Ekonomist Şişman: 'Krize Giden Bütün Yollar Açık, Hiperenflasyona Doğru Yol Alıyoruz'

Zamlar durmuyor, enflasyon yükseliyor.

Ekonomistlerden peş peşe uyarılar gelmeye devam ediyor.

İktisatçı Prof. Dr. Mehmet Şişman, Türkiye’nin ne yazık ki hiperenflasyona doğru yol aldığını vurgulayarak yıllık enflasyonun mayıs ayına kadar, yüzde 50’lere sıçrama olasılığının yüksek olduğunu söyledi.

Ekonomide model arayışı neye mal olacak?

Cumhuriyet'te Şehriban Kılıç röportajında, son dönem ekonomik model ve durum hakkında açıklama yapan Şişman, ekonomide model arayışı için şunlar söylüyor: 

Ülkenin ekonomide yeni bir modele ve bakış açısına ihtiyacı olduğu gerçek, fakat ortaya konan bu model gerçeği kavramıyor. 2020’de başlayan faiz indirimiyle kredi genişlemesi süreci para politikasını faiz, döviz ve enflasyon üçgenine soktu. Döviz rezervindeki hızlı erimenin döviz kuru artışıyla olumsuz etkisi geldi.

Halbuki, tüm dünyada olduğu gibi Covid çıkışı kapitalizmin normalini anlamaya çalışmalı, ona göre politika üretmeliyiz.

Mevcut iktisat politikasıyla tüketici yoksullaşması yaygınlaştığı gibi, ekonomide maliyetler yükseliyor, enflasyonu düşürecek politik seçenek ortaya konulamıyor.

Kur korumalı ürün ekonomiyi nasıl etkileyecek?

Güven en temel unsur burada. Psikolojik etkiler aşılmadan yatırım tasarruf dengesi beklenmemeli. 

Kur korumalı mevduat uygulaması ilk üç ay içinde anlaşılacağını düşündüğüm ve güven tazeleme unsuru olamayacak derecede zayıf bir araçtır. Bu hesaplara ilgi ilk ay düşük düzeydedir.

Ekonomide görülen en temel riskler neler?

Hiperenflasyon çok büyük bir risk olarak ortada duruyor. Bu modelle de çözülmesini beklemiyoruz. Ayrıca toplumdaki ayrışma, kutuplaşma had safhada ve krize giden bütün yollar açık. 

Öte yandan, Fed faiz artırma sürecine girecek. Bu gelişmeye hazırlıksız yakalanıyoruz. Kafa kafaya verip genel krizi önleyebilecek zamanı ve kurumsal hafızayı ortaya çıkaracak ortamı yaratmazsak, 2022 hiç de iyi bir deneyim olmayacak.

2022 yılı için kur, faiz, büyüme, işsizlik tarafında neler bekleniyor?

2022’de de geçen yıl olduğu gibi, sadece büyüme amaçlı ve emeğin gelirden aldığı payı reel olarak artırmayan bir modelle, gelinecek yer işsizliği de önleyemez. Zira bu durumda iç talep aşağıya çeker ve kârlılık da düşer. 

Mayısa kadar yüksek enflasyonu durduramazsak, kur ve faizi de durduramayız. Kurdaki dalgalanma devam edecek. 

Bıçak sırtında ilerliyoruz.

Enflasyonda halkı nasıl günler bekliyor?

Eğer topyekûn değişiklik öneren iktisadi model getirilmezse ve/veya öngörülebilir bir seçim tarihi açıklanmazsa yıllık enflasyonun mayıs ayına kadar, TÜFE’de yaklaşık yüzde 40’lardan yüzde 50’lere sıçraması olasılığı yüksektir. Zira ÜFE’deki aylık yaklaşık yüzde 20’lik yıllık yüzde 80’lik enflasyon bu süreci tetiklemekte. Bu da hiperenflasyona doğru yol aldığımız anlamına gelmektedir ne yazık ki.

Politik alan ekonomiyi belirleyecek bir çerçeve sunmalıdır. Aksi halde iktisadi ve siyasi krizin oluşması engellenemez bir hal alıyor. 

Vatandaş 2022’de ilk iki ayı yükselten nominal ücretleri dikkate alarak yanılsama içinde geçirebilir. Mart ayından itibaren yeniden enflasyonun ağırlığı daha fazlasıyla kendisini hissettirecektir. Zira reel ücretler yükselmedi. Özellikle sabit gelirli çok derin bunalım halini deneyimlediği bir zaman dilimine girmiştir.

'Yabancı sermaye kur riskini üstlenmek istemez'

Dövizdeki oynaklık ve maliyetlerin belirsizliği sektörlerdeki fiyat sözleşmelerinin belirsizliğini artırıyor ve iş yapma kabiliyetini azaltıyor. 

Fiyatlardaki bu oynaklık yabancıyı da ürkütmüş anlaşılan; geçen hafta swap pozisyonlarını bile 279 milyon dolar azalttılar. 

Neoliberal modelde yabancı sermaye kur riskini üstlenmek istemez.

Belirsizlik ortamı banka ve sanayi şirketlerini nasıl etkiler?

Artık faiz artırsak bile faydası belirsiz. Kur korumalı mevduat biçiminde kur çok artsa bile bankaların kur riski Hazine tarafından karşılanacağından, neoliberal finansallaşmanın temel kurumu bankalar yine kârlılığını koruyacaklar. Bankalar uzun vadeli ticari kredi vermekte isteksiz. 

Sanayi ve ihracatçı ithalat girdi maliyeti yanında elektrik ve ücret artışlarının getirdiği maliyet artışlarıyla da baş etmek ve dolar cinsinden yükselen maliyetlerine çare bulmak zorundalar. Bu olgu da işsizliği düşüren istihdam artışlarının ve yatırımların hızını kestiği gibi, belirsizliği ve öngörülemezliği daha da artırmaktadır. Tarımda işler çok karışık.

Popüler İçerikler

Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
Mauro Icardi'den Olay Wanda Nara Paylaşımı: ''Evimde 2 Saat Boyunca Beni Taciz Etti''
Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı