'Piyasalarımızda kabus gibi geçen bu 3 günün ufak bir muhasebesini yapalım.
Bu 3 gün boyunca Londra’da bana en çok sorulan sorular şöyle:
-Olaylar daha büyür mü? Gezi gibi toplumsal bir olaya evrilir mi?
-Yerli yatırımcı ne olursa/ne zaman dövize saldırır?
-Dövizde seviye savunma yerine TCMB doğrudan faiz artırsa daha iyi değil mi?
İlk konu istisnasız kiminle konuşsam ilk soru. Yalnız unutmayın ki bu soruyu bir Türk vatandaşının sorması ile hedge fon yöneticisinin sorması arasında ciddi bir fark var, zira ilki kendi geleceğinden, diğeri yatırımının geleceğinden kaygılı. İçeride pozisyonu olmayan da acaba bir fırsat doğar mı diye bakıyor.
Yerli yatırımcının tavrının ne olduğu konusu ise şundan önemli: Bu haftaya dek piyasalarda Türkiye kaynaklı önemli bir sorun olmadığı halde 2025’te yurtiçine giren yabancı sınırlı kaldı. En yüklü yabancı pozisyonu bu hafta öncesinde yuvarlak $30 mlr ile swap piyasasında iken, tahvilde $15, hissede de $35 mlr gibi bir stok söz konusu idi.
Geçen şu üç günde tahminen $20 mlr gibi çıkıştan bahsediyoruz ki bunun önemli kısmı swaptan. TL tahvilde ilk gün itibarı ile likidite buharlaştığı için alış kotasyonları çekildi, o yüzden oradaki çıkış mecburen sınırlı kaldı. Hisse tarafında ise kim yabancı, kim gerçekten sattı, kim trade etti anlamak güç ama nette oradan da çıkış var haliyle. Eurobond tarafını geçiyorum zira onun TL bacağı yok. Elbette 260-330 CDS hareketinin gösterdiği üzere orada da sağlam bir satış dalgası oldu.
Özetle çıkacak olan yabancı büyük ölçüde gitti, kötü senaryoda bir miktar daha çıkış olsa dahi bu 3 gün gibi etki yaratması zor artık. O yüzden mesele yerlinin tavrında.
Burada net bir döviz talebi var. TCMB’nin ara toplantı ile faiz koridoruyla oynaması da bu yerli yatırımcı kaynaklı döviz talebini durdurma amaçlı. Depo ihaleleri ve likidite senetleri ile piyasada bu hafta başında 1 trn TL civarında bulunan fazla likidite hızlı bir şekilde emilecek, böylece gecelik faizler %46’ya yapışacak, bu da mevduat faizlerini yukarı itecek. Bu durumda yatırımcı gelişmelere göre eğer siyasi taraftaki rahatsızlığını bir kenara bırakabilirse o zaman TL’nin cazibesi artacağı için döviz almayabilir. Tabi bu esnada TL’nin de daha fazla değer yitirmemesi gerekir.
Demek ki pazartesi göreceğimiz tablo sıkışan TL likiditesi ile artan faiz ortamı ile savunmanın daha da pekiştirileceği bir döviz piyasası.
Çok güzel. Peki bunun bedeli ne?
TCMB net döviz rezervlerinin kabaca 1/3ü gitti, tamam çıkışlar azalır gibi görünüyor hesaba göre ama yeni giriş de olmayacak bir süre. Döviz ihtiyacı olan şirketler de bir şekilde dönüp buradan alacaklar. Özetle son 1.5 yılın rezerv kazanımı 3 günde ciddi bir yara almış durumda. Daha fazla çıkış durumunda bu yeniden sorgulanır.
İkinci konu faiz seviyesi. Bir süre faiz indirimini rafa kaldıracağız gibi görünüyor. Tabi TCMB’nin politika faizini değil de koridorun üstünü artırması aslında sorunun geçici olacağını düşündüklerini gösteriyor. O yüzden faiz indirim döngüsü bitmiştir diye kesin bir yargıya da varamıyoruz henüz. En azından 17 Nisan büyük ihtimalle pas deyip bunu da şimdilik burada bırakalım
Faiz mevzuu bankaların net faiz marjının cidddi toparlanmasını beklediğimiz bir yılda gene tersi etki yaratacak. Sene başından bu yana güzel giden banka hisselerinin bu 3 günde bu kadar satış yemesinin sebebi bu.
Toz duman yatışınca bütün makro tahminlerin de değiştiğini göreceğiz. Enflasyon yukarı büyüme aşağı kur ve faiz hafif yukarı gibi…
Herkese geçmiş olsun.'
Lider olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu. 1- Lafa gelince ben “ekonomistim” diye nutuklar atılır. Ama ekonomis olarak tek yaptığı özelleştirme ve dışardan ağır faiz borçlanmalarla sıcak para girişi. 2- Deneme-yanılma yöntemiyle yapılan değişikliklerle içine edilir ve faturası halka yansır. 3- Karşı rakibine bir hamle yapıyorsun ama bunun girdisi-çıktısı-artısı-eksisi vs’si hiç birini hesaplamadan porselen dükkanına girmiş fil gibi yerle bir ediyorsun. Bunun faturasını da yine halk ödeyecektir. 4- Tebrikler siz lider değil 23 yılda lidercilik oynamışsınız.
Daha önce gezi olaylarında ekonomi böyle oldu dolar böyle fırladı diye ağlaşanların sesi çıkmıyor. Sırf güçlü bir rakip karşısına çıktı diye sudan bahanelerle adaleti hiçe sayıp kişileri bu şekilde kanunsuzca yargılarsanız ekonomide böyle çakılır. Adalet tek taraflı işletilemez emsal gösterilir geriye dönük işletiliyorsa her şüpheli bundan payını alır olay netleştirilir. Kendinden yana olanları kayırıp farklı düşünenleri yargılıyorsan ülke böyle yangın yerine döner. Senelerce sandık sandık diye sayıkladılar Sandıkta kazananı şimdi hiçe sayıyorlar. Millet iradesi dediler onu da iplemiyorlar. Şimdi dış güçler bilmem ne mağduriyet edebiyatıyla gösteri yapanların üzerinden oy devşirmenin derdine düştüler.
Borsada kaldıraçlı short girenler ve yakın zamanda dolar ve altın alıp yüksekten satanlar şuan servetlerine servet kattı ekonomistimiz sağolsun. Yok ki bizim içerde bir dayımız 60x kaldıraçla short girelim.