Öte yandan, üretici ve perakendeci tarafındaki maliyet enflasyonu, vatandaşın satın aldığı her ürüne zam olarak yansımaya, yurttaşın alım gücünü düşürmeye devam ediyor. Ekmeğin 4,5 liraya, bir litre sütün 15 liraya çıkması, en temel gıda ürünlerine ulaşılabilirliği de azaltıyor.
Ekmeğin resmi olarak 4 liraya çıkmasının talep edildiği nisan ayında açlık sınırı, asgari ücretin 1070 TL üzerine çıkarak 5 bin 323 TL’ye yükselmişti. Yoksulluk sınırı ise 17 bin 340 TL’ye ulaşmıştı.
Türk-İş’in bu verilerine göre ayrıca, Ramazan Bayramı’ndan sonra ekmek, et ve süt fiyatlarında yeni zamlar olabileceğine işaret edilmişti.
İTO 12 No’lu Ekmek Un ve Unlu Mamuller Meslek Komitesi Başkanı Hasan Demir’in açıklamaları, bayramdan sonra ekmeğe yapılan gayrı resmi zamlarla bu artışların gerçekleştiğini ortaya koymuş oldu. Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ süte yaptığı zammın da, 15 Mayıs’tan sonra da perakende süt fiyatlarına yansıması bekleniyor.
İstanbul Sarıyer'de 4 TL şuan devlet denetleyemiyorsa halk olarak yapacak bişeyimiz yok ekmek bu almam yemem diyemiyorsun.
Her şeyin maliyeti artıyorken ekmeğe zam gelmemesi saçma olur zaten. Bir çok şeye zam gelirken ses çıkmıyor ekmeğe gelince ses çıkacak bunu biliyorlar. O yüzden ekmek fiyatlarını aşağıda tutmaya çalışıyorlar.
Arkalarında Yüksek Adamlar Varken Bu İ**nelere Hayat Güzel.