Yukarıda bahsi geçen dönemin toplum yapısı ve yayıncılık anlayışı, kişileri en çok ağlatıyor, güldürüyor, kızdırıyor, en nihai sonla mutlu ediyordu. Değişen tüketim şekilleri, kültür bozulmaları ve algı karmaşası ile birlikte, bu yansıma ve yansıtma hali, farkında bile olmadığımız bir yanılsama içine çeker bizi. Özellikle içinde bulunduğumuz çağ insanının, bütün gizil doğasını keşfetmesi ve ortaya çıkarması ile bu durumun dijital platformlarla nasıl yansıtıldığını görmek şaşırtıcı bir hal alır. İnsanın bu gizil doğasını çözümlüyor ya da iyi gözlemliyor olmalılar ki, şiddet, tutku, vahşet, yasak aşk ve benzeri konulu yapımlar ardı ardına diziliyor ve izlenme rekorları kırar.
Durum kapitalist mercek ile arz talep meselesini ortaya çıkarırken, psikolojik ve sosyolojik açıdan daha ürkütücüdür. Çağın maddesel ve hazcı eğilimleri ile daha da karmaşıklaşır bu durum. Çünkü yaşamın değerini manadan alıp maddeye teslim etmek ve doyuma ulaştırmayan refah seviyesi ile zorlaşan yaşamların öfkesi, tetikler mevcuttaki doğayı. Artık bir büyükannenin heyecanı ve umudu kadar masum değildir devinimler. Kişiler, öldürmek, zarar vermek, çalmak, yakalanmamak, çok zengin olmak, çok güçlü olmak, hükmetmek, otorite kurmak, çok güzel olmak, hazzın doruğuna çıkmak arzusu ile yeni kahramanlar seçer kendine. Ve bu rollere uygun kahramanlar salınır ekranlarda. Bu sefer bu ve benzeri konularda bir boşalım yaşıyordur kişiler. Bu bir bastırılmış içgüdü mastürbasyonudur. Kendini keşfetme yolculuğunu tamamlayıp, kendine bir ölçü belirleyip, kendini gerçekleştirme ile kişisel bütünlüğü tamamlamayı beceremeyen çoğunluk kendine bir çok kahraman seçecektir. Onarmayı başaramayıp bastırdığı bütün doğasını kahramanları ile yaşayıp gerçekleştirir. O kahramanla birini öldürür, başka bir kahramanla birini aldatır. Hatta bütün bir topluluğa hükmeden azılı bir lider olur.
Çok karizmatik göründüğü sürece seri cinayette işlenebilir. İhanet eder, çalar, kafa keser, hükmeder. Bütün bunları meşrulaştıracak bir çok sebebi de o izlediği hikayelerde bulur. Her şey o hikayede meşrulaşır. Tutkuyla aşık olan aldatabilir, saygın bir erkek yolsuzluk yapabilir, canı yanan kişi katil olabilir ve daha bir çok ikna olunan otokontrolsüz iç güdü yansımaları hayat bulur. Dijital platformlar ise bu tespit edilen durumun ekmeğini yemeye devam eder. Bu varılan noktanın çocuklar üzerinde ki etkisi ve benlik oluşumu döneminde ki renkli dürtüsü ise başka bir tehlikeli tartışma konusudur.
Kişiler çoğu zaman kendilerini bu aracı kahramanlar ile keşfeder hatta. Ne olduğunu ne olmadığını, en fazla ne yapacağını ne yapamayacağını bu kanalla öğrenir ve bazen sürdürür. Daha önemlisi bu yolla, bazı toplumsal düzeni tahrip eden davranış biçimlerinin, zihinde normalleşerek gerçek hayatın içine sızdırılmasıdır. Kişiler, zamanını ve zihnini neye verdiklerini iyi ölçmeli, farkındalık bilinci ile karar vermelidir. Hani bildiğimiz bir söyleyiş vardır “ çevrenizdeki beş kişinin ortalamasısınız” bu konuyla ilişkili olarak durum şu ifadeye evrilebilir “izlediğiniz beş filmin ortalamasısınız” Peki siz bu gün kim olmayı seçtiniz?
Ela Zehra AKOĞUL