Arkadaşlarının Teddy olarak çağırdığı Theodore Pierce, evli ve mutlu bir adamdır. Sevgili karısı Didi ve harika çocuklarıyla sakin bir yaşam sürmektedir. Reklamcılık işi de iyi gitmektedir. Bir gün arabasını parkettiği garajda duyduğu topuklu ayakkabı seslerinin hayatını değiştireceğinden habersiz yaşayıp gitmektedir:
Sesler genç bir kadına aittir. Kırmızı ayakkabıları ve kırmızı elbisesiyle baştan çıkarıcı bir endama sahip olan esrarengiz güzel, yürürken bir havalandırma boşluğunun üzerinden geçer ve etekleri uçuşur. Marlyn Monroe’nun meşhur pozu, Teddy’nin gözleri önünde tekrar hayat bulmuş ve üstelik adamımız, kaşla göz arasında genç kadının kırmızı iç çamaşırına bir dikiz atma fırsatı da bulmuştur. Kırmızılı kadın yüzünde muzip bir gülümseme ile yürüyüp gittiğinde, Teddy’nin de hayatı değişmeye başlayacaktır.
Unutulmaz sahneyi bir türlü kafasından atamayan adamımız, ümitsizce kızın izini sürer ve esrarengiz güzelin, kendi şirketinin reklam çekimi için kiralamış olduğu bir model olduğunu öğrenir. Kırmızılı kadının ismi Charlotte’tur. Erkek arkadaşları Teddy’yi cesaretlendirip, karısından gizli kırmızılı kadının peşinde koşması için akıllar verip, aşık adamın hayatının iyice arapsaçına dönmesine katkıda bulunurlar. Teddy’nin davranışları ister istemez değişmiştir. İşyerindeki gizli bir hayranı, Teddy’nin hal ve tavırlarındaki değişikliği kendine yorar ve işler iyice karışır.
#1 oscarlı kuaför mü var şimdi
suicide squad!a da oscar vermezsin ya
Oscarların nerdeyse hepsi filme değil zaten. Makyaja, müziğe, kurguya gitmiş. 1 tanesi filme gitmiş. O da müzikal. İçerik dikkat çekmek için.