme kuvveti bulunur. Levhaların hareketine devam edebilmesi için sürtünme kuvvetinden kurtulmaları gerekir.

Birbirlerini iten ve sıkışan levhalar, sürtünme kuvvetinden kurtulduğu an büyük bir enerji ortaya çıkar. Bu enerji harekete sebep olur ve şok dalgası gibi etrafına hızla yayılır. Sarsıntının etkisiyle yeryüzünde bazen gözle görülebilen bazen de kabuğun altında kalan, kilometrelerce uzanan ''fay'' adı verilen arazi kırıkları oluşur. İşte bu depremin oluşum şeklidir.

Depremlerin üç farklı türü bulunur. Bunlardan ilki; tektonik depremdir. Levhaların hareketi sonucu ortaya çıkan deprem türüdür. Yapılar üzerindeki en etkili sarsıntılara, hasarlara sebep olur. Ülkemizde yaşanan depremlerin çok büyük çoğunluğu bu sınıfa girer.

İkinci deprem türü; volkanik deprem. Yerin altında eriyen maddelerin, yeryüzüne çıkışı esnasında kimyasal ve fiziksel tepkimeler sonucunda gazlar oluşur. Bu gazların patlamasıyla sarsıntılar meydana gelir ve volkanik depreme sebep olur. İtalya ve Japonya'da sık görülürler.

Üçüncü deprem çeşidi; çöküntü deprem. Yer altında bulunan boşlukların tavan bloklarının aşağıya doğru çökmesiyle meydana gelir. Depremler arasında en az zararlı olanıdır.

Gelelim tsunamiye. Tsunami Japoncada ''liman dalgası'' anlamına gelir.

Tsunami; deprem, volkanik patlama, meteor çarpması, buzul parçalanması gibi etkenlerle yüksek miktarda suyun yer değiştirmesiyle, olağan dışı büyüklükteki dalgaların oluşumuna verilen isimdir.

Deniz yüzeyinin altında bulunan levhalar tıpkı tektonik depremde olduğu gibi birbirlerine sürtünerek bir gerilmeye neden olur. Bu gerilme onlarca, yüzlerce yıl boyunca birikir. Belli bir seviyeye ulaşan gerilme sonucunda, levhaların birisinin belirli kısmı kırılır ya da diğerinin üstüne çıkar.

Bu hareket deniz tabanında ani yükselmelere veya çökmelere neden olarak, devasa miktarda suyun yer değiştirmesine sebep olur.

Oluşan tsunamilerde iki dalga boyu arası mesafe yüzlerce kilometreye çıkabilir. Bu olay tsunami kıyıya vurmadan önce suların çekilmesine sebep olur.

Tsunaminin hızı, suyun derinliği ile doğru orantılıdır. Su ne kadar derinse tsunami bir o kadar hızlı olur. Pasifik Okyanusu'nda meydana gelen tsunaminin hızı saatte 900 km'yi bulabilir. Bu hız normal dalga hızının 10-12 katıdır.

Tsunaminin başlangıç noktası ile karaya olan mesafesi arttıkça dalga boyları da artar. Çünkü dalgalar mesafe katettikçe hacim kazanır ve yükselir. Kıyıya yaklaştığında biraz boyu küçülse bile yine de yıkıcı etkilere sebep olabilir.

Ülkemizde tsunami olayları ciddi boyutlara ulaşmasa da, deprem konusunda oldukça riskli bir bölgedeyiz. Depremin önceden tahmin edilememesi bu riski daha da arttıran bir etken. Önce yetkililerin, daha sonrada bizlerin bireysel olarak depreme daima hazırlıklı olması kaçınılmaz bir gereklilik...

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Süper Çiçek Kanlı Ay Tutulması'nın Ülkemizden ve Dünyanın Çeşitli Yerlerinden Harika Fotoğrafları
Dünyanın En Pahalı Otomobili Çılgın Fiyatıyla Tanıtıldı!
Android Telefonlar İçin En Kullanışlı 15 Ekran Kilidi Uygulaması
Paranızı Çarçur Etmemeniz Gereken 15 Teknolojik Ürün ve Alet
Samsung Rakibi Apple ile Video Aracılığıyla Dalga Geçti!

Popüler İçerikler

Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi