"Emekli Maaşları Giderek Azalacak": Nüfus Verileri Artış Hızındaki Düşüşle Ortaya Çıkan Tehlike!

Türkiye'nin 2023 nüfus verileri TÜİK tarafından açıklandı. Verilerde yıllardır övündüğümüz, Avrupa ve Japonya gibi ülkelere karşı her daim avunduğumuz genç nüfusa ait veriler acı bir gerçek ortaya çıkardı. Emeklilerin giderek alım gücü ve oransal olarak düşen maaşları bir daha eski günlerine dönmeyebilir.

"Türkiye'nin genç nüfusu" hep övünülecek bir "güç" oldu. Yoksa bu gücü kaybediyor muyuz?

TÜİK'in açıkladığı 2023 yılı nüfus verileri bazı acı gerçekleri ortaya çıkardı. Bu gerçekler silsile halinde sayılabilirken, nüfustaki artış hızının düşmesi, bunun nedenleri, genç nüfusun azalması, buna bağlı olarak gelecekte de sosyal güvenlik sisteminin çökmesi, İstanbul'da tarihi azalışlar ve emeklilerin gelirlerindeki erimenin son yıllardaki grafiğinin daha kötüleşebileceği beklentisi gibi sayılabilir. Gelin, hepsini anlatalım.

"Türkiye nüfusu ne oldu?" diyenleri önce buraya alalım.

Türkiye’nin Nüfusu Arttı Ama Artış Oranında Dramatik Düşüş Yaşandı

"Türkiye nüfusuna sonra bakarız, sorun neymiş?" diyenler de buraya buyursun.

Öncelikle Türkiye, hep genç nüfusuyla övünen bir ülke oldu. Neden övünülür genç nüfusla? Ekonomik olarak genç nüfus, işgücüdür, emektir, taleptir, arzdır ve sistemi ayakta tutan neslin devamıdır. Son veriler ise soru işaretleri yarattı.

TÜİK'in "2022 İstatistiklerle Gençlik" verilerinde,

2023'ün verileri yeni açıklanırken, 2022'nin Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına bakalım. 2022 yılı sonu itibarıyla Türkiye'nin 15-24 yaş grubundaki genç nüfusu, toplam nüfusun %15,2'sini oluşturdu. 50'ler sonrası 2000'lerin ortalarına kadar övündüğümüz genç nüfus azalıyordu. Nüfus projeksiyonlarına göre de toplam nüfus içindeki genç nüfus giderek düşecek ve 2080 yılında %11,1'e inecekti.

Çocuk nüfusunun oranlarına bakıldığında da TÜİK'in Dünya Nüfus Günü nedeniyle yayımladığı verilerde de dağılım hem dünya hem de Türkiye için önemli göstergeler içeriyordu.

Türkiye, çocuk nüfusunda dünya ortalamasının altında kalırken, gelişmiş ülkeler en düşük oranlarda kaldı. Bu ülkelerin, gelecekte sosyal güvenlik sistemlerini ayakta tutmak için çalışan nüfusa ihtiyacı olduğunu da çok iyi biliyoruz. Örneğin, Japonya gibi ülkelerde de sosyal güvenlik sistemi sinyal veriyor, Almanya da sürekli göçmen kabul ediyor: Söylememize gerek yok ama kalifiye ve genç göçmenler.

Aynı verinin içindeki genç, yani 15-24 yaş grubuna bakıldığında ise Türkiye ortalamayı yakalasa da çocuk tarafındaki verilerle azalışı teyit ediyor.

Türkiye, çocuk ve genç oranlarında AB ortalamalarına göre lider olsa da geriden gelen ülkelerle dünyanın demografik yapısında değişimi de öngörmemek olanaksız kalıyor.

Bakınız.

Dünya 1 Ay İçinde 8 Milyar Sınırını Aşacak! Nüfus Artışı Dengeleri Değiştirecek mi?

Sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sisteminde ideal oranının 4 olması gerekiyor. 1 emekliye karşılık 4 aktif sigortalı çalışan olursa sistem sağlıklı sürüyor.

Türkiye’de çalışan sayısı TÜİK’e göre 31,2 milyon kişi olurken, SGK’ya göre sigortalı çalışan sayısı (çırak, stajyer hariç) 24,2 milyon kişi oluyor. 

Emekli sayısı (EYT hariç) 13,1 kişi olduğundan, aktif/pasif yani emekli/sigortalı çalışan oranı yüzde 63 oluyor. 1,58 sigortalı çalışan 1 emekliye karşılık geliyor.

Burada da gelecekte neler olacağını anlatmak için ekonomi gazetecisi İbrahim Kahveci devreye giriyor.

twitter.com

Türkiye'de medeni durumda, evlenmeyenler sayı olarak azalırken, genç nüfustaki düşüş nedeniyle oransal olarak artıyor. Ekonomideki sıkıntılarla aile evinden çıkmakta dahi zorlanan gençler evlenmeyi uygun görmüyor ya da geciktiriyor. Boşananlar için ise artış çok hızlı oluyor. Yine ekonomik sıkıntıların toplumsal yansımaları görülebiliyor.

Bir yandan dileyen evlensin, dileyen boşansın ancak hem sosyal politikalarda "en az 3 çocuk" hem de aile kavramına yapılan vurgular ve konunun ana odağının ekonomik olarak "gençlik" ve haliyle de nüfus artışı olması gözüyle bakılınca durum, "alarm" veriyor.

Kahveci'nin yaşlanma vurgusu da sosyal güvenlik sistemini tehdit eden ana unsur oluyor: "Çok ama çok hızlı yaşlanıyoruz."

twitter.com

Son olarak felaketin ayak sesleri olan grafik geliyor: "Emekli maaşları düşmeye devam edecek. Kesin bilgi."

twitter.com

O zaman finale de emekli maaşlarıyla asgari ücret karşılaştırmasını koymak kaçınılmaz oluyor. 2001 yılında 1,5 asgari ücret eden en düşük emekli ücreti 2024 yılında 10 bin TL'ye çıksa da 0,59 asgari ücret etmekten kaçamadı. Bu da "çalışan primlerini" ve vergilerini artırarak emekli maaşlarını finanse etmenin başka bir yolu değil mi? Ne dersiniz?

Bu içerikler de ilginizi çekebilir.

İstanbul Nüfusu 100 Yıl İçinde İkinci Kez Azaldı: Pandemi Tetikledi, Deprem ve Pahalılık Hızlandırdı
Zenginler Akın Edecek: Biz Enflasyonla Boğuşurken Bazı Ülkelerde Milyoner Nüfusu 10 Yılda Daha Artacak
Kim Daha Çok Hakkını Arıyor? Beyaz Yaka Çalışanlar Mavi Yakalılar Karşısında Neden Eridiler?

Popüler İçerikler

Ortalık Fena Gerildi: Seyircisinin Taşkınlığına Katlanamayan Cem Yılmaz Sahneyi Terk Etti!
Ünlü Şarkıcı Kalben'in Evine Yapılan Uyuşturucu Operasyonuna Ait Görüntüler Ortaya Çıktı
Arda Turan 'Seçil Erzan' Tezahüratlarına Tepki Gösterdi: 'Kendi Stadımda Bile Laf Söylenmesini İstemem'
YORUMLAR
07.02.2024

Y kuşağı olarak bu devlet en büyük kazığı bize attı arkadaşlar. 2009'dan beri çalışıyorum , çalışmaya da devam edeceğim. Emekli olduğumda bu devlet için 40 yıl çalışmış olacağım. Ve bize verecekleri maaş da giderek düşmüş olacak(verirlerse). Yıllardır millet 10 sene çalışıp 40 sene emekli maaşı aldı. 1981 sonrası doğanların suçu ne?

07.02.2024

işin b0ktan tarafı ne biliyor musun kardeş, eşşek yüküyle vergi ödüyoruz, ona rağmen de sağlık ve eğitim hizmetlerimizi özel kuruluşlardan karşılıyoruz. Ödediğimiz verginin de karşılığını alamayıp üstüne bir de emekli olunca kıçımız açıkta kalacak. En azından vergimizi az ödesek, elimizde kalanla yatırım yapar da kendi yağımızda kavrulurduk...

07.02.2024

devletin kasasından çalmazsanız sistem yürür. Bu kadar basit...

sgk büyük bir çıkmaz içinde. dolayısıyla bütçe. şu an eyt den faydalananların bedelini ilerleyen yıllarda göreceğiz ve daha fazla hissedeceğiz. hem emekliler hem çalışıyorlar. eyt ile emekli olanların çalışmasının tespit edilmesi durumunda maaşlarının faiziyle iade alınıp cezalandırılması gerekiyor. bu bir bakış açısı. diğer konu ise çok daha vahim. suriyelileri buraya boşuna almadılar. akıllarınca iş gücü ve sgk döngüsüne destek olacaklardı ama hem demografik yapıyı bozdular hem de dürüst müslüman ümmet, suriyelileri kayıt dışı çalıştırarak olayı lehlerine çevirdiler. 80milyonluk ülkede çalışacak Türk kalmadıysa ülkenin içinden geçmişler demektir ki geçildi de zaten. bir y kuşağı olarak (kuşak neyse awk) hem eğitim adaletsizliğine hem de sgk adaletsizliğine maruz kaldım. ülkeye bir borcum yok!

TÜM YORUMLARI OKU (8)