Eliniz İster İstemez Arkaya Gidebilir: Eskiden Kuyruğumuz Olduğunu Biliyor Muydunuz?

Kuyruğumuz olmadığı aşikar, peki bu kuyruk sokumu da neyin nesi?

İnsan vücudu bin yıllar süren bir evrimin ürünü.

Bu geçen zaman içinde kazanılan ve kaybedilen pek çok özellik oldu. Bir zamanlar bizim için önemli olan bir vücut özelliğimiz, belli bir noktadan sonra işlevsiz hale gelebildi.

Yirmi yaş dişi gibi.

İşte bu sınıflandırmaya kuyruk sokumlarımız da dahil.

Evet, belki dedelerimizin kuyruğu yoktu ama yeteri kadar geriye gittiğimizde, ki henüz iki ayağı üzerinde durmamış olanlardan bahsediyoruz, kuyruk can alıcı bir işleve sahipti: Denge!

Ne zaman ki bu denge işlevine ihtiyaç duymamaya başladık, yani iki ayağımızın üzerinde durabilen canlılar olduk, o zaman kuyruk da işlevini yitirdi.

İşlevini yitiren bu uzuv da zamanla küçülerek, bugün kuyruk sokumu olarak tabir ettiğimiz kemikten ibaret bir hale geldi.

İkna edemedik mi? Bir de şöyle söyleyelim. Aslında hepimizin kuyruğu vardı! Ama çok, çok küçükken.

Anne karnındayken kuyruklarımız en belirgin halini alır.

Embriyo 30-35 günlükken kuyruk gerçekten görünür bir hale gelir. Sonradan gelişme ilerledikçe tekrardan gövdeye oranla küçülerek bildiğimiz kuyruk sokumu halini alır.

Yine de, 1884 yılından 23 kez gözlemlenmiş kuyruklu doğum vakası yaşandı.

Bu vakalarda kemik ve beden yapısı normal olmasına rağmen uzunluğu 12 cm’yi bulan kuyruklar mevcuttu. Kuyrukların cerrahi müdahalenin ardından alınması sonucunda insanlar normal yaşamlarına devam etti. 

Tuhaf, öyle değil mi?

Popüler İçerikler

Demet Akalın 5 Bin TL Ödeyen Kiracısının Üstüne Bir de Misilleme Yaptığını Görünce Sinirlerine Hakim Olamadı
Yalı Çapkını Hayranları Ferit'i Görmek İçin Tekneyle Sete Gitti!
Yeni Sezonda Hayata Geçecek! TFF Hakemler Konusunda Büyük Adım Attı
YORUMLAR
28.12.2016

atavizm denen olayla evrim sirasinda korelmis bazi organlar sayisiz nesil sonra bile bazi bireylerde tekrar ortaya cikabiliyor. cunku organ korelip yok olmus olsa dahi kodlari hala genlerimizin icinde var olmaya devam ediyor. evet hepimizde kuyruk genleri mevcut. sadece gen mekanizmasi tarafindan aktive edilmedigi icin calismiyor, cop dna olarak duruyor. keza dna mizda bu cop kodlarda oldukca fazla miktarda mevcut. benzer sekilde c vitamini sentezleyen genlerede sahibiz ama cop calismiyor, gecen zaman icinde korelmis artik islevi yok, kendimiz c vitamini sentezliyemiyoruz, yiyeceklerden hazir olarak aliyoruz. tek basina boyle komplike gen kodlarinin dna mizda bulunup calismamalari bile bir akilli tasarim olmadiginin kanitidir. biraz akil sahibi her tasarimci islevi olmayan bozuk kodlari insa planlari icinde barindirmaz, basitce siler. ama dogal seleksiyonla gerceklesen bir yapida zarari yoksa o bozuk kodlari silecek hic bir mekanizma yoktur, orda durmaya devam ederler.

28.12.2016

atavism sadece insana ozgu bir durum degildir. balina ve yunuslarin on finlerinde el kemikleri her bireyde olmasada siklikla karsilasilan bir durum. ayrica arka finleri olan yunuslarda nadirende olsa gorulmekte. ayakli yilanlarda atavismin, evrim kalintilarinin baska ornekleri. bunlari basit mutasyonlarla aciklayamayiz nitekim ayak gibi kas kemik ve tendonlardan olusan duzenli bir yapinin tek mutasyonda ortaya cikmasi mumkun degil, bu uzuvlarin yapisal planlari hala dna nin icinde durmaya devam ettigi icin bir anda tum karmasikligiyla oraya cikabiliyorlar.

29.12.2016

Evrim inanılacak bir olgu değil. Evrime inanmamak demek, en başta tıpa inanmamak demektir. Ben yerçekimine inanmıyorum demekle eşdeğerdir. Evrimin bir teori olduğu kabul edilir ama büyük oranda kanıtlanmıştır. %100 kanıtlanamamasının sebebi, düşündüğünüzden çok daha uzun yıllara yayılmış olması, 1+1=2 gibi bir sonuç vermemesidir. Tam olarak Darwin'in belirttiği şekilde olmaması bunun gerçek olmadığı anlamına gelmez. "Ara türler nerde o zaman" diyenler, kullanmadığı bir organı taşıyan her canlı bir ara türdür.

28.12.2016

Bel fıtığı dört ayaktan iki ayağa geçtiğimizin en büyük ispatlarından biridir.

28.12.2016

Ve doğum sancısı...

TÜM YORUMLARI OKU (100)