'Öncelikle belirtmeliyim ki, ‘Fatih Sultan Mehmet'e ait türbe' dedikleri yerin Fatih Camii haziresinde bulunan ‘Gülbahar Hatun' türbesinin önü olduğundan bile bihaber bu müfteri, aziz hatırasını ve emanetini korumak üzere iki yıllık İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığım süresince yaptıklarım ortadayken, Fatih Sultan Mehmet Han'a saygısızlık edebileceğimi; Gülbahar Hatun'a ya da bu dünyadan göç etmiş herhangi tarihi şahsiyete ait bir türbeye ya da hatıraya karşı özensiz olabileceğimi ima edebilecek kadar izandan yoksun birisidir' diyen İmamoğlu, 'Bu nedenlerle Yüce Han'ın fethettiği, bir çağın kapanmasına yeni bir çağın başlamasına vesile olan Dünya Kenti İstanbul'un seçilmiş bir Belediye Başkanı olarak bu yakıştırmayı şiddetle reddediyorum, iftira atanı da kınıyorum.
Müfterinin nasıl bir duygu içinde iftira ettiğini bilemem, ancak bildiğim bir şey var, o da kanunda suç olarak açıkça tanımlanmayan bir eylemin ciddiye alınarak suç kabul edilmesi ve ön inceleme konusu yapılmasıdır. Bu üzüntü verici bir durumdur. Kural şudur; yasanın açıkça suç saymadığı bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez, ceza hukukunda kıyas yapılamaz ve ceza kanunlarının kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanması yöntemi uygulanamaz.
Eller arkada bağlı gezmenin bir suça temas etmesi için bu yönde bir kastın ya da en azından bir ihmalin/kusurun mevcudiyetinin bulunması gerekir. Ancak herhangi bir insandan sadır olan insanın doğal hareketi, anlık refleksi ile elleri arkaya bağlayarak gezinmede bir suça yapışacak şekilde bir iradi hareket olduğunu hukuk sistemi kabul etmez.
Aksi halde devreye insanın iç dünyası ile ilgilenme, insanın düşüncesini sorgulama girer ki ceza hukuku böyle bir sorgulamaya izin vermez. Ceza hukuku maddi ve kesin deliller üzerinden yürür. Ceza hukuku sisteminde ‘niyet okuma' yasaktır.”
Başkanım boş ver iyi yapıyorlar. Devam mağduriyet yaratmaya, bizim milletimiz bayılır mağdur olana. Daha çok soruşturma açsınlar, açtıkça batıyorlar.
Yahu bunlar İmamoğlu'nu zorla Cumhurbaşkanı yapacak :))