DİRENÇ uyumaz, hep odaktadır, her zaman nettir, kahramanı çok iyi tanır, tam bir laf cambazıdır.... Ve en önemlisi de DİRENÇ asla Kahraman olmadan yaşayamaz. Direnç, yenilikçi her projemizin içinde bizi durdurmak için ortaya çıkar. Bizden beslenir. Biz olmadan yaşaması mümkün değildir. Ve bir gün gelir beslediğimiz şeye teslim olduğumuzu keşfederiz.
Herkesin DİRENÇ Rüzgarı Farklı Eser
Sizin için anlamlı olmayan bir başlangıç için DİRENÇ Rüzgarı tahtından kalkıp konuşmaya başladı mı hiç? Bu sorunun cevabı genellikle “HAYIR”dır. Direnç, yaşamımıza katkısı olacak, ruh dünyamızı ve bizi dönüştürecek yeniliklerin kokusunu hemen alır. Sonra da konuşmasına başlar. Bunu yapmalıdır da... Eğer yapmazsa Kahramanın yaşamında tek otorite olan Direnç, tahtını kaybetme tehlikesi ile karşılaşabilir. Bu durum gerçekleşirse de; Kahraman hayatının sorumluluğunu üstlenecek, gerçek özgürlüğe doğru adım adım ilerleyecek, tüm tanımlarının ve ezberlediklerinden sıyrılıp yaşamı boyunca üzerine giydiği tüm gömlekleri teker teker çıkartacaktır. Ve elbette hiç bir otorite bunu istemez! Direnç Rüzgarının isteği canlı olan ve kendisine itaat eden bir kahramandır.
Özgür İradesi ile Yaşayan Kahraman Nasıl Yaşar?
Gerçekçidir. Başına gelen olaylarda her zaman aynı yolları denemez. Korkusunu ve içindeki Direnç Rüzgarını görür, fark eder, gözlemler. Onu anlamaya, bu durumun kendisinde yarattığı etkinin farkına varmaya çalışır. En sık sorduğu soru; ŞU AN BURADA NE OLUYOR? sorusudur. Gayretini varsayımlara, yorum yapmaya ve sanrılar için değil GERÇEK OLANı anlamak için harcar. DİRENÇ Rüzgarı bize inançlarımız ve ezberlediğimiz -meli, -malı’larla eserken, gerçeğin peşinde olan kahraman ise hiç bir tanımın esiri olmadan “Şu an burada ne oluyor?” sorusunu sorar. Tanımlardan ve ezberlediklerinden özgürleşmiş kahramanın gerçekçi adımları vardır. Korkularını, endişelerini, kaygılarını görmek için Direnç Rüzgarı’nı dinler. Duyduklarını, hedefine giden yolda araç olarak kullanır, hareket adımlarını belirler. Seçimlerini özgür iradesi ile yapan kahramana canlı olmak yetmez. O, yaşamı tüm renkleri, farklılıkları, zenginlikleri, zor ve kolay anları, fırsatları ile yaşamak ister.
Merhaba, Bana Çaya Gelir Misin?
Direnç rüzgarının resmini çizmeye, onunla sohbet etmeye, sizi yaşama bağlayan anlamlı hikayenizde onunla iş ortaklığı yapmaya ne dersiniz? Unutmayın ki tanışmadığımız her biz ile yabancı oluruz. Tanıştıkça anlamaya, birbirimizi beslemeye ve kapı önlerimizdeki bahçelerde yaratıcı fikirler üretmeye başlarız. Ona seslenmeyi ve tanışmak istediğinizi söyleyin. Başlangıçta şaşırsa da eminim ki davetinizi reddetmeyecektir. Unutmadan; Maskelerinizi takmayı, misafirinizi bahçenizde ağırlamayı ve sosyal mesafe kurallarına uymayı unutmayın.
Sağlıcakla,
Emine Çakır Çavdar