19 Mart’ta gözaltına alınan ve 23 Mart’ta tutuklanan İmamoğlu, “Beni parmaklıklar ardına koymak Erdoğan için bir zafer değil. Aksine, bir uyanışı tetikledi” dedi. Gizli tanık ifadeleri nedeniyle tutuklandığını belirten İmamoğlu, “Ben siyasi bir mahkumum” ifadelerini kullandı.
“Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünden bu yana Türkiye'nin izlediği yol ilgi çekici bir model sundu: çoğunluğu Müslüman, laik, demokratik bir cumhuriyet moderniteye doğru ilerliyor. Ancak Recep Tayyip Erdoğan'ın 22 yıllık iktidarında bu model çözüldü. Demokratik kurumlar aşındı, muhalefet kriminalize edildi ve yargı silah haline getirildi. Bu demokratik çürüme ekonomik krizi derinleştirdi ve halkın umutsuzluğunu yaydı.
Halkın desteği arttıkça ben de cumhurbaşkanlığına adaylığımı açıkladım. Ancak hükümet bu ivmeye saygı göstermek yerine baskılarını arttırdı. Yönetimimizi soruşturmalarla ve belediye hizmetlerini engelleme tehditleriyle doldurdular. Otuz yılı aşkın bir süre önce verilen ve başkanlık görevi için gerekli olan üniversite diplomam keyfi bir şekilde iptal edildi. Ardından, 19 Mart'ta, adaylığımın resmen onaylanmasından dört gün önce, yüzlerce polis evimi kuşattı. Aralarında en yakın danışmanlarım ve belediye çalışma arkadaşlarımın da bulunduğu 100'den fazla kişiyle birlikte yolsuzluk ve terörizme yardım gibi asılsız suçlamalarla gözaltına alındım.
Bu satırları, birçok seçilmiş yetkili, akademisyen, gazeteci ve aktivistin de tutulduğu Silivri Cezaevi'ndeki bir hücreden yazıyorum. Bir avuç sözde “gizli tanığın” belirsiz söylentilerine dayanılarak hapsedildim. Hakkımda verilmiş bir mahkumiyet kararı yok. Ben siyasi bir mahkumum.'
Doğru söylüyor siyasi mahkum kendisi o yüzden tutuklanması halkta ters tepti şimdiye kadar Erdoğan çok kelle götürdü ve hepsinde arkasında halk desteğini vardı şimdi ilk defa bir işte arkasında halk yok ufak bir azınlık var o yüzden bu iş Erdoğan için çıkmaza girdi güç var lakin meşruiyet yok
Bak sana bir hikaye anlatayım geri zekalı ekrem.. Toplumsal bunalımın esas nedeni ülke içinde siyasi iç barışın sağlanamamış olmasıdır. Problem, milletin ev, araba, bisiklet alamaması filan değil.. Eğer bu huzursuzluğun kök nedenini doğru analiz edemezsek ülke içinde birlik ve dirlik asla sağlanamaz. Nedir bu kök neden? Maalesef 70li ve 80li yıllarda AB uyum politikaları çerçevesinde mecliste ileri demokratik ortam oluşması hedefiyle, Anadolu'ya dışarıdan sokulan Yahudi ve Ermenilere devlet eliyle vatandaşlıklar verilmişti. Önce bunlar güney doğudaki köylere yerleştirilirken, 90'larda da mecliste siyasal temsil kabiliyetine kavuşturuldular .. Devlet o zaman 2025 deki kadar vizyonel değildi ve bu operasyonlar basiretsiz liderler tarafından yaptırıldı.
l a n bi bitmedi İngilizlere zırlamanız..