Türk ses sanatçısı ve Yeşilçam filmlerinin efsanevi ismi Emel Sayın, yıllar sonra sinemaya neden veda ettiğini açıkladı. 76 yaşındaki ünlü ismin yer aldığı son film 1980 yapımı 'Rüzgar' olmuştu. Başrolünü Cüneyt Arkın ile paylaştığı film sonrası kendini tamamen sinemadan geri çeken Sayın, filmdeki yatak sahnesinin çarpıtıldığını açıkladı. Peki Emel Sayın neden sinemaya veda etti? İşte o açıklama...
Sinemanın ve Türk müziğinin sevilen isimlerinden başarılı sanatçı Emel Sayın, yıllar sonra sinemayı neden bıraktığına dair açıklamalarda bulundu. Posta gazetesine verdiği röportajda Rüzgar filmi sonrası neden sinemayı bıraktığını açıklayan Sayın, şaşkına çevirdi. Peki Emel Sayın neden sinemayı bıraktı? İşte detaylar...
Yeşilçam'ın başarılı kadın aktörlerinden biri olan Emel Sayın, son olarak 1980 yılına Cüneyt Arkın ile başrolünde yer aldığı Rüzgar filmi ile sinema kariyerine son vermişti. Konudan “Rüzgar benim 15. ve son filmim oldu' şeklinde bahseden Sayın, sinemayı neden bıraktığını ve filmin kendisinde oluşturduğu etkiyi açıkladı.
Filmde dikkat çeken dayak sahnesi ile ilgili Emel Sayın şu ifadelere yer verdi:
'Dayak sahnesi vardı ama benim suçum yoktu. Kendisi ısrar etti, vurdum. Cüneyt’i çok seviyorum. Filmin ayrıca yönetmeniydi. O ne derse yaptım'
Son filmi olan Rüzgar'ın kariyerine neden son verdiğiyle ilgili olarak yatak sahnesine değindi. Sayın, Cüneyt Arkın ile arasında geçen sohbeti de şu ifadelerle dile getirdi:
'Bir yatak sahnemiz vardı. Cüneyt bana dedi ki ‘İçinde geceliğin olsun ama çarşafla örtelim. Omuzların görünsün, sanki çıplakmış duygusunu versin’. Benim böyle sahnelerde çok hassas olduğumu herkes biliyor. Ama öyle tatlı rica etti ki kıramadım. Sete gazeteci gelmesin, o sahneler servis edilmesin diye ricada bulundum. Bir hafta sonra bir baktım ‘Emel Sayın çıplak, Cüneyt Arkın ile yatakta’ diye haber çıktı.'
Sayın, filmden sonra kendisine pek çok yerden mektup geldiğini ve insanların kendisini kınamaya başladığını dile getirdi. Açıklamasını şu ifadelerle noktaladı:
'O kadar üzüldüm ki! Yıl 1980 ve bana türlü türlü mektuplar gelmeye başladı; ‘Senden beklemezdik’ tarzında. Kimseye derdimi anlatamadım ve o gün küstüm. Bir daha film yapmıyorum ben dedim. Bu fotoğraf kimden çıktı hala bilmiyorum.'