Elektrikli arabalar çevre dostu diye hepimiz seviyoruz ama kafamızda hala aynı soru var. Bu araçlar neden kendini şarj edemiyor? Hareket ettikçe enerji üretmeleri mantıklı gibi geliyor aslında. Ama ne yazık ki işler sandığımız kadar basit değil. Hem teknoloji hem de fizik kuralları buna pek izin vermiyor. Gelin o kurallar neymiş birlikte bakalım.
Elektrikli Arabalar Kendi Kendini Neden Şarj Edemiyor?
3
Aslında mantıklı gibi duruyor ama fizik kuralları izin vermiyor.
Elektrikli bir aracın hareketi sırasında motorun ürettiği enerji, sadece aracı ilerletmeye yarıyor. İkinci termodinamik yasasına göre enerji, kendi kendine yüksekten düşüğe akar, yani sistem dışından ekstra bir enerji girişi olmadan araç kendi bataryasını şarj edemez. Bu yüzden elektrikli araçları mutlaka bir enerji kaynağına yani şarj istasyonlarına bağlamamız gerekiyor.
'Ama hibrit araçlar kendini şarj ediyor?' diyebilirsiniz, haklısınız ama bu sistem tamamen farklı işliyor. Hibrit sistemlerdeki rejeneratif frenleme sayesinde yavaşlama sırasında açığa çıkan kinetik enerji bataryaya geri aktarılabiliyor ama tam şarj için asla yeterli değil.
Peki ya rejeneratif frenleme? O da mı işe yaramıyor?
Rejeneratif frenleme, sürücü frene bastığında veya gazdan ayağını çektiğinde oluşan enerjiyi topluyor ve bataryaya yönlendiriyor. Şehir içi kullanımda bu sistem menzili yaklaşık yüzde 20 artırabiliyor.
Ancak uzun yolda, yani sabit hızda seyahat ederken bu sistem pek bir işe yaramıyor. Üstelik rejeneratif frenleme de enerjinin sadece bir kısmını geri kazandırabiliyor ki bu oran en iyi ihtimalle yüzde 70’e kadar çıkabiliyor. Yani tam anlamıyla kendi kendini şarj eden araç kavramı için sistem henüz yetersiz.
Gelecekte ne olabilir? Hayal değil ama bugünden çok uzak.
Volkswagen’in mobil şarj robotu gibi bazı fikirler gündemde. Robotlar park halindeki araçlara gelip şarj işlemini başlatabiliyor ancak bu sistem de teknik olarak kendi kendini şarj etme değil.
Kablosuz şarj sistemleri de şu aralar gündemde. Aracın altına yerleştirilen alıcı bir bobin, zemindeki verici bobinle manyetik alan üzerinden iletişime geçerek şarj işlemini başlatabiliyor. BMW ve Tesla gibi devler bu alana yatırım yapıyor ama maliyetler şu an oldukça yüksek.
Güneş panelleri de başka bir umut kapısı. Lightyear 0 modeliyle güneş enerjisiyle çalışan bir elektrikli araç üretildi bile. Ancak üretimi durduruldu ve çok pahalıydı. Yeni nesil Lightyear 2 modeli için çalışmalar sürüyor ama yaygınlaşması zaman alacak gibi. Tüm bunların üzerine, kablosuz şarj altyapısı henüz şehirlerde yaygın değil ve sistemlerin güvenliği de ayrıca endişe konusu.
İlginizi çekebilir:
Formula 1 Araçlarının Kokpitleri Neden Açık Yapılıyor?
Bir Dönemin Gözdesi Murat 124’e "Hacı Murat" Lakabı Nerden Geldi?
Dubai'de Binlerce Lüks Aracın Terk Edilmesinin Ardındaki Sebep
almayın diyenler çok küreselcilerin dayatması
Yahu biraz fizik biliyorsunız böyle birşeyin mümkün olmadığını bilirdiniz? Rejeneratif şarjda ise ne %70'i en fazla %30.
E patronlar nası para kazanıcak. Pilli arabamı olur. Bas benzini yürü git.