Emekli Danıştay hâkiminin avukat kızı S.Y., yaşananları şöyle anlattı:
“Sanık ile babamın bir arkadaşı aracılığıyla tanıştık. Kadınların kistine iyi gelen bir macun yaptığını ve ortak aradığını söyledi. Anne ve babam da yatırımcı oldu. Ofis tuttular. Bu kişi bizim ailemizdeki dini hassasiyetimizi fark ederek ailemizin içine sızdı. 2016 yılının Ramazan ayında sürekli bizimle vakit geçirdi, dini konuşmalar yaptı. Annemle babam kendisinden çok etkilendi. Hatta ona Uğur Bey değil Seyit diye sesleniyorlardı. Kardeşim ve ben daha uzak duruyorduk. Somut bir şey olmadığından anne ve babama bir şey diyemiyorduk.
Daha sonra annem yaşadığı şeyin ne olduğunu bilmediğimiz bir şekilde rahatsızlandı. Her gördüğü kişiyi sanık sanıyordu. Kendi kendine konuşuyordu. Aklını kaybetmiş gibiydi, yemeden içmeden kesilmişti, uyuyamıyordu. Sanık ise annemin bu durumuna karşı ‘Anneniz çok güzel bir sürece girdi, çok iyi mertebelere yükseldi. Benim danışmanlığımda çok iyi olacak’ diyordu. Bir süre sonra annem intihara kalkıştı ama sanık kendisinin bizim ailemize koruyucu olarak geldiğini söylüyordu. Bu şekilde babamı etkisi altına aldı. Biz de babamın aldığı kararları sorgulamazdık. Ancak çok iyi kazandığımız dönemde biz bir anda kazanamamaya başlayıp sanığın mal varlığını ve bindiği lüks araçları, zenginleştiğini görünce biz de sorgulamaya başladık.
Diplomasız otokrat kandırılıyor, emekli hakim kandırılmış çok mu? Sizin dine karşı zaafınız var, Allah denince uyuşuyorsunuz.
derdiniz varsa hastaneye gidin, yatırım yapacaksanız adam gibi bir resmi işe yatırım yapın ki sıkıntı yaşamayın. baba hakim kızlar avukat ama akıl cahiliye devrinde kalmış.
Torpille mi hakim oldun amca sen de böyle yaparsan cahil vatandaşa kızmaya gerek yok.